Roni Margulies

Roni Margulies son yazıları

Roni Margulies tüm yazıları

12.03.2015 - 14:21

Devlet-hükümet ittifakı

Tayyip Erdoğan hükümeti ile Kemalist devlet arasındaki ittifak geçicidir.

Erdoğan doğmadan 30 yıl önce, Türkiye Cumhuriyeti devleti tüm devlet kademelerini Kemalist laikliği özümsemiş kadrolarla doldurmuş ve bu konuda en ufak kuşkusu olan herkesi devlet ve siyaset sahnelerinin dışına itmiştir. Kadro üretiminin devamını sağlayacak eğitim sistemini oluşturmuş ve oturtmuştur.

Erdoğan’ın gençlik yılları boyunca, dışlananların devlet ve siyaset sahnelerine geri dönme çabaları darbelerle, baskıyla, devlet kurumlarından yapılan temizliklerle engellenmiştir.

Erdoğan’ın aktif siyaset yıllarında, 28 Şubat darbesi, her yıl YAŞ kararlarıyla yapılan tasfiyeler, bizzat kendisinin hapse atılması, Erbakan’ın partisinin kapatılması gibi uygulamalarla dışlananların Ankara’dan uzak tutulması devam etmiştir.

Sonra AK Parti’nin iktidara gelişi. Sonra darbe çabaları ve bu çabaların boşa çıkarılması.

Ve nihayet Erdoğan’ın devletle “barışması”.

Ve hem solda hem Kürt hareketinde yaygın olan inanca göre “AK Parti’nin devletleşmesi”.

Bu “barışma” ve “devletleşme” sorunlu ve tehlikeli kavramlar.

Bir partinin 3-5 yıl içinde 90 yıllık Kemalist devleti ele geçirmiş olduğunu düşünmek teorik açıdan devletle hükümet arasındaki farkı anlayamamak, pratik açıdan ise saf olmak anlamına gelir. Devasa devlet aygıtı, üst düzeydeki birkaç bin yöneticinin değiştirilmesiyle ele geçirilemez. AK Parti’nin yaptığı bundan ibarettir.

Devletle “barışması” ise, geçici bir olgudur.

Erdoğan ve AK Parti devletle barışır. Türk sağı devletle zaten her zaman barışık olmuştur. Devlet ise, AK Parti ile barışmaz. Tüm genetiği ve içgüdüleri ve eğitimi ve ideolojisiyle, tüm Kemalist devlet geleneği bu tür partileri (ve temsil ettikleri toplumsal kesimleri) dışlamak ve ezmek üzerine kuruludur.

Şu anda barışmış gibi görünmeleri, Cemaat’i imha etmek konusunda yaptıkları ittifaktan kaynaklanıyor. Erdoğan’dan çok daha önce, devlet Cemaat’i tehlike olarak görüyor, ezmeye çalışıyor, ama baş edemiyordu. Şimdi, tabiri caizse, iti ite kırdırıyor. Cemaat’e karşı saldırıda Erdoğan’ın yanında duruyor. Temizlik tamamlandığında, bakalım daha ne kadar duracak.

Hava Kuvvetleri Komutanı olacakken Balyoz’dan tutuklanan emekli Orgeneral Bilgin Balanlı, geçen hafta F-4 uçakları düştüğünde “Her şey 2013’te Hasdal’da yazdığımız mektupta” dedi. Mektupta şöyle denilmişti:

“Türk Hava Kuvvetleri’nin yetişmiş insan gücü heba edilmiştir. Kartalın başı koparılmış, adeta başsız bırakılmıştır. Hava kuvvetlerindeki her dört generalden birisi tasfiye edilmiştir. Her biri rol model olan üstün nitelikli personel, düzmece belgelerle ‘darbeci’ ilan edilerek geriye kalanların moral değerleri çökertilmiştir. Aslında çökertilen Hava Kuvvetleri’nin ta kendisi olmuştur.”

Balanlı devlet adına konuşuyor. Cemaat meselesi bitsin, hükümetten hesap soracak.

Biz sosyalistler için, hükümet güncel muarızımızdır, devlet ise değişmez düşmanımız.

Birincisine karşı mücadele ederken ikincisiyle (ve onun siyasî temsilcileriyle) ittifak yapmayız.

Roni Margulies

[email protected]

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol