Barış dışında tek kelime etmeyin!

19 Eylül sabah saatlerinde Azerbaycan ordusu Karabağ’ın başkentine saldırı başlattı. Stepanakert’te duyulan siren sesleri Azerbaycan topçu ateşini duyuruyordu.

Azerbeycan birçok saldırgan devletin yaptığı gibi ülkede “anayasal düzeni yeniden sağlamak amacıyla” Karabağ’da bir “terörle mücadele” operasyonu başlattığını duyurdu, operasyonu Ermeni silahlı güçlerinin silahsızlandırılması için başlattıklarını açıkladı.

Azerbaycan’ın açıklamasındaki bir başka klişe de saldırıda sivillerin ve sivil tesislerin hedef alınmadığı, operasyonda yüksek hassasiyetli silahların kullanıldığı vurgusu oldu. Savunma Bakanlığı, Ermeni güçlerini, Azeri Ordusu mevzilerini sistematik bir şekilde top ateşine tutmakla suçlamayı da ihmal etmedi.

Rusya saldırıdan birkaç dakika önce haberdar edildiğini açıkladı.

Türkiye’de ise, devlet erkânından henüz açıklama gelmediği için yerli ve milli basının duyurularındaki savaşçı dil hemen gün yüzüne çıktı.

Türkiye’de ana akım muhalefetin de aktif desteğiyle, iktidar bu gerilimde daima ve kesin bir şekilde Azerbaycan’dan yana taraf oluyor, saf tutup bu ülkeyi aktif bir şekilde destekliyor.

Türkiyeli sosyalistler ise şu politikaları öne çıkartmalıdır:

Karabağ meselesinde, tarihsel olarak bakıldığında, dışarıdan gelen her müdahalenin sorunun çözümünü daha da güçleştirdiği görülebilir.

Karabağ’da yaşayanlar, yani Kafkasya halkları kendi geleceklerine, nasıl yaşayacaklarına kendileri karar vermelidir. Dış güçler Karabağ’a uzanan ellerini geri çekmelidir.

Kafkasya’da atılacak adımlar yeni bir savaş için değil barışı kalıcı kılmak üzere atılmalıdır.

Karabağ sorununun çözümü için, bu çatışmalar hemen durmalı! Ateşkes derhal sağlanmalı ve sivillerin hayatı korunmalıdır.

Azerbaycan bu saldırganlığa bir son vermelidir.

Söz konusu Karabağ ve Ermeniler olduğunda, iç politikada milliyetçiliği köpürtmek isteyen tüm güçler, siyasiler, partiler ve devlet sözcüleri sırtlarında Azerbaycan üniforması varmış gibi bir tutum alıyor. Bu kabul edilemez.

Her seferinde, Karabağ’daki çatışmaları fırsat bilen ırkçılar, Türkiyeli Ermenileri de tehdit ediyor.

Hem Azerbaycan’ın başlattığı bu çatışmaya hem de bu çatışmayı fırsat bilerek ırkçılık yapanlara karşı sesimizi yükseltmek çok önemli.

Savaşı değil, kalıcı barışı isteyenler aynı anda ırkçılığa karşı da seslerini yükseltmek zorunda.

Şenol Karakaş

(Sosyalist İşçi)

son yazıları

Çözüm süreci dolu dizgin
Siyonizme karşı ateşkesin yanındayız
Bir fotoğrafın arkasına gizlenen barış düşmanları

ilginizi çekebilir

WhatsApp Image 2025-11-04 at 11.26
Bir mücadele alanı olarak Haydarpaşa Garı
two-ships-with-national-flags-us-china-getty-img
Trump Çin’le huzursuz bir ‘barış’ sağlıyor
ekrem-imamoglu-7-ay-sonra-ilk-kez-caglayan-da-1
Casusluk davası neden temelsizdir?