Faruk Sevim

Faruk Sevim son yazıları

Faruk Sevim tüm yazıları

19.05.2022 - 11:39

Açlığın sorumlularına karşı birleşelim direnelim

Yüksek enflasyon dalgası işçileri, emekçileri ezmeye devam ediyor. Ekonomik kriz derinleştikçe sosyal adaletsizlik artıyor. Asgari ücret (4 bin 250 lira) açlık sınırının (6 bin lira) epeyce altında kalmış durumda. 4 kişilik hanenin minimum ihtiyaçları için gerekli para aylık 18 bin lira.

Bağımsız araştırmacılar grubu ENAG son bir yıllık enflasyon rakamını yüzde 156 olarak açıkladı. 

Her gün pek çok ürüne zam geliyor. Bu haftanın zam şampiyonları süt, et, şeker, çay, kahve, buğday, alkol, sigara, benzin. Hükümetin bahanesi hazır. Dünyada kriz var. Ama dünyada ortalama enflasyon yüzde 5 iken Türkiye’de bu rakam yüzde 156. Arada 30 kattan fazla fark var. Bu ölçüde bir enflasyon dünyada yok. 

Fiyatlar hızla yükseliyor

Gıda, yakıt, elektrik gibi yoksul insanların harcamalarının en önemli bölümlerini oluşturan ürünlerin fiyatları çok hızlı artıyor.

► 1 kilovatsaat elektrik fiyatı son bir yılda 90 kuruştan 189 kuruşa çıktı, artışı yüzde 107. 

► Sanayi elektriğine daha fazla zam geldi, fiyatı 205 kuruş oldu. 2021’de 89 kuruş olan sanayi elektriği bir yılda yüzde 130 zamlandı.

► Konutlarda, 1 metreküp doğalgazın fiyatı yüzde 60 zamla 3,1 lira oldu. Doğalgazdaki artışın sınırlı olmasının nedeni hükümetin uyguladığı sübvansiyon. Doğal gazda yüzde 70’lik fiyat farkını vergilerimizle tamamlıyoruz.

► 2021 başında 7,3 lira olan 1 litre benzin şimdi 22 lira oldu, yüzde 200 zamlandı. Mazotta zam oranı ise çok daha yüksek, 6,7 liralık mazot 23,6 liraya yükseldi, zam oranı yüzde 252.

► 2021 başında 5 litrelik ayçiçeği yağının fiyatı 70 lirayken, bu fiyat şimdi 200 liraya çıktı, zam oranı yüzde 186. 

► 2021 başında kg’ı 8 lira olan şeker, bugün 25 liraya satılıyor, zam oranı yüzde 212. 

► 2021 başında bir işçi ortalama 4 bin lira ücreti ile 5,2 adet çeyrek altın alabiliyordu. Şimdi bir işçi, ortalama 6 bin liralık ücretiyle 1500 liralık çeyrek altından ancak 4 adet alabiliyor. 

► Sosyal Güvenlik Kurumu-SGK verilerine göre Türkiye’de ücretlere sadece yüzde 42 zam yapıldı. Aslında bu oran pek çok işletmede gerçekleşmedi. Mesela emeklilerin ve memurların zam oranı yüzde 30’larda kaldı. Emeklilerin durumu tümüyle facia. 2 bin 500 lira en düşük maaş ve ortalama 3 bin 300 lira emekli maaşı ile zaten açlık seviyesinin de altındalar. 

Sonuç olarak bütün fiyatlar ortalama yüzde 150’den fazla artarken, gerçek ücretler yüzde 50 düştü.

İktidar yönetemiyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Faiz sebep-enflasyon sonuç”, “Hele siz bu kardeşinize yetkiyi verin, şu dolar-faiz ne olacak görürsünüz” diyordu. Geldiğimiz noktada halk açlık ve yoksulluktan perişan halde.

Erdoğan yine biz düzeltiriz diyor. Düzeltemez, çünkü kapitalizm bütün dünyada bir kriz içinde, Türkiye’nin krizi ise kapitalizmin krizinin en uç örneği şeklinde. Türkiye kapitalizminin krizini ne Erdoğan ne de muhalefet kapitalizm içi tedbirlerle düzeltebilir.

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Mayıs'ta Tuzla'da verdiği iftarda işçileri şükretmeye çağırdı ve ekonomik koşulları eleştirenleri suçladı. 

20 yıldır Türkiye’yi aralıksız yöneten Erdoğan’ın, ülkeyi uçuracağını söyleyerek getirdiği CB hükümet sisteminde geldiğimiz aşama “elinizdekilere şükredin” tavsiyesi oldu. 

Ücretli çalışanların milli gelirden aldığı pay, son bir yılda yüzde 37’den yüzde 27’ye düştü. Yani her bir işçinin satın alma gücü, enflasyon nedeniyle aylık en az 3 bin lira azaldı.

İşsizlik ve yoksulluk artıyor

İşsizlik, resmi olarak yüzde 11,5 gerçekte ise yüzde 22 dolayında. 8 milyon insan işsiz. İş bulanların ise 4 bin 250 liralık asgari ücreti kabul etmekten başka seçenekleri yok. Toplu sözleşme yapılabilen işyerlerinde bile ücretler asgari ücretin çok az üzerinde. Paranın satın alma gücü, bir yıl öncesine göre yarı yarıya azalmış durumda. 

Aile Bakanlığının rakamlarına göre devlet yardımı alan yoksul hanelerde yaşayanların sayısı 2021 yılında 11 milyon 370 bin kişi. Yani toplam nüfusun yüzde 15’i yardımlarla yaşıyor. Anketlere göre halkın yüzde 80’inden fazlası ekonominin kötü veya çok kötü olduğunu söylüyor.

Olumsuz gidişi ancak işçi sınıfı durdurabilir.

Bir yandan enflasyon her gün cebimizdeki parayı küçültüyor ve fiyatlara yeni zamlar geliyor. Bir yandan da patronlar ücretlere komik zamlar yapıyor. Bu olumsuz gidişi ancak işçi sınıfının birleşik eylemi engelleyebilir. Bütün sendikalar, işçi örgütleri bir araya gelmeli, Emek Platformu benzeri bir örgütlenme oluşturmalı ve zamlara, hükümetin ve patronların düşük ücret dayatmalarına karşı kitlesel ve birleşik eylemler yapmalıdır.

Faruk Sevim 

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol