Ali (takma ad), İtalya’da on yılı aşkın süredir aktif olarak çalışan Mısırlı bir işçi ve sendika örgütçüsü. Aynı zamanda ülkedeki son grev dalgasının önde gelen isimlerinden de olan Ali, özellikle Filistin halkıyla olan ve benzeri görülmemiş düzeydeki uluslararası işçi sınıfı dayanışmasını yansıtan bu grevlerde ön plana çıkmış durumda. Bu röportajda Ali, sendikal örgütlenme deneyimini, göçmen işçilerin örgütlenmesinde taban sendikalarının rolünü, Ocak Devrimi’nin siyasî bilincine etkisini ve Mısır’daki işçi sınıfının durumuna ilişkin görüşlerini anlatıyor.
Ocak’tan depolara: Sendikal bilincin oluşumu
Ali, babasının işi nedeniyle Mısır ve İtalya arasında gidip geldiğini ve Ocak Devrimi patlak verdiğinde Mısır’da olduğunu söylüyor. “Devrim deneyimi, siyasî bilincim üzerinde derin bir etki yarattı” diye açıklıyor. Bir süre sonra İtalya’ya gitti ve hem Mısırlılar’ın hem de diğer göçmenlerin çalıştığı depo ve lojistik sektöründe çalışmaya başladı.
“Zorlu çalışma koşulları, işverenlerin kötü muamelesi ve haksız ücret kesintileriyle karşı karşıyaydık” diye devam ediyor. Bu bağlamda, devrimden sonra Mısır’da ortaya çıkan bağımsız sendikalara benzeyen, lojistik ve depo çalışanlarını örgütlemeye odaklanan taban sendikalarından biriyle temasa geçti.
Bu örgütlenmenin çalışma koşullarının iyileştirilmesinde, resmî sözleşmelerin imzalanmasında ve ücret artışlarının kazanılmasında belirleyici rol oynadığını vurguluyor. Arapça ve İtalyanca’yı akıcı bir şekilde konuşabilmesi sayesinde Ali, sendika ile göçmen işçiler, özellikle de sadece Arapça konuşan işçiler arasında önemli bir elçi/arabulucu haline geldi.
Filistin ile işçi sınıfı dayanışması
Ali, Filistin halkıyla dayanışma amacıyla İtalya’da geniş çaplı bir işçi hareketi başlatılmasıyla ilgili olarak bu hareketin “birdenbire ortaya çıkmadığını” vurguluyor. Son yıllarda taban sendikalarının Ukrayna’daki savaşa karşı grevler ve gösteriler düzenleyerek önemli bir örgütsel deneyim biriktirdiğini açıklıyor.
Resmî sendikalar arasında “antisemitizm” suçlamalarına yönelik yaygın bir korku olmasına rağmen, sendikasının İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırım savaşının başlamasından sadece birkaç gün sonra, Kasım 2023’te grev çağrısı yapan ilk sendikalar arasında olduğunu belirtiyor.
Haftalık gösteriler genişledikçe, Filistin davasına uluslararası dayanışma arttı ve sol partiler ile sendikalar da sürece dahil oldu. Filistin sorunu, Giorgia Meloni liderliğindeki İtalya’nın aşırı sağcı hükümetinin politikalarına karşı muhalefetle birlikte işçi mücadelelerinin merkezine yerleşti.
Devletin göçmenlere yönelik baskısı ve tehditleri
Ali, İtalyan hükümetinin tepkisini “kesinlikle baskıcı” olarak nitelendiriyor ve polis şiddetinin ve protestoculara, özellikle de göçmenlere karşı oturma izinlerinin geri alınması veya sınır dışı edilme tehditlerinin kullanıldığına işaret ediyor. Ancak, bu uygulamaların birçok kişiyi çözümün geri çekilme değil, daha fazla örgütlenme ve siyasî katılımda yattığına ikna ettiğini düşündüğünü de belirtiyor.
Sendikasının göçmen işçilere odaklanmasıyla istisnaî bir durum oluşturduğunu ve bunun Ocak Devrimi’nden sonra birçok Mısırlı işçiyi sendikal faaliyetlere katılmaya teşvik ettiğini belirtiyor. Yine de riskler devam ediyor: Torino’daki bir camide imamlık yapan Mısırlı Mohamed Shahin’in Filistin ile dayanışma faaliyetlerine katıldığı için tutuklanıp sınır dışı edilme tehdidiyle karşı karşıya kalması örneğini veriyor.
”Öncü güç olarak işçi sınıfı”
Mısır’daki gelişmelerden bahseden Ali, bağımsız medya platformları ve Devrimci Sosyalistler sayfası gibi devrimci sayfalar aracılığıyla, “sınırlı ama yavaş yavaş büyüyen” işçi ve öğrenci hareketlerini takip ettiğini söylüyor. Askerî diktatörlük altında verilen mücadelenin Avrupa’dakinden temelden farklı olduğunu vurgulayan Ali, Ocak Devrimi’nden önce, özellikle Mahalla al-Kubra’da önemli işçi mücadeleleri yaşandığını hatırlatıyor.
Mısır işçi sınıfının her türlü özgürlük projesinin merkezinde olması gerektiği yönündeki inancını yineleyerek, işçi sınıfını “mücadelenin öncüsü” olarak tanımlıyor. İtalya’daki sendikal faaliyetleri aracılığıyla, Mısırlı işçilerin mücadelelerine ilişkin uluslararası farkındalığı artırmaya ve onlarla dayanışmayı güçlendirmeye çalıştığını da ekliyor.
Ahmed Al-Farash