Alex Callinicos

Alex Callinicos son yazıları

Alex Callinicos tüm yazıları

12.05.2021 - 06:36

Neoliberalizm yaşıyor ve yönetenlerin işine yaramaya devam ediyor

Neoliberalizm bitti mi? Savunucularının büyük çoğunluğunun korkmaya başladığı şey aslında tam da bu. Financial Times’ın ekonomi editörü Chris Giles kısa süre önce: “Sol, ekonomik fikir savaşını kazanıyor” diye yakınıyordu.

Bunun temel nedeni, Joe Biden’ın ABD başkanı olmasından sonra Ocak ayında üç dev harcama programını imzalamasıydı.

Geçen hafta açıklanan “Amerikan Aileleri Planı” kapsamında, çocuk bakımını sübvanse etmek ve sağlık sigortasını artırmak gibi önlemler için 1.29 trilyon sterlin tutarında harcama önerildi. Soldaki pek çok kişi de Biden başkanlığını bir dönüm noktası olarak selamlıyor.

“New Left Review” dergisinin editörü Susan Watkins, son sayıda yer alan ilginç makalesinde daha şüpheci bir bakış açısı sunuyor. Neoliberalizm, 1980’lerde Ronald Reagan ve Margaret Thatcher’ın yaptığı önderlikten beri, ideolojik olarak serbest piyasaları göklere çıkarmış olabilir.

Ancak Quinn Slobodian’ın önemli kitabı Globalists’te belirttiği gibi amaç, “piyasaları özgürleştirmek değil, onları kuşatmak, kapitalizmi demokrasi tehdidine karşı aşılamak” idi.

Watkins, bu anlamda neoliberalizmin hala Avrupa Birliği’nde hüküm sürdüğünü göstermekte zorluk çekmiyor. Pandemiye yanıt olarak hazırlanan 652 milyar sterlinlik “Yeni Nesil” program, yoğun çaba harcanarak müzakere edildi. 

Denetlenmiş

Titizlikle kontrol edilen dozlarda Avrupa Komisyonu tarafından ulusal hükümetlere dağıtılmaktadır. Watkins,” ekonomi politikası üzerindeki popüler-demokratik etki söz konusu olduğunda, neoliberal dönemin sonu Avrupa’da her zamankinden daha uzak” diyor.

Ancak ABD harcamaları bütünüyle daha büyük bir ölçekte- AB’ninkinden yüzde 250 daha fazla. Kişisel gelirler, esas olarak vatandaşlara bireysel olarak yapılan 1.010 sterlinlik hükümet teşvik çekleri sayesinde, Mart ayında yüzde 21.1’lik rekor bir sıçrama yaptı.

Watkins’in de belirttiği gibi, “Sosyal hizmet açısından Amerikan Kurtarma Planı, AB ile olan farkı telafi etmeye çalışıyor.”

Biden’ın ekonomik programı, Batı Avrupa’da hala mevcut olandan çok daha zayıf bir refah devletini sağlamaya çalışıyor.

Watkins ayrıca Biden’in stratejisinin” ulusal-emperyalist “ boyutunu da vurguluyor. Geçtiğimiz hafta kongrenin ortak oturumunda konuşan Biden, “ Çin ve diğer ülkelerle 21.yüzyılı kazanmak için rekabet içindeyiz. Tarihte büyük bir dönüm noktasındayız. Daha fazlasını yapmalıyız…  Yeniden inşa etmek, daha iyi inşa etmek zorundayız. Sahip olduğumuzdan daha sıkı bir şekilde rekabet etmeliyiz. “

Biden, ABD emperyalizmini canlandırmak için hükümet harcamalarını kullanmayı hedefliyor. Reagan ve Thatcher kendi dönemlerinde de aynı yöntemi kullanmışlardı.

Ancak Watkins’in belirttiği gibi, “uygulamalar post-neoliberal olabilir, ancak yine de kesinlikle kapitalist” ve aslında emperyalist.

David Harvey, “neoliberal dönüşün” “iktidarın ekonomik elitlere yeniden verilmesi” ile ilgili olduğu şeklindeki bilinen görüşünü ifade etti. Başka bir deyişle, sınıf güçleri dengesini sermaye lehine değiştirmek. Neoliberalizmin 1980’lerdeki “güçlü” döneminde bu, rekabet gücünü kullanarak hem patronları hem de işçileri disiplin altına almak anlamına geliyordu. İflaslar ve kitlesel işsizlik, örgütlü emeğin altını oydu ve daha rekabetçi firmaların kârlarını artırdı.

Bugün kapitalizm bu tür bir piyasa disiplinini kullanamayacak kadar zayıf.

2007-2008 Küresel Mali Krizinden bu yana sistem, merkez bankaları tarafından sağlanan büyük miktarda ucuz kredi aktarımına dayanıyordu. 

Bu özellikle ABD ve İngiltere’de, merkez bankalarının hükümetlerin ekstra harcamalarını finanse etmek için verdikleri borcu satın almasıyla daha da ileri gitti.

Klasik neoliberalizm, ekonomiyi piyasanın görünüşte “doğal” ritimlerine tabi tutarak politikadan arındırmaya çalıştı. Bugün piyasa yeniden politikleştiriliyor.

Bu gerçek bir değişiklik. Ama bu işçiler için geçerli değil. Örgütleri ciddi şekilde zayıflamış durumda ve hala pazarın ve vicdansız işverenlerin insafına kalıyorlar.

Pandemi sırasında, Avrupa ve ABD’deki emperyalist çekirdeğindeki işçiler, teşvik çekleri, izin planlamaları ve benzeri düzenlemelerle biraz desteklendi. Ancak ekonomiler pandemi sonrası yeniden açılırken bunlar sona ermeye başlayacak. 

Sermayeyi desteklemek için siyasallaşan, ancak emeği desteklemeyen bir ekonominin çelişkileri görünür hale gelecektir.

Socialist Worker’dan çeviren TN.


Bültene kayıt ol