İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararının görülmeye devam edildiği davada Danıştay Savcılığı, Cumhurbaşkanı'nın sözleşmeden çekilme kararının hukuka aykırı olduğu görüşünü ve çekilme kararının iptali konusundaki mütalaasını yineledi.
Danıştay'da görülen ikinci duruşmada kadınlar bir kez daha duruşma salonunu doldurdu, katledilen kadınların isimleri ve hikâyelerini aktaran avukat Müjde Tozbey Erden'in konuşması sırasında tüm salon ayağa kalkarak “Buradayım” diye karşılık verdi.
Sözleşmeden çekilme kararına karşı açılan çok sayıda dava var. Dün gerçekleştirilen ikinci duruşmada 15 dava görüldü. Diğer davalarsa Haziran ayı boyunca devam edecek olan duruşmalarda görülecek.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın başvurusu da ikinci duruşmada görülen davalardan. Buldan, “Bugün burada LGBTİ+’lar ile ülkedeki tüm kadınlar adına savunmaya yapacağım” diyerek başladığı sözlerine şöyle devam etti; “Sözleşme tüm devletlere şiddet mağduru kadınların ihtiyaçlarını karşılayacak bütçeyi zorunlu kılar.”
“Bugün ülkede ise kadınların nafaka hakkı dahil birçok hakkı saldırı altındadır. Kadınları katletmeye yeltenen erkekler adliyenin bir kapısından girmiş, diğer kapısından çıkmıştır. İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılması bu ülke için bir utançtır. Bugün belki de tarihi bir karar vereceksiniz. Vereceğiniz kararla Türkiye adaletine öyle bir imza atın ki; ileride vicdanlı yargıçlar olarak hatırlanın. Vicdanlı olmanızı talep ediyorum.”
Devlete, kadınlara, çocuklara, LGBTİ+’lara yönelik şiddeti önleme ve mağduru koruma yükümlülüğü getiren İstanbul Sözleşmesi, Meclis’te oybirliği ile kabul edilmiş olsa da Cumhurbaşkanı’nın verdiği keyfi bir kararla feshedilmeye çalışılmıştı. Sözleşmeye yönelik bu atakla birlikte failler asgari düzeyde cezalar ya da cezasızlıkla ödüllendirildi, kadınların, çocukların ve LGBTİ+’ların yaşadıkları şiddet meşrulaştırılmaya çalışıldı.
İkinci duruşmada Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun (EŞİK) çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada geri çekilme kararının hukuksuz ve hükümsüz olduğu vurgulandı:
"Bir kişinin verdiği İstanbul Sözleşmesi’nden çekiliyorum, çekildim kararına karşı davalarımızı açtık. Bizler bu davada şunu gördük, nasıl bir eşitlik karşıtı ortamdayız, bunu anladık. Bizler Anayasa’dan ilerledik, karşı taraf hukuksal bir şey ifade edemedi. Biz İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz derken çok ciddiyiz, bu mücadeleyi sürdürmekte son derece kararlıyız."