SES ve TTB'nin hazırladığı Hatay Deprem Raporu’nda içme ve kullanma suları, kanalizasyon, moloz ve enkaz atıkları gibi yaşamsal alt yapı sorunlarının 3 aydır çözülmediği tespit ediliyor.
Hatay Deprem Raporu (17 Nisan- 6 Mayıs 2023) raporunun tam metni:
06.02.2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen yıkıcı depremler sonrasında SES/TTB koordinasyonuyla Hatay ilinde yürüttüğümüz çevre sağlığı çalışmaları kapsamında;
İçme Suyu;
Felaketin üzerinden üç ay gibi bir zaman geçmiş olmasına rağmen, Sağlık Bakanlığı tarafından şebeke suyunun içme suyu olarak kullanımının uygun olmadığı açıklaması sebebiyle ambalajlı sular içme suyu olarak kullanılmaktadır.
Bu sebeple bölgenin neredeyse tamamında faaliyet yürüten ve bilgi akışına sahip olan TTB/SES ambalajlı suların hem miktar olarak yeterli olmadığı hem de mevcut ambalajlı suların dağıtımında yeterli bir lojistiğe sahip olunmadığını tespit etmiştir. Öyle ki; aile/çadır nüfusu gözetilmeksizin iki günde bir 6x1,5 L gibi son derece yetersiz miktarda ambalajlı içme suyu dağıtımı yapıldığı defaatle iletilmiştir. Bu dağıtımın da toplu ulaşımın olmadığı bölgede insanların uzun ve oldukça yüksek çaba sarf ederek gidebildikleri merkezi alanlarda yapıldığı görülmüştür.
TTB/SES içme ve kullanma suyunun hayati öneme sahip olduğu bölgede yaptığı çalışmalar kapsamında;
Sağlık Bakanlığı tarafından 3-11 Nisan 2023 tarihleri arasında Hatay’ın 553 noktasından elde edilen ve 12 Nisan 2023'te Hatay Büyükşehir Belediyesi HATSU Genel Müdürlüğü sitesinde yayımlanan su analiz verileri % 97,2 oranında uygunluk tespit edilmesine karşın bakanlığın verileri paylaşmaması,
Deprem bölgesinde içme suyuna duyulan ihtiyaca binaen, bakanlığı şeffaf bir biçimde verileri paylaşmaya ve belirsizliği gidermeye, amir kurum olan Bakanlığın kendi numunelerinin sonuçlarını teyit etmemesi ya da verileri paylaşmamasının soru işaretleri yaratmasından hareketle,
Deprem bölgesinde içme suyuna duyulan ihtiyaca binaen, suyun uygunluğuna karar verici kurum olan bakanlığı şeffaf bir biçimde verileri paylaşmaya ve belirsizliği gidermeye çağırmış olmasına rağmen;
Çağrımız Sağlık Bakanlığı nezdinde yanıtsız kalmıştır.
HATSU Genel Müdürlüğü ile geliştirdiğimiz koordinasyon kapsamında;
Dağınık halde bulunan çadır alanlarında “mahalle çeşmesi” olarak isimlendirilebilecek bir çalışmada ortaklaşılmış olup, saha ekiplerimizin bildirdiği alanlarda bu çeşmelerin sadece kullanma suyu olarak kullanılması amacıyla HATSU birimlerine bildirimine başlanmıştır.
İlerleyen zamanlarda bu çeşmelerin içme suyu olarak da kullanılması için arıtma ünitelerinin entegre çalışması planlarımız arasına alınmış ve hızlı bir şekilde tespit ettiğimiz iki alan için arıtma cihazı çalışması başlatılmıştır.
“Temiz ve içilebilir su, insan yaşamının temel koşuludur. Bu nedenle suya erişim hakkı ya da kısaca su hakkı yaşam hakkının zorunlu bir unsurudur.”
SAĞLIK BAKANLIĞINI İVEDİ BİR ŞEKİLDE SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEYE ÇAĞIRIYORUZ!
Kullanma Suyu;
Hatay ilimizde pek çok yerleşim alanında kuyu, artezyen vb. bulunduğu daha önceden yaptığımız çalışmalarda tespit edilen bir durum olmakla birlikte, felaketten önce içme suyu olarak kullanılan bu kaynakların hali hazırda yer yer içme suyu olarak da kullanıldığı görülmüştür.
Saha çalışmalarımız kapsamında bakiye klor olmadığını tespit ettiğimiz pek çok noktada klorlama çalışması yapılmıştır.
Tankerlerle dolum yapılan bazı depoların klorlu bazı depoların klorsuz olma sebebini geriye doğru incelediğimizde tankerlerin kendilerine bildirilen yerler dışında da dolum yaptığı, bölgede yer yer ve zaman zaman yaşanılan elektrik kesintileri nedeniyle dolum yapılan yerlerdeki otomatik klorlama cihazlarının çalışmadığı tespit edilmiştir.
Bölgede dağınık halde bulunan çadır alanlarındaki su tanklarının pek çoğunun halkın kendi çabasıyla temin ettiği, metal içerikli, kullanımının son derece uygunsuz olduğu tespit edilmiştir.
Şunu belirtmek gerekir ki;
06.02.2023 tarihinden sonra Sağlık Bakanlığı şebeke suyunda 2 ppm bakiye klor gözetmektedir.
Su kaynaklı olası salgın riskini bu şekilde önlemeye çalışmak bir noktaya kadar anlaşılır bir durum olmakla birlikte, şebekede bu miktarda klor olması (normal şartlarda 0,2-0,5 ppm istenir) zaman içerisinde şebekeye zarar verme riskiyle birlikte şebeke suyunda istenmeyen kimyasalların oluşumuna da sebebiyet vermektedir.
Öyle ki, şehrin en önemli kaynaklarından biri olan Karaçay İçme Suyu Arıtma Tesisinde yaptığımız görüşmede, bu şekilde yüksek doz hiperklorizasyona devam edildiği takdirde tesisin büyük zarar göreceği iletilmiştir.
Bölgenin tamamına imkanlar dahilinde içme ve kullanma suyu temin etmeye çalışan Hatay Büyükşehir Belediyesinin yaşamış olduğu personel ve lojistik kaybına rağmen diğer belediyelerin de üst düzey dayanışma çalışmalarıyla birlikte sorunların üstesinden gelmeye çalışmakta olduğu fakat bütüncül ve sağlıklı bir sonuç için resmi kurumlar nezdinde yalnız bırakıldığı gözlemlenmiştir.
WC, DUŞ ve Kanalizasyon;
Düzensiz çadır alanlarının tamamında WC, Duş sayısının son derece yetersiz olduğu, mevcutların kanalizasyon ya da fosseptik bağlantılarının çoğunlukla olmadığı saha çalışmalarımız kapsamında sıklıkla gözlemlediğimiz bir durumdur.
Bu sebeple bölgenin pek çok noktasında vektörel mücadele ihtiyacı üst safhadadır.
Hızlı bir şekilde İBB koordinasyon ile iletişime geçilerek tespit ettiğimiz alanların konum, nüfus ve üreme alanı bilgilerinin paylaşıldığı ve bu alanların ilaçlama programına dahil edilmesini sağladığımız bir iletişim hattı oluşturduk.
HATSU Kanalizasyon Şube Müdürlüğü ile koordinasyon sağlanmış olup, SES/TTB olarak tespit ettiğimiz alanlardaki kanalizasyon bağlantı ihtiyaç noktalarını bildirdiğimiz bir iletişim ağı oluşturduk.
Enkaz - Moloz
“Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan 6 Şubat depremlerinin ardından büyük yıkım yaşanan, 20 Şubat'taki Defne merkezli 6,4 büyüklüğündeki sarsıntıyla bir kez daha yıkılan Hatay'da yürütülen hasar tespit çalışmaları tamamlandı.
İncelemelerde, depremlerden etkilenen kentin 15 ilçesindeki yıkık, acil yıkılması gereken ve ağır hasarlı binalar tespit edildi.
"Asrın felaketi" nedeniyle Hatay’da 13 bin 517 yıkık ve 8 bin 162 acil yıkılması gereken yapı olduğu belirlenen çalışmalarda, 67 bin 346 binada ağır hasar meydana geldiği ortaya çıktı.”
Yukarıda belirtilen resmi rakamlarda yer alan yapılardan hali hazırda “acil yıkılması gereken ve ağır hasarlı” yapılardan sadece enkaz halinde olanların ve ana arterlerde bulunan çok az sayıda yapının yıkılarak moloz döküm alanlarına taşındığı yaptığımız çalışmalarda gözlemlendi.
Hatay’ın yıkımdan en çok etkilenen bölgelerinde henüz mahalle ve sokak aralarında hiçbir çalışmanın yapılmadığı gözlemlendi.
Bu çalışmalar sırasında;
Hiçbir iş sağlığı güvenliği önleminin uygulanmadığı, Maske (FFP2/FFP3) ve koruyucu gözlük kullanılmadığı,
Enkaz kaldırma ve yıkımlar sırasında hiçbir sulama yapılmadığı için yoğun toz oluşumunun olduğu,
Şehrin tamamında her yerin tozla kaplı olduğu,
Valilik açıklamalarında halkın isterlerse yıkıma eşlik edebilirler davetinde bulunulduğu, yoğun toz oluşumunun olduğu bu alanlarda halkımıza yönelik hiçbir koruyucu önlemin alınmadığı tespit edilmiştir.
Asbest başta olmak üzere pek çok tehlikeli ve kimyasal atığın halk sağlığı açısından oluşturacağı istenmeyen sonuçlardan her ne kadar uzun süreler gözetilerek bahsediliyor olsa da hali hazırda pek çok olumsuz sonuç ortaya çıkmaya başlamıştır.
Sahadan yapılan geri bildirimlerde dikkat çekici seviyede göz hastalıkları, göğüs hastalıkları vb. şikâyetlerin ortaya çıkmaya başladığı görülmektedir.
OHAL Valiliği tarafından mevcut mevzuatların tamamına aykırı şekilde açıklanan ve uygulamaya devam edilen moloz döküm alanlarının tamamının tarımsal arazide bulunduğu, zeytinlik alanlara, meskûn mahallerde döküm yapıldığı, bu alanlarda devasa büyüklükte moloz yığınlarının gün geçtikçe arttığı gözlemlenmiştir.
YIKIMLARIN DEVAM ETMESİYLE BİRLİKTE BU YIĞINLARIN NE KADAR BÜYÜYECEĞİ, ÇEVRE VE HALK SAĞLIĞI AÇISINDAN GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN SONUÇLARA SEBEP OLACAĞI, YENİ BİR FELAKETİN YAŞANDIĞI VE YAŞANACAĞI AÇIKTIR.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ:
ENKAZ VE MOLOZ
⦁ BÜTÜN ÇALIŞMALAR SIRASINDA HEM ÇALIŞMALARI YÜRÜTEN HEM DE ÇEVREDE BULUNAN İNSANLARIMIZA İSTİSNASIZ FFP2/FFP3 MASKE TEMİN EDİLMESİ,
⦁ BÜTÜN YIKIM ÇALIŞMALARINDA ÖZELLİKLE PULVERİZE SULAMA VE ISLATMA YAPILMASI,
⦁ HARFİYAT KAMYONLARININ TAŞIMA ESNASINDA KASALARININ KAPALI OLMASI,
⦁ MOLOZ DÖKÜM ALANI OLARAK BÖLGEDE BULUNAN ATIL DURUMDAKİ TAŞ VE MERMER OCAKLARININ KULLANILMASI,
⦁ MEVCUT YIKIM ÇALIŞMALARI ESNASINDA HİÇBİR ÖNLEM ALINMADIĞI VE AYRIŞTIRMA YAPILMADIĞI İÇİN, İLERLEYEN GÜNLERDE AYRIŞTIRMA İŞLEMLERİ SIRASINDA ÇOK DAHA YOĞUN BİR TOZ OLUŞUMU OLACAĞINDAN HAREKETLE ZATEN YERİNDE YAPILMASI GEREKEN AYRIŞTIRMANIN HEMEN ŞİMDİ YAPILMASI,
⦁ MOKOZ DÖKÜM ALANLARINN BÖLGENİN YERALTI SU KAYNAKLARI İÇİN TEHLİKE OLUŞTURMAYACAĞI ALANLAR OLARAK BELİRLENMESİ,
⦁ TÜM BU ÇALIŞMALAR HAKKINDA KAMUYA AÇIK BİLGİLENDİRME VE ŞEKİLLENDİRME TOPLANTI VB ÇALIŞMALARIN SAĞLANMASI
⦁ MEVCUTTA EXTRA HİÇBİR ÖNLEM ALINMAYAN BU ÇALIŞMALAR HAKKINDA EN AZINDAN MEVCUT YASAL SORUMLULUK VE ZORUNLULUKLARIN UYGULANMASI BİLE ÇEVRE VE HALK SAĞLIĞI AÇISINDAN OLDUKÇA ÖNEMLİDİR.
⦁ HATAY’IN YENİDEN İNŞASI SÜRECİNDE HALK VE STK’LARIN ETKİN KATILIMININLA KARARLAR VERİLMELİDİR.
İÇME VE KULLANMA SUYU
⦁ EN TEMEL YAŞAM HAKKI OLAN SU;
İÇME SUYU OLARAK KULLANILMAKTA OLAN AMBALAJLI SULARIN MİKTARI VE DAĞITIMI YETERLİ, EŞİT VE ADİL OLMAK ZORUNDADIR,
⦁ EN KISA SÜREDE SAĞLIK BAKANLIĞI YEREL SU İDARESİ OLAN HATSU İLE ORTAKLAŞARAK BÜTÜN DÜZENLİ VE DÜZENSİZ ÇADIR/KONTEYNER YAŞAM ALANLARINDA SAĞLIKLI VE GÜVENİLİR ŞEBEKE SUYUNA ERİŞİMİ SAĞLAMALIDIR.
⦁ SAĞLIK BAKANLIĞI YÜRÜTMEKTE OLDUĞU SU SAĞLIĞI ÇALIŞMALARINDA SADECE NUMUNE ALMA İŞLEYİŞİNDEN ZİYADE, AKUT OLARAK BELİRLENEN SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE (KLORLAMA, ERİŞİM VB) AKTİF BİR İŞLEYİŞE SAHİP OLMAK ZORUNDADIR.
WC, DUŞ VE KANALİZASYON
⦁ BÖLGEDE NE DÜZENLİ NE DE DÜZENSİZ ÇADIR/KONTEYNER ALANLARINDA YETERLİ SAYIDA WC VE DUŞ BULUNMAMAKTADIR.
HIZLI BİR ŞEKİLDE ÇEVRE VE İNSAN SAĞLIĞINI GÖZETEREK BU IHTİYAÇLAR YETERLİ SAYIYA ULAŞTIRIŞMALIDIR.
⦁ KANALİZASYON ALTYAPISI BÖLGEDEKİ VEKTÖREL OLUŞUM VE MÜCADELENİN EN ÖNEMLİ KONUSUDUR. HİÇ BİTMEYEN SİNEK, KARASİNEK VB OLUŞUMUNUN ORTAYA ÇIKARTACAĞI SAĞLIK SORUNLARI DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDE ETKİN VE KALICI BİR ÇALIŞMA ORTAYA KONULMALIDIR.
VE SON OLARAK;
FELAKETİN YIKICI ETKİSİ BU KADAR ORTADAYKEN VE BU SEBEPLE OHAL İLAN EDİLEN BÖLGEDE KAMU KAYNAKLARI YİNE KAMUYA YÖNELİK OLARAK ETKİN VE ACİL OLARAK KULLANILMALIDIR. BÖLGEDE BULUNAN STK, GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR İLE YAYGIN VE KAPSAYICI BİR KOORDİNASYON OLUŞTURULMALIDIR.
YEREL VE TÜZEL KURUM VE KURULUŞLARIN DA YİNE BİRER DEPREMZEDE OLDUĞU UNUTULMAMLIDIR. 22.05.2023
MERKEZ YÖNETİM KURULU