Volkan Akyıldırım

Volkan Akyıldırım son yazıları

Volkan Akyıldırım tüm yazıları

29.12.2022 - 13:47

Felaketler ve ayaklanmalarla geçen bir yıl

Yüksek enflasyon, zorlaşan yaşam koşulları, iklim krizinin yarattığı felaketler, otoriter ve yozlaşmış yönetimlere karşı isyanlar, nükleer savaş tehdidi - Geride bıraktığımız sene dünya, kapitalizmin yarattığı devasa sorunlarla sarsıldı.

500 yıldır dünyaya hakim olan kapitalist üretim tarzının nasıl çalışamaz haline geldiğine farklı gelişmeler ve krizlerde tanık olduk.

İklim krizi: Boşa geçen bir yıl

Aşırı hava olayları, seller, fırtınalar, yangınlar ve kuraklıkla geçen dünyanın en sıcak senesinde devletlerin verdikleri sözleri tutmadığını gördük.

- 2022'de küresel ısınmaya sebep olan karbon emisyonlarının azaldığına dair bir belirti yok.

- Küresel karbon salımının yarısından fazlası üç ülkeden geliyor: ABD, Çin ve Hindistan

- İklim değişikliğine sebep olacak 1,5 derecelik ısı artışını artışını getirecek miktarda emisyonun yüzde 50'sinin tamamlandığı tahmin ediliyor.

Buna karşılık, Birleşmiş Milletler İklim Konferansı (COP27) ve Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik Konferansı'nda (COP15) durumun vahimliği anlatılsa da kayda değer bir çözüm ortaya konmadı. 

Ukrayna savaşı ve yarattığı şoklar

Şubat ayında Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesiyle yeniden alevlenen savaş, sadece küçük ve yoksul bir ülkenin yıkımına değil, dünya çapında yıkıcı etkilere neden oldu.

Ukrayna savaşında tam olarak kaç kişinin öldüğü hala bilinmiyor. Fakat on binlerce kişinin hayatını kaybettiği ortada.

Savaşın ne denli yıkıcı olduğunu gösteren en önemli veri, 44 milyon nüfuslu bir ülkede 14,5 milyon kişinin zorla yerinden edilmesi. Ukraynalı kadınlar ve çocuklar, komşu devletlere sığınıp mülteci oldular. Bu, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük zorla yerinden edilme olarak tarihe geçti.

Emperyalist bir devlet olan Rusya'nın tartışmasız askeri üstünlüğü, eski sömürgesi Ukrayna'nın altyapısının büyük oranda yok edilmesine, bütün şehirlerinin roketlerle vurulması, uzun elektrik kesintilerine neden oldu.

Avrupa'da yaşanan büyük çatışmalar, korona kapanma döneminde parçalanan küresel tedarik zincirlerinin bir kez daha bozulmasına yol açtı. Dünyanın en büyük tahıl ve gıda üreticilerinden iki devletin savaşı, küresel gıda fiyatlarını da artırdı. ABD ile Avrupa Birliği'nin Rusya'ya yaptırımları sonucu doğalgaz ve petrol fiyatları tırmandı. Enerji fiyatlarındaki artış tüm ham madde piyasalarında enflasyonun tırmanışını körükledi.

IMF, DB ve BM gibi küresel kapitalizmin temel örgütlerinin sözcüleri Ukrayna savaşının yarattığı ekonomik şokların yıllarca sürebileceğini belirtti.

Ukrayna işgali ve savaşının yarattığı bir diğer berbat sonuçta, dünyada silahlanma yarışını tırmandırması, tozlu depolarda tutulan nükleer silahların kullanılabilme ihtimalini doğurmasıydı. Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, ABD ve Avrupa'yı birden fazla kez nükleerle tehdit etti. Rusya'nın eski arka bahçesi Doğu Avrupa'ya yayılan NATO ittifakı ise Ukrayna'ya silah yığmaya devam etti. 

Emperyalist devletlerin hegemonya mücadelesinin yakıp yıktığı son coğrafya olan Ukrayna'daki savaş, insanlığın ve birçok canlı türünün yokoluşuna neden olabilecek nükleer savaş tehlikesini diriltti.

ABD-Çin gerginliği

Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki rekabet, etkisini askeri alanda da gösterdi. Trump'ın ardından başkanlık koltuğuna oturan Biden, ABD emperyalizminin saldırgan stratejilerini kabul ettirmek için hevesle davrandı.

Dünyanın en zengin 7 devletine (G7) ve NATO'daki müttefiklerini, Çin'in başlıca tehdit olduğunu kabul ettirdi.

Bu politika, Asya Pasifik'te askeri gerginliğin artmasına neden oldu. Çin sahillerinin dibindeki sömürge Tayvan, iki emperyalist devletin çekişme sahası haline geldi. Üstelik ada sakinlerinin ne Çin işgalini ne de ABD'nin "bağımsızlık" için askeri desteğini istemelerine rağmen.

ABD açık ara farkla askeri olan üstün. Ona en yakın devlet, ekonomisi zayıf olan Rusya. ABD'nin başlıca rakip olarak gördüğü Çin'in silahlanması ise hala geri düzeyde. ABD ile Çin'in doğrudan savaşı şimdilik mümkün gözükmese de Tayvan gibi ülkeler sıcak çatışmaların Asya'ya yayılabileceğini gösteriyor.

Ayaklanmalar

2022 sadece kapitalizmin yarattığı felaketlerle anılmayacak. Küresel protesto ve isyan dalgası geçen yılda da devam etti.

Kazakistan ayaklanması: Yıl Kazakistan ayaklanmasıyla başladı. 1 Ocak günü LPG'ye yapılan zam, 2 Ocak günü ülkenin petrol kenti Zhanaozen'de barışçıl şekilde protesto edildi. Yakıta zam, yaygın yoksulluk ve baskıcı rejime dair genel memnuniyetsizlikle birleşerek diğer kentlere de sıçradı. Protestocuların hedefinde ülkeyi demir yumrukla yöneten Nazarbayev vardı. 28 yıl boyunca başkanlık koltuğunda oturan diktatör, hükümeti ve orduyu arka planda yönetmeye devam ediyordu.

1 hafta boyunca Kazakistan polisi ile protestocular arasında sert çatışmalar yaşandı. Mevcut Cumhurbaşkanı Tokayev OHAL ilan etti. Ardından hükümet istifa etti ve Nazarbayev görevden alındı. İsyan eden halkın mücadelesini bastırmakta yetersiz kalan devlet, Rusya ve bağlı güçlerin askerlerini düzeni sağlaması için ülkeye davet etti. Yabancı askerler 20 Ocak'ta ülkeden çekildi.

Kazakistan protestolarında 227 kişi öldürüldü ve 9.900'den fazla kişi tutuklandı. Başını işçilerin çektiği eylemler, kendiliğinden gelişti. Kitleleri temsil eden örgütlenmeler yoktu.

Sri Lanka ayaklanması: 15 Mart günü yılın en uzun süren protesto, grev ve mücadele dalgası başladı. Sri Lankalı emekçileri ayaklanmaya iten sebepler şöyle sayılabilir:

- 2019'da başlayan ekonomik krizi yönetemeyen hükümet, kötü yönetim.

- Yakıt ve temel ürünlerde kıtlık.

- Elektrik kesintileri.

- Yüksek enflasyon ve yaşam maliyetindeki artış.

- Ülkeyi yöneten Rajapaksa ailesinin otoriterliği, yozlaşmışlığı ve adam kayırmacılığı.

Protestocuların başlıca talebi Cumhurbaşkanı Gotabaya Rajapaksa'nın istifasıydı. Temmuz ayına kadar ülke tarihinin en yaygın kitle gösterileri gerçekleşti. İşçiler grevler yaparken, öğrenciler üniversiteleri boykot etti. Esnaf ve köylüler de protestolara katıldı. İstifaya direnen Cumhurbaşkanı'nın sarayını basan göstericiler, evini ateşe verdi ve bahçedeki havuzda eğlendi. Rajapaksa, askeri uçakla ülkeden kaçtı ve iki ay sonra istifasını bildirdi. 

Başkanlık sarayı işgali 124. gününde bitirildi. Sri Lanka protestoları ise 9 ay 5 gün sürdü. İşbaşına gelen yeni hükümet, sorunları çözmeye dönük bütçe hazırlayacağını duyurdu.  

İran ayaklanması: 2022 yılı biterken, İran'da Eylül ayında başlayan isyan sürüyor. Mahsa Amini adlı genç kadının, İrşad devriyesi adı verilen polis birimi tarafından gözaltına alınıp, 16 Eylül'de katledilmesinin duyulması ülke için bir dönüm noktası oldu. 24 Eylül'de ülkenin bir şehrinde protestocular, zorunlu örtünme baskısına karşı özgürlük için sokağa çıktı. Hareketin başını çeken kadınlar, örtülerini çıkarmaya başladı. Kadınlar ve gençlerin hareketi olarak doğan isyan, toplumun geniş kesimlerinde destek buldu.

Mollalar rejimi, başta ne yapacağını bilemez gibi dururken, bir süre sonra her zamanki şiddet silahını devreye soktu. Fakat bu grevler ve kepenk kapatmalarla karşılandı. Özellikle üniversiteler, her gün yürüyüşlerin ve forumların yapıldığı merkezler haline geldi. Rejim ise öldürmeye devam etti. 

Protestoların ilk 100 gününde 69'u çocuk 500 protestocu rejim tarafından katledildi. Binlerce kişi tutuklandı. İki protestocu, düzmece duruşmaların ardından idam edilirken, hakkında ölüm cezası verilen 26 kişi daha var. Buna rağmen, her gün yeni birileri ortaya çıkıp özgürlük istiyor. İran'da 1979'dan bu yana en büyük protestolar devam ediyor.

Üç ayaklanmanın gösterdiği ise kurulu düzeni değiştirmek için devrimci partilere ihtiyacımız olduğudur. Kendiliğinden başlayan ayaklanmalar ve devrimlerin, egemen sınıfın saldırılarını ve karşıdevrimi püskürtebilmesi için ayaklananların siyasi koordinasyonu gerekir. Ayaklanma bir toplumsal devrime ulaşmadıkça, kapitalist düzeninin devamlılığı sürer. Buna rağmen ayaklanmalar ve politik devrimler değersiz değildir. Her biri, yenilseler de daha büyük bir mücadelenin provalarıdır. Kazakistan, Sri Lanka ve İran ayaklanmaları ile dünyanın pek çok yerinde gelişen irili ufaklı mücadelelere katılanların kararlılığı, 2022'ye umudun damgasını vurdu.

Volkan Akyıldırım


Bültene kayıt ol