Tuna Emren

Tuna Emren son yazıları

Tuna Emren tüm yazıları

26.09.2022 - 10:53

İtalya'dan bir uyarı - faşist Giorgia Meloni zafer yolunda

İtalya’da 25 Eylül Pazar günü yapılan genel seçimlerin ilk sonuçları gelmeye başladığında, sandıktan aşırı sağcı İtalya’nın Kardeşleri Partisi’nin (FDI) birinci çıktığı anlaşıldı.

Oyların yüzde 22 ila 26’sını almış görünen aşırı sağ partiyi, Matteo Salvini'nin aşırı sağcı Lig Partisi (yüzde 8,5) ve Silvio Berlusconi'nin muhafazakar Forza Italia partisi (yüzde 6 ila 8) takip etti.  

Solu temsil eden Demokrat Parti ise yüzde 17 ila 21 arasında oy aldı.

2018 seçimlerinden sonra kurulan ve önceki hükümetin koalisyon ortağı olan 5 Yıldız Hareketi'nin oylarındaysa kayda değer bir düşüş olduğu görüldü. 2018’de yüzde 30’un üzerinde oy alan 5 Yıldız bu seçimlerde yüzde 13,5 ila 17,5 aralığına geriledi.

Resmi olmayan sonuçlara göre,  merkez sol ittifakın toplam oyları yüzde 25,5-29,5 aralığındayken; İtalya'nın Kardeşleri Partisi, Lig Partisi ve Forza Italia Partisi ile diğerlerinden oluşan sağ ittifakın toplam oy oranı yüzde 41-45 arasında. Bu durumda FDI, diğer sağ oluşumlarla koalisyonunda hem Temsilciler Meclisi hem de Senato için çoğunluğu garantilemiş oluyor. 

Faşist köklerden büyüyen İtalya’nın Kardeşleri Partisi, ittifak halinde olduğu göçmen karşıtı Lig lideri Matteo Salvini ve eski Başbakan Silvio Berlusconi ile bir koalisyon hükümeti kurarsa, İtalya’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana gelmiş ilk aşırı sağcı başbakanı olacak. 

İtalya’nın Kardeşleri’nin lideri Giorgia Meloni’nin faşist geçmişi, Avrupa’da yeniden yükselmekte olan aşırı sağın ve faşizmin kendini siyasi arenada yeniden yapılandırmakta olduğunun bir göstergesi. Geçtiğimiz günlerde İsveç’teki sosyal demokratlar da seçimleri, aşırı sağın önde gelen partisinin de içinde yer aldığı sağ koalisyona karşı kaybetmişti.

Demokrat Parti milletvekili Debora Serracchiani, sonuçla ilgili ilk resmi yorumunda gazetecilere verdiği demeçte, "Bu ülke için üzücü bir akşam," diyordu; “Mecliste çoğunluğa sahip olacaklar ama ülkede çoğunluk değiller.” 

Çoğunluk değiller ama bir dizi başarısız siyasi iktidarın başarısızlıklarından nemalanarak avantaj yakaladılar. İtalya'nın Kardeşleri hariç tüm büyük partiler, bankacı Mario Draghi liderliğindeki son hükümetin birer parçasıydı. Bu birliktelik hepsini itibarsızlaştırdı ve oradan açılan boşluğu Meloni’nin partisi doldurdu.

Bu sağcı partilerin öne çıkan ortak özellikleri, faşist gruplarla ilişkide ve göçmen karşıtı olmaları. Irkçıları cesaretlendiriyor, azınlıklara, göçmenlere, hak ve özgürlüklere saldırıyor, tüm bunları “ulusal değerlere” sığınarak yapıyorlar. Faşist kökleriyle gurur duyan Meloni de göçü durdurmak için, Kuzey Afrika'dan yapılan deniz seferlerine yeni bir deniz ablukası getirme çağrısında bulunmuştu.

Meloni ayrıca Polonya'nın iktidardaki milliyetçi Hukuk ve Adalet partisi, göçmen karşıtı İsveç Demokratları ve İspanya'nın aşırı sağ partisi Vox ile de müttefik durumunda. Yaz aylarında bir Vox mitingine katılmış, burada göçmenler ve LGBTİ+’lar konusunda ırkçı ve ayrımcı görüşler bildirmişti. Nitekim, göçün, büyük şirketler tarafından yönlendirildiğine, işçi ücretlerini düşürmek için planlandığına dair bir komplo teorisini pazarlamaya çalışıyor; göçmenlerin “uyuşturucu satışı ve seks işçiliği için, organize suçlar kapsamında” ülkeye getirildiğini iddia edip duruyor. 

Ayrıca hükümetin ana odak noktalarından birinin “İtalyanların yok olmasını” önlemek için doğum oranlarını artırmak olması gerektiği konusunda ısrar eden konuşmalar da yapıyor.

Meloni’nin parti logosunda bulunan alev bile, aynı simgeyi kullanan diktatör Mussolini'nin bir uzantısı olduğunu gösteriyor. Zaten kendisi de sık sık Mussolini’yi öven konuşmalarıyla gündeme gelmişti.

Hükümetin önümüzdeki ayın sonundan önce kurulması beklenmiyor. Buradan doğan avantaj, sokakta güçlü bir kadın, göçmen ve LGBTİ+ dayanışma hareketinin örgütlenmesi için kullanılmalı, yaklaşmakta olan faşizmin önüne şimdiden güçlü bir set çekilmeli. Meloni öncesindeki başarısız politikalara verilecek yanıtın faşist partilerden değil, sokaktaki kitlesel ve örgütlü mücadeleden geleceği tüm dünyaya gösterilmelidir ki faşizmin yükselişi durdurulabilsin.

Tuna Emren

(Sosyalist İşçi)

 


Bültene kayıt ol