... Ve Trump nihayet gitti!
Dünyanın dört bir yanında tüm sağcılara, diktatörlere, ırkçılara, cinsiyetçilere moral ve güç veren habis bir yaratıktan nihayet kurtulduk.
Üstelik edebiyle, “devlet adamı” ağırbaşlılığıyla değil, elinden oyuncağı alınmış şımarık bir çocuk gibi tepine tepine, kendini rezil ede ede gitti.
Giderayak Amerika tarihinde iki defa azledilen ilk başkan oldu, kamuoyunda onay oranı en düşük başkan olarak gitti.
Önümüzdeki aylarda bir yandan azledilmesi ve belki de bir daha başkan adayı olmasının engellenmesi Senato’da tartışılırken, bir yandan da mahkemelerde kendisi, şirketleri, ödediği/ödemediği vergiler hakkında çok çeşitli davalar görülmeye devam edecek.
Kısacası, Trump bitti.
Cumhuriyetçilerin Trump’çı kanat ile daha geleneksel, “ılımlı” kanat arasında bölüneceği veya hatta Trump’ın yeni bir parti kuracağı dedikoduları var.
Bu dedikodular gerçekleşse de Trump bitti.
Nereden biliyorum?
Biliyorum, çünkü Amerikan egemen sınıfı Trump’la ilişkisini kesti.
Hatırlanacaktır, Trump dört yıl önce seçimi kazandığında egemen sınıf pek de memnun olmamıştı, son ana kadar başkanlığının engellenebileceği konuşulmuştu.
Nedeni şuydu: Amerikan egemen sınıfı sadece kendi ülkesini değil dünyayı yönetme iddiasında olan, buna göre siyaset yapan bir sınıf. Bunu yaparken kullandığı üç araç var: Hâlen dünyada eşsiz olan askerî gücü, giderek zayıflayan ekonomik gücü ve “özgür, demokratik, medenî Batı dünyasının liderliği” propagandası.
Bunların üçüncüsünü ben ve bu yazının okuyucuları komik buluruz elbet. Ama bizim komik bulmamız önemli değil. Dünyayı yönetme iddiası açısından bu propagandanın inandırıcılığı önem taşır.
Özgürlük, demokrasi, medeniyet ile alakası olmayan, palyaço gibi bir adamın başkanlığı bu inandırıcılığa gölge düşürür. Ve düşüreceği baştan belliydi.
Nitekim, dört yıl boyunca Trump Amerikan egemen sınıfını dünyaya rezil etti.
Ama bir şey daha yaptı. Amerikan büyük sermayesinin kâr etmesinin önündeki bir dizi engeli kaldırdı. Zenginlerin/şirketlerin vergilerini düşürdü, çevre yasalarını iptal etti, milyarderlerin milyarlarına milyarlar katmasını sağladı. Ve Trump’ı kabullendiler.
Ama seçim sonuçlarını kabul etmemekle, Senato binası baskınını kışkırtmakla Trump çizmeyi aştı. Amerika’yı dünyanın gözünde Türkiye gibi bir ülke düzeyine düşürdü. Egemen sınıf açısından bu, kabul edilebilir bir şey değil.
Dolayısıyla, yeni bir parti kurarsa, bu partinin beş kuruş parası olmayacaktır, seçimlerde hiçbir şansı olmayacaktır.
Trump artık sorun değil. Sorun, Trump’ın dört yıl boyunca yüreklendirdiği, seferber ettiği ırkçı, cinsiyetçi, milliyetçi, aşırı sağ. Ekonomik krizin ağırlığı altında ezilen kitleler arasında örgütlenen bu sağ önümüzdeki dönemde Amerikan işçi sınıfının önündeki en büyük sorun olacak.
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)