Avrupa Birliği - Rusya sınırlarında, ABD ve NATO'nun dahil olduğu askeri gerilim ve sıcak savaş ihtimalini daha önce yazmıştık. Türkiye'den DSİP ile Rusya'dan Sosyalist Akım'ın aralarında yer aldığı devrimci sosyalist örgütlenmeler ortak bir açıklama yaptı.
Uluslararası Sosyalist Akım’ın (IST) açıklaması:
► Ukrayna krizi Avrupa’yı korkunç bir savaşa yaklaştırdı. Bu çatışmanın asıl tarafları, dünyadaki en güçlü emperyalist blok olan ABD ve onun Avrupalı müttefikleriyle, daha zayıf olsa da yine de tehlikeli bir emperyalist güç olan Rusya. Her iki taraf için de Ukrayna sadece bir piyondan ibaret. İşçi sınıfının, bu çatışmanın ne bir tarafının ne de diğer tarafının zafer elde etmesinden bir çıkarı yok. Bu çatışmaya karışmış olan devletlerdeki devrimci sosyalistlerin önceliği, “kendi” hükümetlerine karşı çıkmak olmalıdır.
► Bu krizin kıvılcımını çakan Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in askerlerini Ukrayna sınırında yoğunlaştırması oldu. Bu tehditkâr hamlesini, kısmen Rusya ve Ukrayna arasındaki tarihsel bağları öne çıkaran Büyük Rus milliyetçiliği mitolojisine başvurarak, kısmen de ABD’nin NATO’yu ve Avrupa Birliği’ni doğuya doğru genişletme politikasına yönelik uzun süredir dillendirdiği şikayetlerini tekrarlayarak meşrulaştırdı. Spesifik olarak talepleri; Ukrayna’nın NATO’ya kabul edilmeyeceğine dair taahhüt ile NATO güçlerinin Orta ve Doğu Avrupa’dan çekilmesiydi.
► NATO ve AB’nin genişleyerek Orta ve Doğu Avrupa’daki eski Stalinist devletlerin çoğunu kapsama politikasının Bill Clinton ve George W. Bush yönetimleri tarafından Batı emperyalizminin gücünü Avrasya kıtasının içlerine doğru genişletme amacıyla uygulandığı doğru. Bu politika, 1990 yılında Moskova yeniden birleşen Almanya’nın NATO’ya üye olmasını kabul ettiğinde, dönemin ABD Dışişleri Bakanı James Barker’ın son Sovyet devlet başkanı Mikail Gorbaçov’a verdiği sözün tutulmaması anlamına geliyor.
► Putin uluslararası işçi sınıfının dostu değil. Baskıcı bir neoliberal rejime başkanlık ediyor, ideolojik destek için Büyük Rus milliyetçiliğine başvuruyor. Ayrıca Moskova’nın “yakın çevresi” üzerindeki hakimiyetini korumakta kullanmak üzere Rus askeri gücünü yenilemeye çalışıyor. Bu hakimiyeti korumaya yönelik hamleler içinde Çeçenistan’daki bağımsızlık hareketinin ezilmesi, Gürcistan’la 2008 yılındaki savaş, 2014 yılında Kırım’ın ilhak edilmesi ve Kazakistan’da yaşanan halk protestolarına yönelik son müdahalesi sayılabilir. Rus askeri gücü, daha uzakta, Suriye’de Beşar Esad’ın acımasız rejimini kurtarmak için de kullanıldı.
► Yine de şu anki krizi tırmandıran, Boris Johnson’ın Britanya’daki kaotik hükümetinin cesaretlendirdiği Washington oldu. Joe Biden yönetimi Putin’in temel taleplerini ciddi bir biçimde ele almayı reddetti ve Ukrayna’nın Batı yanlısı hükümetinin protestolarına rağmen savaş tehlikesinden sıklıkla bahsederek bu ihtimali güçlendirdi. Ayrıca NATO’daki müttefikleriyle birlikte Rusya’nın sınırlarının yakınına daha fazla askeri varlık kaydırmaya devam etti.
► Eğer savaş çıkarsa, asıl kurban Ukrayna halkı olacak. 20’nci yüzyılda, Birinci Dünya Savaşı’nda, Bolşevik Devrimi’ne karşı girişilen karşı-devrimci askeri müdahalelerde, 1930’lardaki Stalinist tarım kolektifleştirilmesinde ve SSCB’nin 1941’de Naziler tarafından işgal edilmesinde korkunç acılar çektiler. 1991’de ulusal kendi kaderlerini tayin haklarını öne sürerek Sovyetler Birliği’nin parçalanmasını başlattılar. Ancak o zamandan bugüne, bir doğuya bir batıya yakın duran rakip yozlaşmış oligark çeteleri tarafından yönetildiler. 2014’ten beri Güneydoğu Ukrayna’nın bazı kısımları, Kiev hükümeti ile Rusya’nın desteklediği muhalifler arasındaki savaşın arenası halini aldı. Ukrayna halkının daha fazla orduya ihtiyacı yok, ne NATO’dan ne de Rusya’dan!
► Ukrayna krizinin Batı tarafından tırmandırılması, ABD ve Çin arasındaki küresel rekabetle bağlantılı. Biden Çin devlet başkanı Şi Cinping’e, Pekin’in Tayvan’ı Çin ile zor yoluyla yeniden birleştirmesine yönelik bir girişimin Washington tarafından kabul edilmeyeceğine dair bir sinyal yollamak istiyor. Cinping’in cevabı Ukrayna konusunda Putin’e destek vermek oldu. Bu rekabet uluslararası sistemin rakip emperyalist bloklar halinde parçalanması tehdidini yaratıyor ve insanlığı yıkıma uğratacak bir dünya savaşı tehlikesini arttırıyor.
► Biz diyoruz ki;
- Ukrayna için savaşa hayır!
- Hem Rus hem de NATO güçleri geri çekilsin!
- NATO’yu genişletmeyin, dağıtın!
- Avrupa’yı silahsızlandırın!
- Yoksulluk ve iklim değişimi ile mücadele için gerekli olan kaynakları tüketen silahlanma yarışlarını durdurun!
► Siyasi geleneğimizin köklerinde Birinci Dünya Savaşı’nda taraf tutmayı reddeden devrimci sosyalistler yer alıyor. Onlar, V. I. Lenin ve Rosa Luxemburg’un önderliğinde, sermayenin rekabetçi birikiminin kaçınılmaz olarak savaşlara neden olduğu emperyalist bir sistemden çıkışın tek yolu olarak uluslararası sosyalist devrimi gördü. Luxemburg’un yoldaşı Karl Liebknecht’in öne sürdüğü slogan: “Asıl düşman içeridedir” idi. Bugün de parolamız bu olmalı.
Uluslararası Sosyalist Akım Koordinasyonu
16 Şubat 2022