Faruk Sevim

Faruk Sevim son yazıları

17.10.2015 - 06:47

Yoksulluğa karşı işçiler sendika üyesi olmalıdır

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK), 2014 yılı araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de kullanılabilir fert geliri ortalama yıllık 14 bin 500 TL oldu.

Gelirlerin bölgesel dağılımlarında ise önemli eşitsizlikler var. İstanbul’da kullanılabilir fert geliri yıllık 19 bin TL iken, Kürt illerinde 7 bin 500 TL seviyesine kadar indi. Türkiye’de en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay yüzde 46 olurken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun payı yüzde 6 oldu. Bu oranlarla Türkiye dünyadaki en kötü gelir dağılımına sahip ülkelerden birisi olmaya devam etti.

Araştırmanın gösterdiği diğer bir sonuca göre 2014 yılında 22 milyon insan ayda 648 TL’yle geçinmeye çalıştı. Nüfusun, yüzde 67’si taksit ödemeleri ve borçları olduğunu söyledi. Yüzde 69’u evden uzakta bir haftalık tatili, yüzde 68’i yıpranmış eşyalarını yenilemeyi ekonomik nedenlerle yapamadığını beyan etti.

Bütün bu ekonomik sorunların asıl nedeni, sendikal örgütlenme düzeyinin düşüklüğüdür. Sendikal örgütlenmenin olduğu iş yerlerinde ortalama gelir, sendikasız işyerlerine göre her zaman daha fazla olmaktadır. Sendikal örgütlenme aynı zamanda işçilerin sosyal güvenlik sistemine girmesini de güvence altına almaktadır.

Ancak sendikalar işçinin ekonomik olarak güçlenmesi için elverişli koşullar oluşturma noktasında çok ağır davranmakta, patronları ücret artışları konusunda yeterince zorlamamaktadır. Toplu sözleşme dönemlerinde son yıllarda pek çok işveren talebi sendikalar tarafından sessizce kabul edilmekte, işçiler lehine toplu sözleşme imzalanması için çoğu zaman işçilerin direniş yapması gerekmektedir.

Ama yine de sonuçta ücretlerin artması, yoksulluğun panzehiri, sendikaların mücadelesi, sendikal örgütlenmenin yaygınlaşması, direncinin artması ile mümkündür.  Bu noktada önemli bir sorunla karşı karşıyayız. Sendikalar toplumsal kutuplaşmaya bağlı olarak bölünmüş durumdalar. Bu bölünme işçi sınıfının mücadelesini olumsuz etkilemektedir. İşçi sınıfı yapay bölünmeler yerine, yoksulluğa karşı birleşik bir mücadeleye ve örgütlenmeye yönelik hamle yapmalıdır. Ankara katliamından sonra, işçi sınıfının birleşik mücadelesi çok daha acil bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu nedenle konfederasyonlar tarafından alınan iki günlük grev kararı çok önemlidir. Bu greve diğer konfederasyonların üyesi işçilerin ve sendikasız işçilerin katılımı sağlanmalıdır. Tavanda sağlanamayan birlik, tabanda, mücadelenin içinde sağlanabilir.

Faruk Sevim

[email protected]

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol