Portreler: Leon Troçki

15.09.2022 - 13:34

Rusya’daki 1917 Ekim Devrimi’nin lideri Leon Troçki, 7 Kasım 1879’da Ukrayna’nın o zamanlar Rusya İmparatorluğu’na bağlı bir köyünde Lev Davidoviç Bronstein adıyla, Yahudi bir çiftçi ailenin beşinci çocuğu olarak doğdu. Ailesi Troçki’yi sekiz yaşında Odessa’da Almanca eğitim veren bir okula yolladı. Çiftliğe dönmesini isteyen ailesine karşı çıkan Troçki, 1896 yılında Karadeniz’in Ukrayna kıyısında yer alan Nikolayev isimli liman kentine taşındı ve burada devrimci faaliyete katıldı. 

Devrimciliğe popülist bir köylü sosyalizmi savunan Narodnizm ile başlayan Troçki, Aleksandra Sokolovskaya isimli yoldaşının etkisiyle Marksist fikirleri benimsedi. 

Odessa’ya geri dönerek matematik okumaya başladı, bu sırada Nikolayev ve Odessa’da Güney Rusya İşçi Birliği isimli devrimci bir örgütün inşasına katıldı. 1898 yılında örgütün dağıtılması üzerine tutuklandı ve iki yıl boyunca ülkenin çeşitli cezaevlerinde kaldı. Bu süreyi okuyarak, yazarak ve dil öğrenerek geçiren Troçki, hapishanedeyken Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ne (RSDİP) katıldı ve Sokolovskaya ile evlendi. 

1900 yılında beraber Sibirya’ya sürgüne yollanmalarına karar verildi. 1902 yılında Troçki, sahte kimlik ve pasaport kullanarak sürgünden kaçtı ve Londra’ya gitti. Burada Iskra (Kıvılcım) gazetesini çıkartmakta olan Plehanov, Martov ve Lenin’e katıldı ve gazetenin önde gelen yazarlarından biri oldu. Aynı dönemde ölümüne kadar birlikte olacağı Natalia Sedova ile evlendi.

İlk Sovyet’in lideri

1903’te RSDİP içindeki iki kanat Bolşevikler ve Menşevikler olarak bölünürken, Troçki, Martov öncülüğündeki Menşevikleri destekledi ve Lenin’le yolları ayrıldı. 1904 yılında Menşeviklerden de ayrılan Troçki, 1917 yılında Bolşeviklere katılana kadar bütün hiziplerden bağımsız davrandı. 1905 yılında Rusya’da Çarlığa karşı işçiler ayaklanıp, kendi iktidar organları olan sovyetleri kurduğunda Rusya’ya geri dönerek St. Petersburg Sovyeti’nin başkanı seçildi. Devrimin yenilgisinin ardından tutuklandı ve 1906’da yeniden Sibirya’ya sürgüne gönderildi. Tutuklanma ve sürgün yılları sırasında sürekli devrim tezini geliştirmeye başladı. Bu teze göre, henüz burjuva devriminin gerçekleşmediği Rusya gibi ülkelerde devrimin öncülüğünü üstlenen işçi sınıfı görevlerini burjuva demokratik görevlerle sınırlamamalı ve sosyalist devrime doğru ilerleyerek kendi iktidarını kurmalıydı. Kısa süre sonra Troçki, yeniden sürgünden firar ederek Avusturya’ya gitti. Burada diğer sosyalistlerle faaliyet yürüttü, gazete yazıları yazdı. 

Savaşa karşı enternasyonalizm

1914’te I. Dünya Savaşı başlayınca Troçki, pek çok ülke arasında sürekli yer değiştirmek zorunda kaldı. İsviçre, Fransa, İspanya ve ABD’de bulundu. Bu süreçte savaştan yana tutum alan sosyal demokratlara ve II. Enternasyonal liderliğine sert bir şekilde muhalefet etti. Savaş karşıtı sosyalistler tarafından örgütlenen Zimmerwald Konferansı’nda yer aldı. 1917’de işçiler Şubat Devrimi ile çarlığı devirince Troçki yeniden Rusya’ya döndü. Lenin ve Bolşeviklerle ayrılan yolları Troçki Rusya’ya döndükten sonra yeniden birleşti, Bolşeviklere katıldı ve partinin merkez komitesi üyesi oldu. Lenin ile beraber, parti merkez komitesinde devrimin sosyalist bir devrime dönüşmesine karşı çıkanlarla tartıştı. 1917 Ekim Devrimi’nde ayaklanmayı başlatan komitenin içindeydi ve Lenin’le beraber ismi devrimin iki liderinden biri olarak anılıyordu. Devrimden sonra dışişleri halk komiserliği yaptı ve daha sonra iç savaşın patlak vermesi üzerine Kızıl Ordu’nun örgütlenmesi görevini üstlendi. İç savaş, Kızıl Ordu’nun başarısıyla sonuçlandı ancak devrime katılan işçilerin önemli bir bölümü imha oldu. Öncü işçilerin yokluğunda, işçi devriminin bağrında kendini komünist gibi gösteren bir bürokrasi yükselmeye başladı. Troçki’nin ömrünün geri kalanı bu bürokrasi ve bürokratik eğilimlerin dünya devrimine verdiği zararla mücadele ile geçti. 

Stalinist bürokrasiye karşı mücadele

Lenin’in 1924’teki ölümünün ardından Joseph Stalin öncülüğünde bürokrasi Komünist Parti içerisinde giderek artan bir güç hâline geldi. Troçki, yükselen bürokrasiye karşı parti içinde Sol Muhalefet’i örgütledi. 1927 yılında partiden ihraç edildi ve bir yıl sonra sürgüne yollandı. Sürgün yıllarında uzun yıllar İstanbul’da yaşayan Troçki daha sonra Fransa ve Norveç’e, en sonunda da Meksika’ya gitti. Sürgün yıllarında hayatının en önemli eserlerini ortaya koydu. Troçki, Rusya’daki Stalinist karşıdevrimin sonuçlarının Rusya’yı yozlaşmış bir işçi devletine çevirdiğine ve işçilerin yeniden iktidarı ele geçirerek bu yozlaşmayı durduracağına inanıyordu. Devrimin nasıl olup da Stalinistler tarafından ele geçirildiğini tartışan kitaplarının yanı sıra faşizmin yükselişi karşısında komünist partilerin bu hareketle nasıl mücadele etmesi gerektiğini anlatan Faşizme Karşı Mücadele’yi yazdı. Mücadeleye katıldığı günden bu yana tek ülkede sosyalizmin mümkün olmadığını savunan uzlaşmaz bir enternasyonalist olarak İspanya başta olmak üzere çeşitli ülkelerdeki devrimlerin stratejileri üzerine yazılar kaleme aldı. Troçki’nin mücadelesi sadece fikri alanda bir mücadele değildi, aynı zamanda bu fikirlerin vücut bulacağı bir dünya partisi yaratmak amacıyla 4. Enternasyonal’i kurdu. Ancak 4. Enternasyonal güçsüz bir şekilde ortaya çıktı ve çok fazla yayılma şansı bulamadı. Stalinizm, devlet kapitalisti bir rejim inşa ederken, bürokrasiye karşı işçi iktidarını savunan Troçki’yi bir karşıdevrimci olarak resmetti. Rusya gizli polisi, Troçki’yi ve Troçkistleri bir an bile takibi bırakmadı. 1936-1937 yıllarında Rusya’da “Büyük temizlik” adı altında Bolşeviklerin önemli bir bölümü katledilirken, Troçki’nin oğlu da idam edilenler arasındaydı. Bir diğer çocuğu ise Paris’te öldürüldü. Yaşamının son yıllarını Meksika’da geçiren Troçki, 1940 yılında evine gelerek kendini gazeteci olarak tanıtan bir Stalinist ajan tarafından öldürüldü. Troçki, ardında gerçek Marksist geleneği ve dünya devrimini savunmanın anahtarı olan bir miras bıraktı. 

Can Irmak Özinanır

(Sosyalist İşçi)

 


Bültene kayıt ol