Dila Ak

Dila Ak son yazıları

Dila Ak tüm yazıları

06.02.2025 - 12:10

İş kazası değil ırkçı cinayet

Zonguldak’ta ruhsatsız bir şekilde, kaçak olarak işletilen bir madende, kayıtsız ve güvencesiz olarak çalıştırılan Afgan mülteci işçi Vezir Mohammad Nourtani’nin yakılmış cesedi, 10 Kasım 2023’te yoldan geçenler tarafından fark edilerek polise haber verilmişti. Bunun üzerine aralarında kaçak maden ocağının sahiplerinin de olduğu 6 kişiden 3’ünün tutuklu, 3’ünü ise tutuksuz yargılandığı ilk dava 29 Mayıs 2024’te Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanmıştı.

Nourtani ailesi, Afganistan’daki zorlu yaşam koşulları ve savaş nedeniyle yıllar önce, önce İran’a oradan ise Türkiye’ye göç etmişlerdi. Oturma izni almak için üç kez müracaatta bulunan aile, Zonguldak İdare Mahkemesi tarafından her seferinde reddedilmişti.

Nourtani’nin cesedinin benzin dökülerek yakıldığı, kemiklerinde kırık ve iç organlarında kayıp olduğuna daha sonra Adli Tıp Kurumu’nun otopsi raporunda da yer verilmişti. 

Bir hukuk faciası daha

"İştirak halinde kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezası istemiyle açılan davaya ilişkin, savcı geçtiğimiz günlerde mütalaasını sundu. Mütalaada, Nourtani’nin vücudundaki kırıkların vagon çarpmasından dolayı yaşandığı ve hem sanıkların adli işlem kayıtları hem de maden ocağının kaçak olması sebebiyle yetkililere haber verilmediği belirtilirken, ölüm “iş kazası” olarak değerlendirildi. “Bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçu ile sanıkların 3 ila 14 yıl arasında değişen hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Bilinçli taksir, sonucun fail tarafından öngörülmüş olmasına rağmen, suçun istenmeyerek gerçekleştirilmesini ifade eder. Nourtani ailesinin avukatına göre, sanıklar 2 yıl hapis cezası ardından tahliye edilebilirler. 

Nourtani göçmen ve dolayısıyla kimliksiz olması sebebiyle, kaçak çalışmak zorunda olan bir işçiydi. Kaçak olarak işletilen maden ocağının ve sahiplerinin başı belaya girmesin diye, sanık ifadelerinden de bildiğimiz üzere, cinayeti işleyenler tarafından “Hastaneye götürürsek başımız belaya girer. Kimliği yok, Afgan zaten, yakalım,” denilerek ormanlık alana götürülüp yakılmıştı.

Nourtani’nin hesabı sorulacak

Zaten kayıtsız ve güvencesiz bir şekilde çalıştırılan göçmen işçi Nourtani’nin hakkını kimsenin aramayacağı ve bu olayın açığa çıkmayacağı düşüncesinin verdiği cüretle işlenmiş bir cinayetin, böylesine bir ceza ile ödüllendirilmesi kabul edilemez. Nourtani davasının takipçisi olmak, göçmenlere yönelik bu zihniyetin ilerlemesini engellemek adına da oldukça önemli. 

Yerli ya da göçmen fark etmeksizin işçilerin hayatlarını, bir yandan kârlarını arttırırken, bir yandan yüksek maliyet gerektirdiği için iş güvenliği önlemlerini es geçen patronların eline bırakmayacağız. İşçilerin hayatını feda edilebilir gören zihniyetin işlediği ilk cinayet bu değil elbette, ancak süregelen bu durumu alaşağı etmek için davanın takipçisi olmak işçi hareketine olan borcumuzdur. 

Dila Ak


Bültene kayıt ol