Ozan Tekin

Ozan Tekin son yazıları

Ozan Tekin tüm yazıları

19.01.2015 - 09:55

Metal işçileri kazanırsa hepimiz kazanırız

Toplu sözleşme sürecinde yaşanan tıkanma, patronlar örgütü MESS'in dayatmaları ve sendika dışında her şeye benzeyen Türk Metal'in liderliğinin ihaneti sonucunda, Birleşik Metal-İş grev kararı aldı.

DİSK'e bağlı sendika, metal işçileri içinde çoğunluk değilse bile, azımsanmayacak bir temsiliyete sahip.

Haftalardır onlarca fabrikada yapılan uyarı eylemlerinden sonra, şimdi 14 kentte 38 ayrı fabrikada 15 bin işçinin katılacağı greve hazırlık yapılıyor. Metal işçileri 29 Ocak'ta iş bırakacak.

Grevlerin düşmanı AKP

"Demokrasi" konusunda sağa sola ders veren AKP'nin grevler karşısındaki tutumunu hatırlamak için çok eskilere gitmeye gerek yok. 2014 yılı ortasında 6 bine yakın cam işçisinin bir hafta süren grevi, Bakanlar Kurulu'nun kararıyla "ertelenmişti". Erteleme, fiili olarak yasaklama anlamına geliyordu. Hükümet, Batı'da genel bir demokrasi paketinin bir parçası olan ve böyle olması için on yıllar boyunca mücadele edilmiş sendikalaşma ve grev yapma hakkına düşman. Görünürdeki gerekçe grevin "genel sağlığı ve milli güvenliği" tehdit ediyor oluşu. Buradan "milli güvenlik" denen şeyin zaten patronların ve egemen sınıfın güvenliği olduğunu anlıyoruz. Gerçek gerekçe ise üretimin durmasıyla birlikte patronların büyük miktarlarda zarar etmeleri.

Patronlar sanıldığı kadar güçlü değil

Yani üretim süreçlerinin patronlarla işçiler arasında son derece makul bir iş bölümüne dayandığı, patronların da "sermayelerini ortaya koyarak riske girdikleri" veya "birçok kişiye iş imkanı sağladıkları" gibi sağcı diskurlar, gerçek hayatın akışı içinde kolayca boşa çıkıyor. İşçiler üretimi durdurduklarında, artı değer sömürüsüne dayalı sermaye birikiminde aksama meydana getirilebildiğinde, patronların hiçbir anlamı kalmıyor. İşçilerin grev yapmasını engellemek ve kazanılmış haklarına saldırmaktan başka çareleri yok.

Soma sonrası işçi hareketi

Metal sektöründeki grev ise yalnızca 15 bin işçinin katılacağı yaygın bir eylemlilik olacağı için anlam taşımıyor. Metal işçileri kritik bir dönemde greve gidiyorlar.

Soma'da 301 kişinin katledildiği maden faciasından beri işçi ölümleri ve iş güvenliği sıkça tartışılır oldu. Soma'da halka saldıran AKP liderliğinin yoksullardan değil patronlardan yana olduğu açıkça görüldü. 2002'den beri 15 bin işçi ölmesine rağmen ceza alan tek bir patron yok.

Ve yine "halkı koyun gibi gören" siyasi görüşlerin aksine, işçiler, sıradan insanlar, haklarına böylesine bir saldırı başlatıldığında refleks gösterirler.

Bu sayfalarda çokça yazılıp çizildi; kimi araştırmaların ortaya koyduğu verilerden de anlaşılabileceği üzere, 2014'ün ikinci yarısında grevlerin ve işçi direnişlerinin sayısında gözle görülür bir artışla karşı karşıyayız.

Sınıfın birliği

Çeşitli yerlerde mücadeleler ve direnişler yaşanıyor. Bazıları ufak tefek kazanımlar elde etse de çoğu mağlubiyetle bitiyor. Greif işçileri, Şişecam grevi, Yatağan direnişi bunların örnekleri.

Çünkü işçi sınıfının gücü, kimi sendika bürokratlarının veya solcuların düşündüğü gibi fabrikaların önüne çadır kurup bekleme yeteneklerinden değil, kolektif olarak davranarak üretim sürecinde söz sahibi olabilme potansiyelinden gelir. Bir fabrikadan kovulan işçilerin geri alınabilmeleri için en önemli silah, içeride çalışmaya devam eden işçilerin eyleme geçmesidir.

İrili ufaklı, umut veren onlarca direniş, birbirinden yalıtılmış hâlde duruyor. Bu grevlerle dayanışmak için büyük gösteriler düzenlenemiyor. Yalnız kalan işçiler, işçi sınıfının diğer bölümleri kazanılamadığı sürece kaybetmeye mahkûm kalıyor.

Kazanmak mümkün

Birçok kentte, bir işkolundaki işçilerin önemlice bir miktarının greve çıkacak olması, bu açıdan önemli avantajları beraberinde getiriyor. Buradaki grevin kazanması, Soma sonrası yükselen işçi hareketinin bütününe moral, özgüven ve cesaret verecek. Kürt sorununda çözüm, Ermeni Soykırımı’nın tanınması, yolsuzluk ve rüşvet batağı ve kendi tabanındaki çatlaklarla boğuşan AKP, bir de karşısında kazanım elde edebilen bir sınıf hareketi bulursa iyiden iyiye zayıflayacak.

Metal işçileri, bizim sınıfımızın bir parçası olarak kölelik düzenine, patronlara, ekonomik büyümeden pay alamayışımıza, işçi ölümlerine ve AKP’nin bütünlüklü neoliberal paketine karşı direnecekler.

Bu yüzden her yerde grevci işçilerle dayanışmak için elimizden geleni yapmalı, emek örgütlerini harekete geçmeye zorlamalı, metalcilerin grevinin ülkenin merkezi meselelerinden birisi hâline gelmesi için uğraşmalıyız.

Onların zaferi, hepimizin zaferi olacak.

Ozan Tekin

[email protected]


Bültene kayıt ol