
Keir Starmer, Perşembe günü Washington'da Donald Trump ile görüşürken çok zorlu bir sınavdan geçecek. Bloomberg web sitesi bunu, başbakanlığındaki "belirleyici bir an" olarak adlandırıyor.
Starmer, Muhafazakar selefi Rishi Sunak'ın Britanya'yı Avrupa Birliği'ne daha da yakınlaştırma politikasını sürdürdü. Aynı zamanda, Brexit sayesinde Trump'ın AB'yi tehdit ettiği gümrük vergilerinden kaçınmayı da umuyordu.
Ancak Trump'ın Ukrayna Savaşı'nı sona erdirmek için Rusya ile, Ukraynalı veya Avrupalı temsilcilerin katılımı olmadan görüşme yapma hamlesi, bu denklemi bozma tehlikesi taşıyor. Starmer, savaş sonrası oluşturulacak bir "barışı koruma" gücüne İngiliz birlikleri göndermeyi teklif ederek yeni yönetimin gözüne girmeye de çalıştı.
Starmer'ın ayrıca Trump'ın NATO üyesi devletlerin askeri bütçelerini iki katından fazla artırma talebine, Britanya'nın savunma harcamalarının ulusal gelirin yüzde 2,5'ine çıkacağını duyurarak yanıt vermesi bekleniyor. Bu, Maliye Bakanı Rachel Reeve'in finans piyasalarını kemer sıkma politikalarına geri dönmeden yatıştırma girişimi gibi cambazlık gerektiren bir diğer girişimi de altüst edebilir.
Ancak Starmer aynı zamanda Ukrayna'nın zor durumdaki Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'ye verilecek desteği yeniden teyit etmiş oluyor ve ABD'yi savaşın sonlandığı Ukrayna'da oluşturulacak bir Avrupa gücüne askeri "destek" sağlamaya çağırıyor. Bu durum, Ukrayna'nın ABD'den ne kadar uzak olduğunu vurgulamaya devam eden Trump'ın hoşuna gitmeyecektir.
Hem Starmer’ın hem de Washington'da ondan önce giden Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un lobi faaliyetlerinin ardında, Trump'ın NATO'nun 1949'da kurulmasından bu yana ABD'nin tüm Batı Avrupa'ya verdiği güvenlik garantisini terk edeceği korkusu yatıyor – Trump geçen hafta ABD'nin Avrupa'dan "güzel bir okyanus" ile ayrıldığını söylemişti.
Trump yönetimi Batı Yarımküreye hakim olmaya ve Çin'le mücadele etmeye odaklanmak istiyor. Trump, iki üst düzey subayı (Genelkurmay Başkanı ve Deniz Kuvvetleri Komutanını) görevden alarak manevra alanını biraz daha genişletti. Bu, ırkçılık ve cinsiyetçilikten de kaynaklanmış olabilir, nitekim biri siyahi, diğeri kadındı. Ancak her koşulda Pentagon üzerinde daha fazla kontrol sağlamış oldu.
Buna karşılık, Starmer kendi savunma komutanlarının, İngiltere'nin Rusya'ya karşı yeniden silahlanması ve Ukrayna'yı desteklemesi gerektiği yönündeki senaryosuna sadık kalmaya devam ediyor. Bu onu, Ukrayna'ya vermiş oldukları desteği unutan İtalya'nın faşist Başbakanı Giorgia Meloni gibi Trump'ın önde gelen bazı Avrupalı yol arkadaşlarından ayıran bir durum yaratıyor.
Ancak ilginç olan, benzer bir ip cambazlığının neoliberal emperyalist tutuculuk ile Trumpçı aşırı sağ arasında da devam ediyor oluşu ve bunun iç politikaya da yansımış olması. Financial Times, Starmer'ın kabinesine gönderdiği ve "küreselleşmenin tüm cevapları barındırdığı" şeklindeki "konforlu elit dünya görüşüne" saldırdığı bir muhtırayı ele geçirdi. Muhtırada piyasanın rolü hakkındaki "kayıtsızlık" hakkında ve göçün "sınırsız bir mal" olduğu argümanlarına dair yorumları bulunuyor.
Bunların hepsi, (göçmenlere karşı devlet saldırısını başlatmış olsalar da) Tony Blair ve Gordon Brown'ın Yeni İşçi Partisi ile ilişkilendirilen argümanlar. Financial Times’ın da belirttiği gibi, Starmer'ın ofisi, özellikle de Morgan McSweeney'nin geçtiğimiz Ekim ayında Özel Kalem Müdürü olarak göreve gelmesinden bu yana, Blairciler ile dolup taştı. Yeni İşçi Partisi'nin mimarı Peter Mandelson ise İngiltere’nin Washington'daki mevcut büyükelçisi konumunda bulunuyor.
Starmer, muhtırasında seçmenlerin "değişim ve dönüşüme aç" olduğunu söylüyor ki bu de neticede Trump ve Elon Musk gibi müttefikleri tarafından kullanılmakta olan dildir. Starmer, 2010'daki İşçi Partisi seçim yenilgisine Muhafazakar Parti tarzı politikaları benimseyerek tepki gösteren sağcı bir akım olan "Mavi İşçi” hareketinin fikirlerine yaklaşmış gibi görünüyor.
Mavi İşçi’nin mimarı Maurice Glasman ise bugünlerde coşkulu bir Trump destekçisi oldu.
Starmer'ın hükümeti Trump'ın bazı önlemlerini öngererek, örneğin, sığınmacıların tutuklanıp sınır dışı edildiğini gösteren korkunç bir video hazırladı. Aşırı sağa uyum sağladığında, kamuoyu yoklamalarında zirvede olan sağ popülist parti Reform UK'nin ivmesini durdurabileceğini sanıyor olmalı.
Ancak, bir sonraki Alman şansölyesi Friedrich Merz'in "ABD'den tam bağımsızlık" sözü vermesiyle birlikte, bu güncel transatlantik uçurumunu kapatmak daha da zorlaşacak. Dolayısıyla Starmer Washington ziyareti yoluyla paçayı kurtarmaya çabalıyor da olabilir.
Alex Callinicos
Çeviri: Ali Baydaş