Alex Callinicos

Alex Callinicos son yazıları

Alex Callinicos tüm yazıları

05.05.2022 - 09:57

Ukrayna'nın işgali emperyalist bir vekalet savaşıdır

Ukrayna'da yaşananlar yalnızca Rusya'ya karşı bir milli mücadele değil, aynı zamanda emperyalist güçlerin sürdürdüğü bir vekalet savaşıdır.

Tuhaftır ki, bazı istisnaları olsa da NATO'nun Rusya’ya karşı yürüttüğü vekalet savaşının destekçileri bunun bir vekalet savaşı olduğunu inkâr etme eğilimindeler. Barack Obama yönetimindeki CIA yöneticisi Leon Panetta, Mart ayında, "Bu sözcükleri kullansak da kullanmasak da gerçek değişmiyor; bu, Rusya’ya karşı bir vekalet savaşıdır" diyordu. Ancak Batı’nın siyasi güçleri ve onların müdafileri bu gerçeği reddetmeye devam ediyorlar.

Öne sürdükleri bahane de Rusya'nın bu savaşı Ukrayna hükümetinin güçlerine karşı ve iki halkın da azımsanmayacak desteğiyle sürdürüyor olması. Bazen de şuna benzer cümleler kurabiliyorlar; “Buna vekâlet savaşı demek, Ukrayna’nın savaşın aktörlerinden biri olduğunu inkâr etmektir”, dolayısıyla onu ABD'nin kuklası durumuna indirgemek olur.

Sorun belki de – tümüyle değilse de kısmen - bir başkası adına hareket eden kişi anlamına gelen “vekil” kelimesinden doğuyor. Soğuk Savaş sırasında ABD, Üçüncü Dünya'daki şu ya da bu Komünist hareketi sık sık Rusya'nın “vekilleri” olmakla suçlar ve onların Sovyetler Birliği'nin kuklaları olduklarını ima ederdi. 1970'lerin ikinci yarısında Vietnam'daki Komünist rejim, Kamboçya ve Çin'deki diğer iki Komünist rejimle savaşıyordu. Kendilerine özgü amaçları ve çıkarları olan farklı ulusal hareketler aynı Stalinist ideoloji doğrultusunda harekete geçmişti. 

ABD’nin Soğuk Savaş dönemine dair en gerçekçi “vekalet” örneği ise 1961'de yaşanan Küba'yı işgal girişimi olabilir, çünkü bizatihi CIA’nin örgütleyip silahlandırdığı sınır dışı edilmiş sağcı gruplar tarafından yürütülmüştü.

Ukrayna'nın Rus işgaline karşı kendi yöntemleriyle direniyor olması, harekete geçirici bir güç olarak milliyetçiliğin canlılığını koruduğunu gösteriyor elbette. Ancak ulusal mücadeleler bile neticede rekabet halindeki kapitalist güçlerin egemen olduğu bir emperyalist sistemin içinde gerçekleşiyor, büyük güçlerin kendilerinden zayıf olanları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmalarının sonucunda yaşanıyor.

Soğuk Savaş, bu çıkar ve rekabet ilişkisinin vekalet savaşlarına yol açtığını göstermişti. Kore Savaşı Temmuz 1950'de, Komünistler liderliğindeki Kuzey, Batı egemenliğindeki Güney'i işgal ettiğinde başladı. Kuzey Kore’nin lideri Kim İl-sung, Kore yarımadasını yeniden birleştirme arzusu duyuyordu. Ne var ki, kendisinin iktidara gelmesinde büyük payı olan Joseph Stalin’in ve Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği'nin desteğini istedi. Shen Zhihua'nın etkileyici çalışması “Mao, Stalin ve Kore Savaşı”na göre, Stalin işgale destek vermeyi kabul etti: O da güneydeki Pusan ​​ve Inchon limanlarına erişim sağlayabilmek istiyordu.

Tabii bir de ABD'nin müdahale etme ihtimalinin zayıf olduğunu, bunu yapsa bile Çin'deki yeni Komünist rejimin böylesi bir savaşın yükünü taşıyabileceğini düşündü. Stalin, Çin’in lideri Mao Zedung'a itimat etmiyor, Kore'de ABD ile yaşanabilecek bir çatışmanın Zedung’u kontrol altında tutmayı kolaylaştıracağına inanıyordu. Neticede ABD müdahale etmeye kalkışırsa Çin de boş duracak değildi. Gerçekten de birbirleriyle tükenene kadar savaşıp, Kore’yi bugün halen geçerliliğini koruyan duruma, bir daha bir araya gelmemek üzere bölünmeye ittiler.

Üçüncü Dünya Savaşı'ndan kaçınan Sovyetler Birliği’nin ABD ile bir sıcak savaşa girişmek yerine Kuzey Kore ve Çin ordularını savaştırması da sonuçta ABD’ye karşı yürüttüğü bir vekalet savaşıydı. Her ikisi de kendi ideolojik motivasyonları, ekonomik ve jeopolitik çıkarları olan bağımsız aktörler olmalarına rağmen, Kim ve Mao, Stalin tarafından kullanılıyordu. 

Bugün de bir benzeri yaşanıyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky ve rejimi özünde kendilerine mahsus bir milliyetçi projeyi temsil ediyor. Dolayısıyla Ukrayna'nın bağımsızlığı için savaşıyorlar. Ancak Financial Times'a göre, ABD ve müttefikleri de kendi çıkarları doğrultusunda, onlara her gün “ağırlıklı olarak ABD tarafından finanse edilen – yüz milyonlarca dolar değerinde-, ağır silahlarla yüklü 8 ila 10 kargo uçağı ile destek sunuyor.”

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin geçen hafta ülkesinin hedefini gayet açık bir şekilde ifade etti: "Rusya nihayet başka bir ülkeyi daha işgal etmek gibi şeyler yapamayacak kadar zayıfladı." 

Yani bu sadece Ukrayna ve Rusya arasında sürüp giden bir uluslar savaşı değil, aynı zamanda emperyalist güçler arasında gerçekleşmekte olan bir çatışmadır. Bunu görememek, buradan doğacak tehlikelerin anlaşılamamasına yol açıyor.

CIA’nin günümüzdeki yöneticisi William Burns kısa süre önce şöyle bir uyarıda bulunmuştu; “Başkan Putin ve Rusya’nın yaşayabileceği çaresizlik ve ordusunun şu ana dek yaşadığı başarısızlık göz önüne alınırsa, nükleer silahlara başvurma ihtimalinin oluşturduğu tehdidi hafife alamayacağımız ortadadır.” 

Vekâlet savaşları bugün yaşamakta olduklarımıza yol açar, ama emperyalistler arasında yaşanabilecek bir sıcak savaş bundan çok daha vahim sonuçlar da doğurur.

Alex Callinicos

Çeviri: Tuna Emren


Bültene kayıt ol