Seni kısaca tanıyalım. Asya Gökalp kim, neler yapıyor?
27 yaşında, trans bireyim, LGBTİ+ aktivistiyim. İzmir’de ailemle yaşıyorum. Yarı zamanlı bir işte çalışmaktayım. Bir üniversitede kayıtlıyım ancak henüz mezun olamadım. Yakın zamanda Ege Üniversitesi hastanesinde cinsiyet uyum sürecine başlamayı düşünüyorum. Kedileri ve eğlenmeyi severim.
Tutuklanma sürecin nasıl oldu?
Daha önce 2017 Nisan ayında yani 18 yaşına yeni girmişken referandum sonuçlarını protesto eylemine katılmıştım. Ertesi gün gece polisler evime gelerek cumhurbaşkanına hakaretten tutuklandım. Dört gün nezarette kaldıktan sonra altı arkadaşım ile birlikte Aliağa Şakran Kadın Kapalı hapishanesine gönderildim. Orada iki ay tutuklu kaldım. Haziran ayında tahliye oldum. İkinci tutuklanmam ise geçen Mayıs ayında oldu. X hesabımdan sürekli hedef haline getirilip, faşistler tarafından linç yiyordum. Öncesinde polisler beni aradı, ifadeye geleceğimi söyledim. Buna rağmen 2 Mayıs sabahı gözaltına alındım. Sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek (halkı kin ve düşmanlığa teşvik etme suçlamasıyla) tutuklandım, yine Aliağa Şakran Kadın Kapalı hapishanesine gönderildim. Avukatlarım bu suçtan tutuklama yapılmadığını ve paylaşımlarımın ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu söyledi. 10 gün boyunca hapiste kaldıktan sonra sağlık sorunlarımdan dolayı tahliye oldum.
Hapishanede kötü muamele ya da ayrımcılığa maruz kaldın mı?
Maalesef evet. Hapishane koşulları zaten bir trans için hiç sağlıklı bir ortam değil. Girer girmez gardiyanlar tarafından tacize uğruyorsun. Bedenime dönük insanlık dışı uygulamayla karşılaştım. Saçlarımı neden kısa kestirdiğim hakkında sorular sordular. İki gün boyunca tecritte kaldım. Ardından 16 kişiyle beraber küçük alanlı koğuşa girdim. İnsanlar yerlerde yatıyordu. Hijyenik koşullar yoktu. Tuvalet hemen yanımızda pis ve kusmukluydu. Su vermediler. Bir kaç boş şişeyi tuvaletteki musluktan doldurup onca insan içtik. Bardak istediğimde ise kap verip, ‘tuvaletten doldur iç’ dediklerini hatırlıyorum. İnsan gibi görülmüyorduk orda. Yemekler bir tencere ile geliyor ve herkes oradan yiyordu. Tabak ve kaşık yoktu. Buna itiraz eden kadınlara gardiyanlar bağırıp sert davranıyorlardı. Hastalığım var, ilaçlarımı her gün düzenli olarak kullanmam gerekiyor. İlaçlarımı vermediler ve iki gün nöbet geçirdim. O anı hatırlamıyorum ama mahpuslar kapıya vurduklarını ve gardiyanların geç geldiklerini söyledi. Sonraysa ambulans ve jandarmalar eşliğinde hapishane içindeki hastaneye kaldırıldım. Kelepçe ile yatağa bağladılar. Doktor ‘istediği zaman çıkabilir’ dediği halde jandarmalar beklememek için bana imza attırıp hastaneden hemen çıkarttılar. Geçici koğuşa geri döndüm. Ertesi günü de normal koğuşlara dağıtıldık. Revire ve psikiyatriye çıktık. Orada yönelimimi ve kimliğimi öğrenmek için sorular sordular. Gizlemem gerektiğini, lezbiyenliğin yasak olduğunu söylediler. ‘Böyle insanları tecritte atıyoruz haberin olsun’ dediler. Daha önce de tutuklandığımda da birçok şeye maruz kalmıştım. Koğuştakiler beni öğrenip, psikolojik şiddete maruz bırakmıştı. Koğuş değişikliği yapmak zorunda kalmıştım. Saçların kesilmesi isyan olarak görüldüğü için saçlarımı kestirememiştim. Deneyimlerime ve gördüklerime göre hapiste trans olmak tam bir işkence psikolojik ve şiddete maruz bırakılmak. Sürekli tehdit altındasın cinsiyet uyum sürecine zaten başlayamazsın. Ne de hormona erişirsin. Tek kişilik hücreye atmakla tehdit edilirsin ancak.
Hapishane çıktıktan sonra yargı sistemi seni rahat bıraktı mı?
Hayır… Hapisten çıktıktan sonra hakkımda dört dosya birden açıldı. Birinden beraat aldım. Diğerinden 18 günlük hapis cezası, fakat bu para cezasına çevrildi. Ve tutuklandığım dava görüldü. Sadece bir paylaşımından 1 yıl 3 ay, diğer paylaşımından ise 7 ay 15 gün hapis cezası aldım. Bu indirimli hali. Cezam ertelenmedi. Avukatlarım itiraz edecek. Ve Şubat ayında başka bir davam daha görülecek.
Hakkında açılan yeni davalarla birlikte ne öngörüyorsun?
Hukuksuz olduğunu yıldırma politikası olduğunu düşünüyorum. Görünür bir LGBTİ+ aktivistiyim. Yani devlet beni biliyor ve yargı bir şekilde cezalandırmaya çalışıyor. 11. yargı paketinden varoluşlarımızı suç sayan maddeler çıkarıldı. Ama lubunyaları farklı nedenlerle suç uydurarak cezalandırılmaya çalıştıklarını düşünüyorum. Davaların devamını geleceğini de düşünüyorum ama bu haksızlığa zulme de boyun eğecek biri değilim.
Bundan sonra neler yapmayı düşünüyorsun?
Mücadeleye devam etmeyi, onların istediklerini ellerine vermemeyi, başta LGBTİ+’lar olmak üzere ezilen her kesimin haklarını savunmaya devam edeceğim. Korkmuyorum. Baskılar, tutuklamalar bizi yıldıramaz.