2022’de grevler
2020 ve 2021 yıllarında pandemi nedeniyle işçi sınıfının eylem sayısında gözlemlenen düşüş, 2022 yılında fiili grev dalgası ile artmaya başladı. 2022 yılında 875 grev ve eylem yaşandı. Bu eylemlere 209.649 kişi katıldı.
2023 yılında ise şubat ayında 10 ili etkileyen ve 53 bin insanın öldüğü depremler sonrasında, bir önceki yıla benzer bir tablo görüldü. 876 eylem ve fiili greve katılan kişi sayısı ise 201.990 oldu.
Grevler yılı
2024 yılı neredeyse tamamen grevlerle geçti. Yılın ilk ayından itibaren Erciyas Boru ile başlayan grevler, Kristal Yağ ve Befesa’da devam etti. İzmir ve İstanbul belediyelerinde işçiler, yerel seçimlerin hemen ardından eylemlerini sürdürdü. İstanbul’un Esenyurt ilçesindeki CarrefourSA deposunda, DGR adlı taşeron firmaya bağlı çalışan DGD-SEN üyesi 6 işyeri temsilcisinin işten atılması sonrasında işçiler eylem başlattı. Polisin, Sabancı’nın selamını getirerek sert müdahalede bulunmasına işçiler, direnişle cevap verdi ve kazandılar.
İstanbul Çatalca’da Polonez sucuk fabrikasında, 360 işçinin çalıştığı işyerinde uzun çalışma saatleri, düşük ücretler, ücretlerin zamanında ödenmemesi ve çalışanlar üzerinde mobbing gibi uygulamalar sonucunda işçiler sendikal örgütlenme çalışmalarına başladılar. 24 Temmuz tarihinde 13 işçinin işten çıkarılmasıyla başlayan işçi mücadelesi, her türlü saldırıya karşı 6 ay sonunda kazanımla sonuçlandı.
Sendikalaşma mücadelesi
2024, işçilerin sendikalaşmak için verdikleri mücadelenin yılı da oldu. Fersan Madencilik, Polonez işçileri, Agrobay işçileri, As Plastik, Temel Conta, Telus Dijital, Lezita işçileri ve Mersen grevleri, sendikal hakları savunmak için verilen mücadelelerin örneklerinden sadece birkaçıdır. Lezita, Mersen ve Telus Dijital işçileri eylemlerine devam etmektedir.
Ağustos ayında toplu sözleşme dönemine giren metal işçileri, anlaşma sağlanamaması sonucunda grev kararı aldılar. Buna karşılık, Resmi gazetede yayınlanan bir kararla grevler yasaklanmak istendi. İşçiler, dört şehir ve dokuz fabrikada yasağa grevle cevap verdi ve kazandılar.
Sağlıkta grev
1 Kasım 2024 tarihinde, Sağlık Bakanlığının Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde değişikliğe gitmesi sonucunda, 5, 6 ve 7 Kasım tarihlerinde Aile Sağlık Merkezi doktorları 45 şehirde greve gitti. Grevlere katılım yüzde 60 seviyesinde gerçekleşti.
2024 yılı, neredeyse bütün iş kollarında düşük ücrete, sendikasızlığa, taşeron şirketlere, güvencesizliğe ve kamuda ticarileşmeye karşı mücadelenin verildiği bir yıl oldu.
Yaşanan irili ufaklı grev, eylem ve mücadeleler, 2025 yılının nasıl şekilleneceğinin habercisi oldu. Geçtiğimiz yılın şubat ayından bu yana Gaziantep’te devam eden grevler, hız kesmeden bu yılın Şubat ayında da sürdü. 19 işyerinde süren eylemlerin bir kısmı sonuçlandı, bir kısmı ise devam ediyor. Yükselen mücadeleye karşı Kasım ayında DİSK Genel-İş Başkanı ve Genel-İş Mersin Şube Başkanı’nın tutuklanması, devletin zor aygıtlarının her zaman devrede olduğunu her fırsatta hatırlatıyor. Bu hatırlatma, BİRTEK-SEN Başkanı’nın tutuklanması ile birlikte bu yılın da sert geçeceğini gösterdi.
Yılın sonunu, kamuda çalışan doktorların grevleriyle kapatırken, yıla yine doktorların greviyle başladık. 6-10 Ocak tarihlerinde Aile Sağlık Merkezi doktorları 3. kez iş bıraktı; 14 Şubat’ta ise Ağız ve Diş Sağlığı doktorları iş bıraktı.
Asgari ücret eridi
Orta Vadeli Programı sürdürmekte kararlı bir iktidar var karşımızda. Yılın başında ilan edilen asgari ücret, mart ayına gelindiğinde çoktan açlık sınırının altına indi. Enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında alım gücü giderek azaldı. Son 5 aydır sanayi endeksi geriledi, büyüme rakamlarının son iki çeyrekte ekside gelmesi, krizin resmileşmesinin en açık göstergesi oldu. Sanayideki şirketler zarar açıklamaya başladı. Bu açıklamalar, toplu işten çıkarmaların artık bir ihtimal olmadığının açık ifadesi oldu. Keza, TOFAŞ 700 işçiyi işten çıkararak çalışan sayısını yüzde 13 azalttı. İşveren, toplu iş sözleşmelerinden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmek istemiyor. Kamu ve özel sektörde, ayrım yapılmaksızın toplu iş sözleşmeleri için yüzde 40 civarında tavan getirilmek isteniyor. Bu yüzden 2025 yılı oldukça zorlu geçecek çünkü milyonlarca işçinin toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başlıyor. Sendikalar, kamu işçisinin ek zam talebinin ve geçmiş dönem kayıplarının bu süreçte çözüleceği vaadinde bulunmuştu; haliyle kamudaki işçilerin beklentisi oldukça yüksek. Temmuz ayında 3 milyon kamu işçisinin görüşmeleri başlıyor, petrol-iş sendikasına bağlı 68 işyerinde de görüşmeler başlayacak. Halihazırda, Ocak ayından bu yana Tüpraş görüşmeleri sürüyor.
Tüm bu görüşmeler, derinleşen ekonomik krizin gölgesinde baskılar, tehditler, toplu işten çıkarmalar, gözaltılar ile birlikte sürecek. Dolayısıyla, fiili, lokal ve yerel olarak gerçekleşen direniş ve grevleri birbirine bağlayan talepleri ortaklaştıran konfederasyonları birlikte mücadele etmeye zorlayan bir zemine ihtiyacımız var.
Not: Kullanılan veriler ve istatistikler, Emek Çalışma Topluluğu, Endüstrinin Yaban Kedileri, ÇSGB, DİSK Çalışma Raporu’ndan alınmıştır.
Recep Aykın