Luiz Inácio Lula da Silva’nın geçtiğimiz Ekim ayında gerçekleşen başkanlık seçimlerinde Jair Bolsonaro’yu az bir farkla yenmesi dünya çapında sola umut verdi. Aşırı sağın en rezil temsilcilerinden birinin yenilmesi bu hareketlerin ilerleyişinin engellenebileceğini gösterdi. Ancak Lula’nın önünde uzun ve çok virajlı bir yol duruyor.
Lula zaten daha önce iki kere, 2002 ve 2006’da, İşçi Partisi’ni (PT) zafere taşımıştı. Fakat ekonomik konjonktür o zamanlar çok daha avantajlıydı. Çin’deki ekonomik patlama Brezilya’nın ihraç ettiği ürünleri adeta emiyor ve fiyatlarına tavan yaptırıyordu. Ancak bunun Brezilya ekonomisine uzun vadede etkisi olumsuz oldu çünkü üretimin tüm odağı soya, demir cevheri ve sığır gibi temel ihracat ürünlerine kaymıştı.
Ancak Lula, Fome Zero (Sıfır Açlık) ve Bolsa Familia (Aile Yardımı) gibi fakirlikle mücadele programlarını, Çin’in Brezilya’nın ihraç mallarına duyduğu iştah sonucu ülkeye giren gelirler olmadan finanse edemezdi. Lula hükümeti genel olarak geleneksel neo-liberal ekonomi politikalarını uyguladı. Yalnızca buna ilave olarak servetin bir kısmını toplumun en yoksul kesimine gitmesini sağladı. 2007-2009 küresel ekonomik krizi, böylesi bir manevra alanını ortadan kaldırdı. Ekonomik sıçramanın sona ermesi, sonucunda Lula’nın halefi Dilma Roussef’in yargılandığı, kendisinin ise uydurma yolsuzluk iddialarıyla hapse girdiği darbe girişiminin arka planını hazırladı.
Lula, “ekonominin tekeri dönecek, fakirler bütçeden pay alacak” vaadiyle kampanya yaptı. Ancak ağır bir küresel ekonomik krizin ortasında göreve geliyor. Merkezi bankaların enflasyonu düşürme telaşının bir sonucu olarak Brezilya’da faiz oranları 13.75’e sıçradı. Lula hükümet harcamalarını kısıtlayan absürt bir anayasa maddesini kaldırma sözü veriyor. Ama kendi finans bakanı Fernando Haddad, yalnızca milli gelirin yüzde 2.1’i oranındaki bütçe açığını kapamayı hedefleyen bir vergi artışı ve harcama kesintileri paketi açıkladı. Döndük yine neoliberal ortodoksiye!
Yakın zamanda gerçekleşen görüşmelerinde Lula, Joe Biden’a Amerikan dolarının finansal hakimiyetini azaltmak istediğini söyledi. Arjantin başkanı Alberto Férnandez ile yaptığı bir ortak açıklamada iki ülkenin finans bakanlıkları ve merkez bankalarının ortak bir para birimi üretmek için çalıştıklarını duyurarak bu yönde adım attığını gösterdi.
Avro deneyimi açıkça gösteriyor ki ortak para birimi bir sihirli iksir değil. Fakat zaten her koşulda böylesi bir para biriminin ortaya çıkmasına daha çok var, o da eğer gerçekten çıkacaksa. Arjantin’in yıllık enflasyon oranı Kasım ayında %94,8’e ulaştı, Brezilya’nınki ise %5.79.
Fakat Lula’nın en büyük problemi siyasi. Yüzde birlik bir farkla kazandı. Bolsonaro köktenci kiliselerdeki tabanını muazzam sayılarda orta sınıf ve orta sınıf heveslisini mobilize etmek için kullandı. Kendisi eski bir yüzbaşı ve 1964 askeri darbesinin bir apolojisti olarak, silahlı kuvvetlerin, polisin ve düpedüz faşist ve faşizan gruplar içinde geniş desteğe sahip. Bu kesimler İşçi Partisinin tümden yozlaşmış olduğuna ve Lula’nın seçimleri hileyle kazandığına inanıyorlar.
Seçimler sırasında federal polis ve askerler Lula taraftarı bölgelerde, özellikle de ülkenin en fakir bölgesi olan Kuzey Doğu’da seçimi sekteye uğratmak için yollara barikatlar kurdular. Daha da önemlisi, 8 Ocak’ta başkent Brasília’daki güvenlik güçleri, binlerce Bolsonaro taraftarının başkanlık sarayını, meclis ve Yargıtay binalarını basmasına göz yumdu.
Trump destekçilerinin 6 Ocak 2021’deki Meclis baskınının bu adeta bir yeniden gösterimi gerçekleşirken Lula Brezilya’da değildi. Asayiş sağlandıktan sonra güvenlik güçlerine olan güvensizliğini dile getirdi: “Beni vurma ihtimali olan birini hangi akla hizmet ofisimin kapısına dikeyim?” Baskının gerçekleşmesine göz yuman Brasília eyalet yönetimi şu anda dağıtılıyor. Lula, orduda Bolsonaro taraftarı taşkınlıkları bastıramadığı gerekçesiyle genelkurmay başkanı General Julio Cesar de Arruda’yı görevden aldı
Fakat eğer Lula görevde olduğu sekiz sene içinde silahlı kuvvetleri demokratikleştiremediyse şimdi bunu başarması da çok olası görünmüyor. Daha önceki başkanlık döneminde gerçekleşen yolsuzluklar İşçi Partisi’nin azınlık olduğu bir mecliste kontrolü sağlamak için küçük partilerle anlaşma koparma ihtiyacından kaynaklanıyordu. Seçimlerden ise Bolsonaro destekçilerinin hem mecliste hem eyalet yönetimlerin pekâlâ öbek öbek konuşlanmış oldukları bir koşulda çıkıldı. Ancak işçilerin ve fakirlerin müdahalesi bu karmaşayı dağıtabilir, bunun içinse Lula’nın ufkunu çok aşan bir siyasi programa ihtiyaç var.
Alex Callinicos
Çeviren: Deniz Güngören