Çözüm süreci için somut adım, hemen, şimdi!

Ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunanlar olarak Kürt halkının özgürlüğü için mücadelesini desteklerken, çözüm sürecini dinamitleyecek gelişmelerin bu özgürlüklerin en basit gelişme adımlarını bile tırpanlayacağını biliyoruz.

Çözüm sürecinin neden ışık hızıyla geliştiğini Ortadoğu’daki gelişmelerden görebiliyoruz. Ekim ayından bu yana çözüm sürecindeki dinamiklerin, iç siyasi ihtiyaçlardan ziyade, Trump’ın seçimleri kazanma olasılığına, Gazze’de süren soykırıma ve İran’a yönelik yıkıcı bir saldırıya ve Ortadoğu’nun olası bir kaosa sürüklenmesine karşı üretilmiş ve İmralı ile yaşanan bir uzlaşma üzerinden belirlenmiş bir politika olduğu daha da netleşiyor.

Bölgede dev tsunamiler oluşurken Türkiye’nin içindeki fay hatlarının sakinleştirilmesinin hedeflendiği çok açıktı.
Bu nedenle eğer mevcut gelişmelerin çözüm sürecini sekteye uğratması istenmiyorsa yapılması gereken sürecin daha da hızlandırılmasıdır.

İsrail’in İran’a saldırması, rejimin devrilmesi, Suriye’de de benzer bir senaryonun yaşanması ve hem İran’da hem de Suriye’de Kürtlerin ABD ve İsrail desteğiyle özerkliklerini veya bağımsızlıklarını ilan etmeleri gibi gelişmeler çözüm sürecinin üzerinde yükseldiği uzlaşma zeminin dışında.

Ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunanlar olarak Kürt halkının özgürlüğü için mücadelesini desteklerken, çözüm sürecini dinamitleyecek gelişmelerin bu özgürlüklerin en basit gelişme adımlarını bile tırpanlayacağını biliyoruz.

Hiçbir ezilen halk, ABD emperyalizminin yaptığı mıntıka temizliğinin üzerinden özgürlüğüne kavuşamaz. Hele İsrail’in soykırımcı faaliyetinin bir parçası olan İran saldırısına karşı tutum almayanlar tüm ezilenler açısından tarihi bir meşruluk kaybına uğrarlar. DEM Parti’nin mecliste İsrail saldırganlığı karşısındaki net tutumu, bu açıdan çok önemli hamledir. İsrail’in yarattığı yıkımın içinden kazanılacak özgürlük, özgürlük değildir. Kürt muhalifleri idam eden bu eli kanlı İran rejiminden kurtulmak için, tüm dünyada ve özellikle Ortadoğu’da milyonlarca insanı katleden ABD ve onun katliamcı ileri karakolu/bekçisi olan İsrail’in saldırılarından yararlanılamaz. Aksine İsrail’in saldırıları bölgede Kürt halkı dahil tüm halkların kaybedeceği bir şiddet sarmalı yaratacaktır.

İran’da savaşa hayır, Türkiye’de barış ve demokrasi!

Çözüm sürecinin asıl sorunu, bu denli önemli bir sürecin Türkiye’de yaşandığına dair inandırıcı bir kanıtın eksikliği ve herkesin bu süreci “önemsiz bir olaymış gibi” algılamasıdır. Bu durum, sürecin değerini düşürmekte, sadece çıkarcı bir devlet politikası olarak görülmesine neden olmaktadır. Bu nedenle, gelişmeleri fırsatçı bir şekilde ele alma ihtimali olanların heveslerini kursağında bırakmak için odaklanılması gereken yer İran halkının çıkarları ve özgürlüğü ile Gazze’de yaşanan soykırımın durdurulmasıdır. Bununla aynı zamanda iç politikada çok ciddi adımların atılması, iktidar blokunun barış süreciyle demokratikleşmenin aynı anda işlemesi için somut politikalar geliştirilmelidir.

Dönem aynı anda Gazze’de soykırıma, İran’ın bombalanmasına karşı çıkarken, Kürt meselesinde Kürtlerin en temel haklarını her düzeyde garanti altına alacak siyasal adımların atılmasını savunmaktır. Bunu yapmaya çalışıyoruz, şimdi daha yoğun emek harcamak zorundayız.

Taleplerimiz

İsrail’in İran’a saldırısına hayır!

İran’ın İsrail saldırıları karşısında kendisini savunma hakkı vardır!

İsrail’in Gazze soykırımını durduralım.

ABD’nin Ortadoğu’dan elini çekmesi ve İsrail’e verdiği desteğin sonlanması için antiemperyalist mücadele çok önemli bir öneme sahip. ABD’nin Tahran’ı bombalamasına karşı ses çıkartmalı ve böyle bir saldırıda derhal sokaklara çıkmalıyız.

Türkiye İran’a yönelik saldırıya karşı olanaklarını İsrail’i yalnızlaştırmak için kullanmalıdır.

Ama bunun için önce İsrail’e tam ambargo uygulanmalı, tüm ikili ilişki ve anlaşmalar sonlanmalı, Türkiye üzerinden İsrail’e ne petrol ne de gemi ulaşmalıdır.

İsrail’e mal taşıyan hiçbir gemi Türkiye karasularına girememeli, girenlere el konulmalıdır.

Türkiye İsrail’e yaptırım uygulamak üzere bir araya gelen Lahey grubuna hemen katılmalıdır.

Çözüm sürecinde Kürt halkının en temel haklarını tanıyan ve garanti altına alan adımlar hızla atılmalıdır.

Çözüm-barış-demokrasi! Aynı anda hayata geçirilmelidir.

Irkçılara geçit verilmemeli, savaştan kaçarak Suriye’den, İran’dan ve başka ülkelerden Türkiye’ye gelmek zorunda kalacak tüm göçmenlere kapılar sonuna kadar açılmalıdır. Göçmenler başımızın tacıdır.

Hepimiz İranlı, hepimiz Kürt, hepimiz Filistinliyiz!

Bu sloganla çok daha büyük bir savaş karşıtı hareketi inşa etmeliyiz.

Şenol Karakaş

son yazıları

1979: Şura devriminden Humeyni karşı devrimine İran
Zenginler fakirleri bombalıyor
Yeni çözüm süreci

ilginizi çekebilir

AFP__20250628__646J49E__v1__HighRes__HungaryPoliticsRightsLgbtq-1751156624
Macaristan’da Orban hükümetinin yasağına rağmen Onur Yürüyüşü: 100.000 kişilik direniş
e98af0c6715c91cc80b403aedc4d0af3
Marksizm 101 - Sosyalistler ve savaş
i7-3
1979: Şura devriminden Humeyni karşı devrimine İran