2023 yılını, dünyanın, zenginliğin paylaşımı açısından ne kadar eşitsiz bir yer olduğu gerçeğini göz ardı ederek ele alamayız.
Dünyanın en zengin yüzde 1'i tüm küresel servetin neredeyse yarısına sahipken, dünyanın en fakir yüzde 50’lik bölümü yalnızca yüzde 0,75'ine sahip.
81 milyarder, küresel servetin yüzde 50'sinden fazlasını elinde bulunduruyor. Buna rağmen en az vergilendirilen grup da onlar: Küresel vergi gelirlerinin her dolarının yalnızca 4 senti servet vergilerinden geliyor.
10 milyarderin toplam serveti, sayıları 200 milyondan fazla olan Afrikalı kadınların sahip olduğu zenginlikten çok daha büyük.
Aşırı zenginlik ve aşırı yoksulluk, 25 yıldır ilk kez eş zamanlı keskin bir artış kaydetti. Dünya Bankası, salgında en yoksul yüzde 40'ın en zengin yüzde 20'nin kaybının iki katı gelir kaybına uğradığını tahmin ediyor.
En zengin yüzde 1’lik dilim, dünyadaki tüm yeni servetin neredeyse üçte ikisine sahip. 2020'den bu yana, en alttaki yüzde 90'ın içinde yer alan birinin kazandığı her bir dolarlık yeni küresel zenginliğe karşılık, dünya milyarderlerinden her biri 1,7 milyon dolar kazandı.
Ve dünyanın en zengin ülkesine dair son veriler, ABD hanelerinin en üst yüzde 0.01'inin tüm kişisel servetin yüzde 5,5'ine sahip olduğunu gösteriyor. ABD'de en tepedeki yüzde 1'lik kesim şu anda servetin yaklaşık yüzde 35'ine sahip.
2023 yılında 691 milyon kişinin (küresel nüfusun yüzde 8,6'sının) 'aşırı yoksulluk' içinde, yani günde 2,15 doların altında bir bütçe ile yaşayacağı öngörülmektedir.
2021 yılında yapılan bir araştırma, herhangi bir gelirleri olmayan 2,7 milyar insanın temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği sürenin sadece ve en fazla bir ay olduğunu gösterdi. Bu nüfusun 946 milyon kişilik dilimi ise en fazla bir hafta hayatta kalabilecek durumda.
Dünya genelinde 3,1 milyardan fazla insan – ya da yüzde 42'si – sağlıklı beslenemiyor. 2022 yılında 'gıda güvensizliği' ile karşı karşıya kalan toplam 2,4 milyar kişinin neredeyse yarısı (1,1 milyar) Asya'da; yüzde 37'si (868 milyon) Afrika'da; yüzde 10,5'i (248 milyon) Latin Amerika ve Karayipler'de; yaklaşık yüzde 4'ü (90 milyon) ise Kuzey Amerika ve Avrupa'da yaşamaktadır.
Aynı eşitsizlikler iklim krizi açısından da geçerli. Oxfam'ın araştırmasına göre, en zengin yüzde 1'lik kesim, en yoksul yüzde 66'lık kesim kadar karbon salıyor.
1990'lardan bu yana, en zengin yüzde 1'lik kesim, nüfusun en alttaki yarısına kıyasla iki kat daha fazla karbon yaktı. Ancak son 50 yılda iklimle ilgili felaketlerin neden olduğu ölümlerin yüzde 91'inden fazlası yoksul, gelişmekte olan ülkelerde meydana geldi.
Bu gerçekler karşısında, ister Davos’ta buluşsun ister Dubai’de olsun tüm iklim aktivistleri, 2023 yılı boyunca bazen küçük azınlıklar olarak bazen de on binlerce kişinin katıldığı dev eylemlerde bir araya geldi, bu yüzde 1’lik patronlar kulübünün ve onların hükümetlerinin peşini bırakmayacaklarını gösterdi.
(Sosyalist İşçi)