Alzheimer değil kapitalizm öldürüyor

Alzheimer hastası bakımı, oldukça yıpratıcı ve meşakkatli bir süreç. Alzheimer’ın normal yaşlanma sürecinin bir parçası olduğunu ve bellek kaybından ibaret olduğunu düşünenlerin sayısı çok yaygın.

Alzheimer unutkanlıkla başlar, ancak bundan çok daha fazlasıdır. Ortalama 10-15 yıl sürebilen hastalıkta, orta evrelerden itibaren hasta yakını 24 saat hastaya aralıksız bakım vermek zorundadır. Bu süreç aynı zamanda büyük bir dikkat ve özen gerektirir.

Alzheimer Derneği’nin yaptığı açıklamaya göre, Türkiye’de 600.000 aile bu hastalıkla mücadele ediyor. Bu rakam, aileler düşünüldüğünde, iki milyon dört yüz bin kişinin yaşamının tamamen alt üst olması anlamına geliyor. Üstelik toplam nüfusun %8,7’sinin oluşturan 65 yaş üstü nüfusun hızla arttığı düşünüldüğünde, bu rakamın giderek artacağını kestirmek zor değil.

Kâr değil insan

Kapitalizmin kârdan başka hiçbir şeyle ilgilenmez olması, hem hastaları hem de hasta yakınlarının yaşamlarını zora sokuyor. Son yıllarda hâkim olan neoliberal politikalar sağlık hizmetlerini kârlı bir alan olarak göruyor. Sağlık ve bakım hizmetleri kamusal hizmet olmaktan çıkarılıp, piyasalaştırılıyor. “Paran kadar sağlık” anlayışı hakim olunca, Alzheimer gibi zorlu bir bakım isteyen hastalar ve hasta yakınları zor durumda kalıyor.

Hastalığın bakımı maddî açıdan pek çok zorluklar getiriyor. Bu nedenle hasta yakınları büyük bir maddî ve manevî yıkıma uğruyor. Alzheimer hastasının mutlaka profesyonel bir destek alması gerekiyor ki, bu konuda uzman bir desteğin maliyeti aylık en az 5.000 TL civarında. Konuyla ilgili hizmet veren bakım evlerinin ücretleri de aşağı yukarı aynı fiyattan başlıyor.

Devlet kamusal hizmetlerden giderek elini çektiği için, bakım hizmeti veren kamu kuruluşlarının sayısı yetersiz. Bu nedenle hastaların bakımı çoğunlukla aile ortamında gerçekleşiyor. Bu durum hastanın yaşam kalitesinin düşmesine neden oluyor. Hasta yakınlarında da çok ciddi depresyon ve tükenmişlik sendromu gibi psikolojik sorunların dışında, strese bağlı fiziksel sorunlara da yol açıyor.

Çocukların, yaşlıların, hastaların bakımının aile içinde gerçekleştiği bu sistemde, Alzheimer gibi meşakkatli bir hastanın bakımı hasta çevresinin yıkımına yol açıyor. Konuyla ilgili çalışmalar yürüten dernekler ve genel kanı da hasta bakımını aileye yüklüyor ve çalışmalar destek amaçlı.

Oysa bu hastalığın bakımı tamamen kamusal hizmet içerisinde değerlendirilmeli, hasta tedavisi ve bakımı parasız olmalı ve hastalığın yükü tamamen hasta yakınlarının omuzlarından alınmalıdır.

Çağla Oflas

(Sosyalist İşçi)

ilginizi çekebilir

ayse-panus-a-ozgurluk
Kaos GL Derneği: Ayşe Panuş'a özgürlük!
20250711-anf-4-00-11-04-14-still017-jpgdfb349-image
Cumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet
GwClNK_WgAEA1oK
İşçilerin hakkını verin!