Türkiye’de vakaların arttığı ve dördüncü dalganın yaşandığı bir dönemde okullar açıldı. Okulların yüz yüze eğitime devam etmesi için önlemlerin daha sıkı alınması gerekir.
Kalabalık ortamlarda virüs çok daha fazla yayılıyor. Türkiye genelinde çok fazla kalabalık sınıf var. Örnek vermek gerekirse, Avrupa’da sınıf mevcutları ortalama 20 öğrenci iken Türkiye’de 40 öğrenci. 50 öğrencinin ders yaptığı sınıflar var.
Seyreltilmiş sınıf uygulamasına bir an önce geçilmesi gerekiyor, ancak bunun için yeterli sayıda öğretmen yok. Ataması yapılmamış, bekleyen 700 bin öğretmen var, bunların acilen ataması yapılmalıdır.
Okullarda PCR testi konusunda ciddi sorunlar var. Eğitim emekçilerinin hastanelere gönderilmesi bulaş riskini artırabilir. Okullarda öğretmenler için PCR test merkezleri olmalı.
Okullarda vaka artışlarının önlenmesinde sınıfları havalandırmak çok önemli. Kış aylarına girildiği için pencereler tamamen açılamayabilir ama özellikle pencereleri yarıya kadar açacak mekanizmalar olmalı, kapılar da açık tutulduğunda epeyce havalandırma sağlanır. Doğal havalandırma yapılamayan sınıflara ise merkezi havalandırma sistemi kurulmalı.
Delta varyantı ve okulların yüz yüze eğitime geçmesi bir araya geldiğinde çocuklarda çok ciddi vaka artışları oluyor. Çocuklar hastalığı daha hafif geçiriyorlar ama içlerinde ağır geçirenler hatta hayatını kaybedenler var. Birçok ülke 12 yaş ve üstü çocukları aşıladı, bizde de aşılamanın yaygınlaşması lazım. Aşılama, öğretmen ve okul personelleri için de önemli. Okulların yüz yüze eğitime devam edilebilmesi için yaygın aşılamanın yapılması şart.
Sosyalist İşçi
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.