Antikapitalist bir sol için

Bize toplumun saflaştığı tüm keskin politik gelişmelerde işçi sınıfı ve ezilenlerin birliğinden taviz vermeyecek bir sol odak lazım.

Göçmenlerle dayanışmadan milim taviz vermeyecek bir sol. Sorunun göçmenler değil ırkçılık olduğunu anlatan bir sol. Mülteci haklarının önündeki engelin iktidar olduğunu görmek çok önemli. Tüm neonaziler ve naziler bu kapıdan içeri giriyorlar. Göçmenleri pazarlık masasında bir koz olarak gören yaklaşım göçmenleri toplumda ırkçılığı tırmandırmak için bir koz olarak kullanmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürüyor.

Göçmenlerle dayanışma LGBTİ+’larla dayanışmadan bağımsız ele alınamaz. Bize meşhur balkon konuşması LGBTİ+ düşmanı sloganlarla güçlendirilen politikacılara karşı LGBTİ+’ların haklarını hiç gerilemeden savunan bir sol lazım.

Kürt halkının haklarının tanınması bu toplumun en önemli meselelerinin başında geliyor. Milyonlarca emekçi Kürt sorunu etrafında milliyetçilik bağlamında bölünüyor, ayrıştırılıyor. Bu ayrışma, ancak, Kürt halkının en temel haklarının her düzeyde tanınması için verilen bir mücadeleyle aşılabilir.

Seçimden önce başımıza bela olan tüm sorunlar durduğu yerde duruyor.

Değişen sorunlar değil. Sorunlar ağırlaşarak devam ederken hem sendikal alanda hem de sol liderlikler düzeyinde politik ve ekonomik sorunların adeta yeniden tanımlanması bir zorunlulukmuş gibi bir karamsar eğilim hüküm sürüyor.

Oysa zam yağmuru, vergiler, keskin politik sorunlar ve ekonomiyi sermayenin iştahını tatmin etmek üzere örgütlemiş olması devlet ve sermayeyi eninde sonunda kaçınmayacağı bir öfke patlamasıyla yüz yüze bırakacak.

Bu öfkeli mücadele anlarına hazırlanmak her küçük eylemle dayanışmak, o eylemlere katılmak, başarılabiliyorsa eylemlerin en önünde yer almak, bir adım daha iler çekilmesi için çabalamaktır. Aynı zamanda her eylemin diğer mücadele alanlarıyla birleşebileceği zeminleri sağlama alma çabası içinde olmaktır. Nihayetinde tüm mücadelelerin işçi sınıfının kitlesel mücadelesini teşvik edeceği, bu mücadelenin bir parçası olabileceği sosyalist bir politikayı hakim hale getirmektir.

Bu, antikapitalist bir solun inşasından ayrılamayan bir görevdir. Ancak kitlesel bir antikapitalist alternatif işçi sınıfının irili ufaklı deneylerini ve mücadelelerini daha yığınsal bir mücadelenin parçası kılabilir. Ve sadece böyle bir sol göçmen düşmanlığına karşı mücadeleyle LGBTİ+ düşmanlığına karşı mücadeleyi, kadın düşmanlığına karşı mücadeleyle milliyetçiliğe karşı mücadeleyi ve tüm özgürlükleri savunarak birleştirebilir.

Karşımızda çok güçlü olduğu düşünülen bir hükümet var. Güçlü değil. Bu yanlış bir fikir. AKP seçimlerin en büyük kaybedeni. Bu güç yitirme eğilimini ve buna bağlı olarak belirmesi muhtemel siyasi krizleri yakından gözlemek zorundayız.

Aynı zamanda ezilenlerin de sanıldığı kadar güçsüz olmadığının görülmesi lazım. Geçtiğimiz yıl da aynı vurguyu yapıyorduk. Sandığımız gibi güçsüz olmadığımızı vurguluyorduk. Bizi güçsüz gösteren her fırsatı seçimler nedeniyle es geçmek, sokaktan çekilmekti.

Şimdi, önümüzdeki yerel seçimler nedeniyle yine aynı hatayı yapmamak gerekiyor. Mücadeleye hazırlanalım. Mücadeleye bakalım. Mücadeleleri birleştirelim.

Şenol Karakaş

(Sosyalist İşçi)

son yazıları

CHP’ye kayyım tartışmaları: Anayasaya aykırı, hayır!
Umut barış mücadelesinde
Şovenistler delirdi, demek ki barış süreci doğru yolda-VI

ilginizi çekebilir

2025_09_09T143003Z_1272711583_RC28OGAYYLOD_RTRMADP_3_NEPAL_PROTESTS
Asya’da mücadele dalgası: Yozlaşmış ve baskıcı yönetimler düşüyor
1625358843701
Brezilya’da bir dönüm noktası: Darbeciler ilk defa soruşturulup cezalandırıldı
Cosmopolitan_Manifest_1191_af474cc8a9
Sadece Manifest'e değil kadınların özgürlüğüne saldırı