Çünkü Nâzım Hikmet’in “Nâmuslu, çalışkan, fakir İstanbullular…” mısraında dediği gibi, memleketin nâmuslu, çalışkan, fakir (veya değil) insanlarının, hatta beyazlarımızın bile dürüst, mert, nâmuslu ve itimat edilir siyâsetçilere ihtiyâcı var.
Bunun açlığını çeken milyonlar var. Silahların susmasını bekleyen sessizler var.
Ne yazık ki şu veya bu sebeple seslerini çıkartamıyorlar.
Fakat onların da barış istedikleri muhakkak.
Bu bir hasret…
Böylesi siyâsiler, ihtiyaç hâline gelmiş siyâsiler de sâdece HDP çatısı altında mevcut.
Diğer partilerde, hatta çok zayıf bir ihtimal de olsa MHP içinde bile, hiç şüphesiz böyle insanlar vardır.
Lâkin anladığımız kadarıyla bunlar eser miktarda.
Gören, bilen, tanıyan yok. Yüzlerini görürsek, fikirlerini beyan ederlerse, kendilerini tanıtırlarsa elbette takdirimizi esirgemeyiz.
AKP ne derse desin, ne kadar çamur, iftirâ artsa atsın, asker Güney Doğu’yu ne kadar bombalarsa bombalasın, nâfile.
İsterlerse nükleer bomba atsınlar, ki her halde bir o kaldı atmadıkları…
Yine nâfile. Hakikatin, haklılığın kuvveti karşısında hiçbir kuvvet dayanamaz.
Başa dönüyorum, HDP daha da büyüyecek, gelişecek, %13’ü tekrar yakalayacak ve hatta geçecek.
Hepimiz buradayız, hep beraber göreceğiz bunu.
Ahmet Kuzik
