Çağla Oflas

Çağla Oflas son yazıları

Çağla Oflas tüm yazıları

06.12.2019 - 12:31

Kadınlar haykırıyor: Bir kişi daha eksilmeyeceğiz!

Türkiye ve dünyanın dört bir yanında kadınlar 25 Kasım’da şiddete, tacize ve kadın cinayetlerine karşı sokaklara çıktı.

Dünyanın her yerinde sokağa çıkan kadınlar, Şili’de öldürülen sokak sanatçısı Daniela Carrasco’yu andılar. Santiago’nun göbeğindeki meydanda “yolunda bir tecavüzcü” adını taşıyan performansın görüntüleri sosyal medyada yayınlandı. Ardından protestolar tüm dünyaya yayıldı. İspanya, Fransa, Kolombiya olmak üzere pek çok yerde kadınlar meydanlara çıkıp, kadına yönelik şiddeti protesto ettiler.  Türkiye’de de dört bir yanda, sokağa çıkan kadınlar “Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok”  dediler.

Küresel isyanda kadınlar en önde 

Otoriter yönetimlerin baskı ve şiddet politikalarına rağmen kadın hareketi uluslararası düzeyde büyürken, dünya çapında kapitalizme karşı ayaklanan kitlelerin en ön safında kadınlar yer almakta. 

Sudan’da “Kadının yeri devrimdir” diyen kadınlar, Lübnan’da “tacize karşı devrim, tecavüze karşı devrim” sloganıyla sokaklara çıktılar. Başbakanın istifasının arkasından “Hepsi hepsi demektir” sloganıyla devam eden eylemler paramiliter güçler ve ordunun sokağa salınması üzerine, kadınlar, giderek tüm ülkeye yayılan bir “insanlık zinciri” oluşturdular ve gösterilerin ön saflarına yürüdüler. 

Latin Amerika’da da yeni liberal politikalara karşı kitlesel eylemlerde kadınlar ön saflarda yer aldılar.  Ekvator’da  polis şiddetine karşı hükümete geri adım attıran hareketin baş aktörü yerli  kadınlardı. 

Ülkenin dört bir yanından gelip parklara yerleşen  kadınlar hükümetin akaryakıt zammını içeren paket geri çekilene kadar alanları terk etmediler. Şili’de metro zammıyla başlayan, darbe anayasasının değiştirilmesi talebiyle devam eden eylemlerde kadınlar. “Piñera diktatörlüğünde kaybedildiler, tecavüze uğradılar ve işkence gördüler” pankartı altında toplanarak, protestolar sırasında kaybolan kadınların isimlerinin yazılı olduğu dövizler taşıdılar. 

Kadınlara karşı savaş

ABD’den Türkiye’ye çok geniş bir coğrafyada ortaya çıkan otoriter liderlerin şahsında ve icraatlarında vücut bulan kadın düşmanlığı, ırkçılık ve militarizm kadınların yaşamlarını, kazanımlarını tehdit etmekte. Kadınlar,  küresel düzeyde ve sistematik saldırılar karşısında sınırları aşan, meydan okuyan bir öfkeyle otoriter yönetimlerin karşısına dikiliyorlar. 

Kadınlar, bedenlerine yönelik söylem ve pratiklerin dışında karşılıksız bakım emeğine, güvencesiz ve düşük ücretlerle çalışmalarına karşı mücadele ederken, işçi sınıfının en etkili mücadele aracı grev yöntemini kullanmaktalar. 

Polonya’da  ve Kürtaj Yasasına karşı, İzlanda’ da “eşit işe eşit ücret” , Arjantin’de şiddete karşı gerçekleştirilen etkili grevler ve kitlesel eylemlikler üzerine  ABD’de 2017 yılında ‘yüzde 99 için feminizm’ sloganıyla yola çıkan kadınlar, tüm dünyada  grev çağrısı yaptı. Çağrı dünyanın dört bir yanında onlarca ülkede karşılık buldu. Birçok ülkede kadınlar hem iş yerlerinde hem de evde çalışmayı durdurdu. 2018 yılında İspanya’da sendikaların desteklediği genel greve 6 milyon kadın katıldı.

İşçi sınıfının merkezi rolü

İspanya’daki genel grev deneyimi işçi sınıfının merkezi rolünün açığa çıkmasında önemli bir deneyim. Tüm yaşamı felç eden, hayatı durduran genel grev kadın cinayetlerini durdurabilir. 

Herkesin  kürtaj hakkına erişimini , İstanbul Sözleşmesini ve 6284 sayılı yasanın uygulanmasını sağlayabilir. 

Kadınlar işçi sınıfının yarısını oluşturuyorlar. Öğretmen ve hemşirelerin çoğunluğunu oluşturan kadınlar, güvencesiz işlerde de çoğunlukta. Kuşkusuz grev kararı kadınların ama bu kararın başarılı olması bir bütün olarak işçi sınıfının mücadelesine bağlı olacaktır.

Çağla Oflas

[email protected]

(Sosyalist İşçi) 


Bültene kayıt ol