Cannes’da kadın mücadelesi ve sola dönüş

01.06.2023 - 10:58

Merve Dizdar’ın, Kuru Otlar Üstüne (Yön: Nuri Bilge Ceylan) filmindeki rolüyle “En İyi Kadın Oyuncu” ödülüne layık görüldüğü Cannes Film Festivali’nde bu yılın Altın Palmiye ödülü ise Justine Triet’in yönettiği Anatomy of a Fall’a gitti.

Triet, ödülü alırken yaptığı konuşmada Macron’un neoliberal politikalarını eleştirdi, kültürü ticarileştirdiklerini söyledi. Yönetmen, Fransa’daki direnişe dikkat çekerek, ülkesinde emeklilik reformuna karşı tarihi protestolar yaşandığını ancak eylemlerin “şoke edici bir biçimde” bastırıldığını da dile getirdi. Bu sözleri üzerine, tıpkı Türkiye’de Merve Dizdar’a yapılmış olduğu gibi, Macron yönetimi ve Kültür Bakanı Rima Abdul Malak tarafından hedef alındı, ülkesini suçlamakla eleştirildi. 

Jüri ödülünü Finlandiyalı yönetmen Aki Kaurismäki'nin Ukrayna'daki savaş haberlerinin radyodan dinlendiği sevgisiz bir iş dünyasında filizlenen aşkı anlattığı Fallen Leaves alırken Cannes'ın ikinci önemli ödülü olan Büyük Ödül ise Jonathan Glazer'ın Auschwitz'in bitişiğinde yaşayan Alman bir aileyi konu aldığı tüyler ürpertici Martin Amis uyarlaması The Zone of Interest’e gitti.

Festivalin politik tonu

1968’de, toplumsal meselelerin filmlerde yeterince tartışılmadığına ve Cannes’ın bir balonun içinde yaşamaya alışmış olduğuna dikkat çeken Jean-Luc Godard, "Ben size işçilerle ve öğrencilerle dayanışmadan bahsediyorum, siz bana çekimlerimden, yakın planlardan bahsediyorsunuz” diyordu; “Ahmaksınız!"

Bu yıl Cannes'ın gündeminde kadınlara yönelik şiddeti, gezegendeki ekolojik krizleri, Ukrayna savaşını ve kapitalizmin varlıklı azınlığını hedef alan pek çok tartışma vardı. Örneğin, festivalin açılış gösteriminde Maiwenn Le Besco'nun yönettiği, Johnny Depp'in başroldüne yer aldığı Jeanne du Barry filmiyle yapıldı ve filmin kendisinden çok, eski eşi Amber Heard'e aile içi şiddette bulunmuş olmakla suçlanan, üstüne bir de Heard’e karşı dava açan Depp tartışıldı. Ünlü oyuncu Jane Fonda ise Trier’e Altın Palmiye’yi vermek üzere sahneye çıktığında "İlk kez 1963'te gelmiştim," dedi; "Festival o zamanlar daha küçüktü. O zamanlar yarışan hiç kadın yönetmen yoktu ve bunda bir yanlışlık olduğu aklımıza bile gelmemişti. Uzun bir yol kat ettik ama daha gidecek çok yolumuz var."

Bu yılın yarışma dışı filminin (Killers Of The Flower Moon) yönetmeni Martin Scorsese ise Taxi Driver ile kazandığı Altın Palmiye'den 47 yıl sonra Cannes'a geri döndü ve Rusya'nın saldırısına uğrayan Ukrayna'ya desteğini dile getirdiği konuşmasında ifade özgürlüğünü de savundu. Aktörler Leonardo DiCaprio, Robert De Niro ve Lily Gladstone'un yanı sıra Scorsese'ye filmde konu alınan Osage halkının şefi Geoffrey Standing Bear da katıldı. Standing Bear, "Halkım büyük acılar çekti ve bugün bile bunun etkilerini yaşıyoruz" dedi; "Martin Scorsese ve ekibi güveni yeniden tesis etti ve biz bu güvene ihanet edilmeyeceğini biliyoruz." 

Merve Dizdar’a yöneltilen sözlü şiddet

Nuri Bilge Ceylan'ın Doğu Anadolu'da geçen filmi, genç bir kadın öğrencisi tarafından tacizle suçlanan Samet (Deniz Celiloğlu) ve kendisi gibi bir öğretmen olan arkadaşı Nuray’ın (Merve Dizdar) ilişkilerini konu alıyor. 

Dizdar, ödül töreninde yaptığı konuşmanın hedef gösterilmesinin ardından bir açıklama yaparak şunları söyledi; "Doğduğum ülke, buradaki kadınlar, hepimizin bir mücadelesi var, bu burada ve dünyanın her yerinde mevcut. Kadın olmanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz ve ben de bunun hakkında bir konuşma yaptım."

Ödülünü alırken yaptığı konuşmasında ise şöyle diyordu Dizdar; "Filmde canlandırdığım Nuray karakteri inandığı şeyler ve varoluşu için mücadele veren ve bu uğurda bedeller ödemek zorunda bırakılmış bir kadın. Onu tanımak ve anlamak için uzun uzun çalışmak isterdim ama ne yazık ki yaşadığım coğrafyada bir kadın olmak Nuray’ın ve Nurayların duygusunu doğduğum günden beri ezbere bilmeyi gerektiriyor. Ödülü Nuray ve onun gibi kadınların mücadelesine güç verebilmek için, kendine layık görülenlere boyun eğmeyip eyleme geçen, bu uğurda her şeyi göze alan ve ne olursa olsun umut etmekten vazgeçmeyen tüm kız kardeşlerime ve Türkiye’de hak ettiği güzel günleri yaşamayı bekleyen tüm mücadeleci ruhlara armağan ediyorum."

Oyuncu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu’nun da aralarında yer aldığı bir grup tarafından hedef alındı; kadının güçlenmesinden korkan ve onu sadece anneliği üzerinden tanımlayan; şiddete, tacize ve her fırsatta istismara başvuran, “kadınları sahiplendirmek” isteyenleri meclise sokan kadın ve LGBTİ+ düşmanı AKP-MHP ve beraberindekiler tarafından sözlü şiddete maruz bırakıldı, ülkeyi “Batı’ya şikayet etmek”le suçlandı. 

Kadın cinayetlerini durduramayan, çocuk istismarını ve kadına şiddeti teşvik edenler tarafından hedef alınan Dizdar'a yönelik linç kampanyasını kınayan İnsanlık Hakları Derneği’nin (İHD) yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı; "Bu linç kampanyasına katılanlara ve ülkeyi yönetenlere soruyoruz; gerçeklerin üzerini örterken kadın cinayetlerini çocuk istismarını meşrulaştırdığınızın, yen içinde bırakmaya çalıştığınızın kadınların ve çocukların hayatı olduğunun farkında mısınız?"

Tuna Emren

(Sosyalist İşçi)

 


Bültene kayıt ol