Faruk Sevim

Faruk Sevim son yazıları

Faruk Sevim tüm yazıları

16.12.2022 - 12:05

Türk-İş ve işçi hareketi

Türk-İş liderliği, asgari ücret pazarlığına açlık sınırının bile altından başladı. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, geçen Haziran ayında da, artan enflasyon ve düşük ücretler konusunda baskılarla karşılaşınca, çareyi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmekte bulmuş ve cumhurbaşkanından “gönlünden ne koparsa o kadar ücret zammı” istemişti. 

Şimdi yine asgari ücret için düşük teklifle başlayıp, Cumhurbaşkanının el yükseltmesini, böylece “işçileri kurtarmasını” istiyor, bunun ortamını hazırlıyor.

Türk-İş, kurulduğu 1952 yılından itibaren işçilerin hak ve çıkarlarını kazanmak, korumak ve geliştirmek için mücadele etmesi gereken bir işçi örgütü olmaktan çok, devletin işçiler içindeki ‘temsilcisi’ ya da ‘uzantısı’ oldu.

Her darbe sonrası, Türk-İş darbeci hükümetleri destekledi, işçi sınıfı örgütleri ile dayanışma içine asla girmedi. 12 Eylül darbe hükümetinin Çalışma Bakanı, Türk-İş’in genel sekreteriydi.

Mücadele tarihi

Türk-İş’in tarihi sadece sağcı bir sendika tarihi değil, aynı zamanda işçilerin aşağıdan mücadelesinin de tarihidir. 

1989 Bahar eylemlerini başlatan belediye işçileri Türk-İş üyesiydi. Dönemin Türk-İş bürokrasisi işçilerin baskısıyla kitlesel eylem kararları almak zorunda kaldı. 

Büyük Madenci yürüyüşünü, Türk-İş’e bağlı Birleşik Maden İş Sendikası gerçekleştirdi. 

Seka ve Tekel direnişleri, Paşabahçe ve THY grevleri Türk-İş üyesi işçiler tarafından gerçekleştirildi. 

2015 eylemlerini gerçekleştiren metal işçileri Türk-İş’e bağlı Türk Metal Sendikası üyeleriydi.

Değişim dönemleri

89 Bahar eylemlerinin etkisiyle 1990’lı yılların başında Türk-İş’e bağlı sendikaların yarısından fazlasında yönetim değişiklikleri oldu, 1992’de genel başkan değişti, 12 Eylül darbecilerinin adamı Şevket Yılmaz’ın yerine, sosyal demokrat olarak bilinen Bayram Meral genel başkan seçildi.

İşçiler 1994-1996 yılları arasında, yerellerde kurulan şubeler platformlarının öncülüğünde pek çok kitlesel eylem gerçekleştirdi. Türk-İş, sendikal alanın dışında siyasal alanda da kendini gösterdi, savaş karşıtı hareketin içinde yer aldı.

Ancak Türk-İş, 2003’ten itibaren (yönetimin değişmesi, Bayram Meral’in yerine Salih Kılıç’ın gelmesiyle), yeni kurulan AKP hükümeti ile yakın ilişkiler içine girdi. Özellikle 2007’de Mustafa Kumlu’nun Genel Başkan olması ile Türk-İş’te sıkı bir AKP dönemi başladı. 2013’te Mustafa Kumlu’nun yerine gelen Ergun Atalay bu geleneği devam ettiriyor.

Türk-İş’in bürokratik yapısı nasıl aşılır

Türk-İş’teki sendikal çizginin, işçi haklarını ve Türk-İş’i getirdiği nokta ortada. İşçi sınıfının çıkarları için mücadele etmek yerine, sermayenin ve iktidarın çıkarlarını korumak Türk-İş yönetiminin birinci önceliği olmuş. 

O zaman işçilerin, emekçilerin; her işyerinde taban örgütlenmeleri oluşturması, ortak talepler etrafında, birleşik bir işçi hareketi yaratması gerekiyor.

Asgari ücretin 15 bin liraya yükseltilmesi, işçilerin vergi dilimlerinin kaldırılması, her ay enflasyon oranında zam gibi talepler için mücadele etmek iyi bir başlangıç olabilir.

İktidar yanlısı Türk-İş yönetimini devirecek basınç, aynen 1990’lı yıllarda olduğu gibi, tabanda örgütlenen işçi sınıfından gelecektir.

Faruk Sevim

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol