2016'da 3. dönem toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde çıkan uyuşmazlık sonucu grev yaparak taleplerini büyük oranda kazanan İzmir İZBAN işçileri, 4. dönem TİS görüşmelerinden de uyuşmazlık çıkması sonucu yeniden greve hazırlanıyorlar.
Sürece ve son duruma dair Demiryol-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Hüseyin Ervüz'le görüştük.
Öncelikle İZBAN’da kaç işçi çalışıyor, bunların kaçı sendika üyesi ve hangi birimlerde çalışıyorlar?
Yönetici kadrolar hariç 342 işçi çalışıyor ve hepsi sendika üyesi. Çalıştıkları birimlere göre dağılımı; 142 makinist , 41 tekniker , 49 teknisyen, 63 operatör, 7 muhasebe ve 35 işçi de gişelerde çalışıyor.
Kısaca, şu an görüşmelerde hangi aşamadasınız ve uyuşmazlık çıkan maddeler nelerdir ve bu maddeler hangi alanla ilgili?
Grev kararı alma aşamasındayız, uyuşmazlık çıkan maddeler toplam 26 madde, bunların sadece üçü çalışma süreleri ve şartlarıyla ilgili geri kalan 23 madde ücretlerle ilgili maddeler.
Şu an itibarıyla grev kararı almış değilsiniz yani?
Şu anda grev kararı almış durumdayız. Yaptığımız oylamaya katılan 289 işçinin 285 işyerinin teklifini kabul etmeyerek ve grev kararı almaya evet dedi. 3 işçi çekimser 1 işçi ise grev kararına karşı oy kullandı. Benin burada bahsettiğim aslında grev ilanı ya da greve çıkma günü. Zira süreç teknik olarak şöyle ilerliyor, TİS'te uyuşmazlık çıkmasından sonra arabulucuya gidiliyor, arabulucu sürecinden de (15 artı 6 gün) sonuç alınmaması üzerine, arabulucu taraflara uyuşmazlık tutanağını tebliğ ediyor, sendika bu tebliğ tarihinde itibaren 60 günlük süre bitmeden (bizim Aralık 22'de bitiyor) grev ilan etmek zorunda. Aksi takdirde sendika yetkimiz düşer. Tabii ilan kararını, söz konusu süre bitmeden 6 iş günü içinde, işveren tarafına önceden bildirmek zorundayız. Sürece ve takvime baktığımızda bizim için uygun tarihi 12/12/2018 olarak görünüyor fakat önümüzdeki günlerde her hangi bir uzlaşma çıkmazsa bu tarihi beklemeden grev kararını ilan ederiz. Elbette, bunu da tüm üyelerimizin oylarına sunacağız.
Peki, şimdi ortalama maaşlar ne kadar ve sözleşmeden sonra istediğiniz oranda zam alırsanız ne olacak? Bunu şundan soruyorum bir önceki grevde malum kaynaklar İZBAN çalışanlarının 4-5 beş bin TL maaş aldığını ama buna rağmen greve gittiği söylentisini yaymışlardı.
Giydirilmiş (ücret, ikramiye, yakacak dahil) 1878 TL net ile 2389 TL net arasında maaşlar. Ayrıca şunda belirtmekten yarar var, TİS görüşmelerinde ücretlere ilişkin ortalama artış talebimiz %28, işveren ise mesleklere göre % 15,38, ile %12,23 arası teklif ediyor.
Sendika olarak TİS görüşmelerini İZBAN şirketinin yetkilileriyle yapıyor olsanız dahi aslında siyaseten birbirinden farklı iki ayrı kurumla muhatapsınız; Ulaştırma Bakanlığı ve Belediye, bu TİS görüşmelerini olumlu ya da olumsuz nasıl etkiliyor?
TİS görüşmelerinde iki tarafın temsilcileri de görüşmelere katılıyorlar. Önceden hazırlanıp geldikleri için genelde fikir birliği içinde oluyorlar yani iki farklı kurumdan ziyade tek kurum gibi davranıyorlar dolayısıyla bu durumun bize ne olumlu ne de olumsuz bir yansıması var.
İki sene önceki grevde işveren grevin etkisini azaltmak için belediye otobüs sefer sayılarını arttırmıştı, bu sizi nasıl etkiledi? Ayrıca bildiğim kadarıyla belediyenin bu şirketlerinde DİSK'e bağlı Genel İş örgütlü, bu kez bunun önlemek ve ayrıca sınıf dayanışması adına Genel İş'le görüştünüz mü ya da görüşmeyi düşünüyor musunuz?
Seferlerin arttırılması trafiği felç etmişti. Tabii ki ulaşımın bir şekilde sağlanması bizim grevi olumsuz etkilemişti. Ama şunu söylemek lazım Genel İş o dönem arkamızda durdu, yarın da durur inancındayız. Görüşme konusuna gelince her zaman görüşüyoruz.
İZBAN yıllık ortalama kaç yolcu taşıyor? Yani başka bir deyişle grev gerçekleşirse kaç insan doğrudan etkilenecek ve siz bu insanlara ne söylemek istersiniz?
İZBAN’la yıllık 108 milyon, günlük ise 280 bin yolcu taşıyoruz. Öncelikle şunu belirtmek isterim grev bizim seçimimiz değil, işveren hakkımız olan, emeğimizin karşılığı olan haklı taleplerimizi karşılamadığı için greve çıkıyoruz. Dolayısıyla biz sendika olarak emekçinin hakkını alması için mücadele ediyoruz. Bu nedenle İzmir halkının bize hak vereceğini ve bize destek olacağını umuyoruz. Ayrıca İzmir halkının da, emek dostu bir kent olarak, İZBAN yönetimine pozitif yönde baskı yaparak uzlaşmacı olmaları için çalışmalara katkı koymasını bekliyor ve diliyoruz.
Anladığım kadarıyla uzun süredir sınıf ve sendikal mücadelenin içindesiniz, sendika yöneticiliği ve başkanlık görevini kaç yıldır sürdürüyorsunuz?
9 Temmuz 1989 yılında beri sürdürüyorum.
Bunca deneyimle hem İZBAN işçilerinin grev süreci ve sonucuna hem de bu kriz anında işçi sınıfının, sendikaların durumunu dair bir değerlendirme yapar mısınız?
Biz geçmişte yaşadıklarımızdan ders çıkardık, temsil ettiğimiz üyelerimize danışmadan hiçbir maddeyi kabul etmiyoruz, her maddeyi önce oyluyoruz. İZBAN işçisinin amacı grev yapmak değil ama İZBAN yönetimi mecbur bırakırsa grevi yapmaktan kaçınmayız.
Peki durumunuza dair kamuoyuna söylemek istediğiniz ve kamuoyundan beklentileriniz (destek, dayanışma adına) nelerdir ?
Bizim kamuoyundan beklentimiz öncellikle doğru bilgi için bizi arasınlar, tek taraflı davranmasınlar. Tabii ki ürettiğimiz hizmet İzmir halkı için çok değerli, biz bunun bilincindeyiz ama onlar da ülkenin şartları ve İZBAN çalışanlarının yaşadığı sıkıntıları görmezden gelmesin.
Ayrıca doğrudan sizin şu anki durumunuzla ilgili olmasa da sınıfın bölünmüşlüğü, örgütsüzlüğü ve sendikaların durumuna dair genel bir değerlendirme yapar mısınız?
Sendikalarla ilgili yaşanan olumsuz örneklerin kamuoyuna yansımasından sendikal hareket tabii ki olumsuz etkileniyor. Ülkedeki işsizlik örgütlenmeyi güçleştiriyor. İşverenler meclisi istediği gibi yönlendiriyor. Sendikalar birleşerek mücadele etmeli ancak bizim sendikamıza da dahil olmak üzere sendikalar hem diğer sendikaların saldırısını yaşıyor, hem de işveren örgütlerinin saldırısını yaşıyoruz. Birleşmek güç olmak, güçlü olmak zorundayız. İşçi sınıfına şunu söylüyorum; ne kadar güç harcarsan o kadar kazanırız.
Son olarak şu anın sıcak gündemi olması vesilesiyle, Tariş ve Havaalanı işçilerinin eylemlerine karşı (eylem nedenleri farklı olsa da) devletin, hükümetin polis, asker ve çevik kuvvetle müdahalesi ve tutuklamalar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Emek mücadelesi örgütlenmeyle anlam kazanır, her şeyi değiştirdik diyen iktidar hak grevini getirmediği gibi hakkını almak, sağlıklı çalışma koşullarını sağlamak için örgütlenmeye polis gücüyle engel koyması anti demokratik bir davranıştır ve demokrasiyle bağdaşmaz, hele tutuklamak kesinlikle bağdaşmaz.