LGBTİ+ karşıtı maddeler 11. Yargı Paketi’nden çıkarıldı: İyi bir kazanım, ancak mücadeleye devam!

11. Yargı Paketi 27 Kasım 2025’te Meclis’e sunuldu. Birkaç hafta öncesinde aldığımız duyumlar doğru çıktı, 11. Yargı Paketi içinde yer alan LGBTİ+ karşı maddelerin hiçbiri Meclis’e sunulan pakette yer almadı. Bu, tabii ki sevindirici bir gelişme ancak mutlak bir kazanım değil; çünkü biliyoruz ki iktidar LGBTİ+ düşmanlığını eline geçen her fırsatta, her yargı paketinde karşımıza çıkarıyor, çıkaracak.

Muğlak, belirsiz maddeler ve translara yönelik yaptırımlar tepki çekmişti. 11. Yargı Paketi gündeme geldiği 13 Ekim’den bugüne birçok kurumdan tepki aldı. Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi’nin hazırladığı ve LGBTİ+’ları hedef alan maddelere karşı çıkan kampanya metnini Türkiye genelinde 55 kurum imzaladı. Yine haftalar boyunca ülkenin her yerinde kadın örgütleri LGBTİ+ derneklerle, sivil inisiyatif ve oluşumlarla sokağa çıktılar, basın açıklamaları ve eylemlerle dayanışma içinde oldular.

İktidar ilk önce 2025 yılını, sonra da gelecek 10 yılı “aile yılı” ilan ettiğinde aslında hepimiz hedefin kadın ve aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği karşıtlığı olduğunu anladık. İktidarın kendi kitlesi bile ülkenin 20 yıldan fazla süredir içine girdiği ve her geçen gün daha da artan, derinleşen ekonomik çöküşün, yoksulluğun, eşitsizlik ve adaletsizliğin sebebinin mevcut iktidar ve kendiyle özdeşleşen rant sevdası, yolsuzluk ve emek sömürüsü olduğunun farkında. İktidar da her gün güç kaybettiğinin farkında. Halkın hemen her kesiminin her gün yüzleştiği ekonomik çöküş gerçeği saklamak için iktidar hep bir günah keçisi, bir suçlu yaratma çabasında. Erdoğan eline her mikrofon aldığında düşen evlilik ve doğum oranlarının temel sebebinin iktidarın bugüne getirdiği ekonomik eşitsizlik ve halkın emeğinin sömürülmesi olduğunu saklamak için LGBTİ+ları sapkın ilan ederek gençlere evlenmelerini salık veriyor. Gençler gönüllü olmayınca da, “evlilik kampanyaları” ile “teşvik” ediyor.

Mücadelenin ile özgürlüğün öncüsü kadınlar ve kadın hareketidir.

Aile yılıyla eşzamanlı olarak gündeme gelen ve iktidarın önerdiği “esnek ve uzaktan çalışma modeli” de yine eril bir toplum modeli. Bu sistemde kadın ev içinde anne ve eş olarak “görevli” ama yine de çalışmak istiyorsa, o zaman “evinde oturup evde yapabileceği işleri yapabilir” deniyor. Kadının hem ev içindeki görünmez emeğini yok sayılıyor hem de “evden çalışsın” denilen kadın toplumun dışında kalıyor, sosyalleşemiyor. Eve hapsolan kadın da ekonomik olarak erkeğe bağımlı bir yaşam içine hapsoluyor, ki iktidarın tanımladığı “aile” tam olarak bu: Erkek dışarıda, kadın evde; kadın eş ve anne ve erkeğe bağlı, bağımlı.

Kadınlar iktidarın dayattığı bu düzeni reddettiğinde işin rengi değişiyor. 11. Yargı Paketi mücadelesinde gördük ki kadın özgürlüğü de, toplumsal cinsiyet eşitliğinin iktidarın nefret ve ayrımcı politikalarına karşı korunması da kadın hareketi ve LGBTİ+ mücadelesinin birlikte örgütlenmesinden ve hareket etmesinden geçiyor.

Yaşamın da, barışın da temeli kadınlar ve toplumsal cinsiyet eşitliği.

Geçtiğimiz yıl Antalya’da gerçekleştirilen DEM Kadın Meclisi Çalıştayı’nda “Barış, erke, erkeğe bırakılamayacak kadar değerlidir” denmişti. Bugün hem yaşamın her alanında hem mücadele alanlarında hem de barış konusunda tam bu noktadayız. Adaletin, eşitliğin ve barışın temeli kadın hareketi, kadın örgütlenmesi ve kadın mücadelesidir.

11. Yargı Paketi’ne karşı ülkenin her yerinde bir araya gelerek sokağa çıkan kadın ve LGBTİ+ hareketi bize hem sokağın gücünü hem de kadınların bir araya geldiklerinde ortaya koydukları örgütlü güçlerini gösterdi.

Bu yargı Paketi’nden LGBTİ+ karşıtı maddeler çıkarılmış olsa da, iktidar kendi yarattığı ekonomik kaosu, haklarında geçerli tek bir iddia bile bulunmayan muhalifleri mahkûm ettiği hukuksuzluğu, halktan çaldığı emeği, savaşa yatırdığı vergileri saklamak için “aile yılı” ve genel olarak “aile” kavramı üzerinden kadına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine, LGBTİ+lara saldırmaya devam edecek.

Etsin. Bizler de aynı şekilde örgütlü ve bir arada, dayanışma içinde hem yaşama ve haklarımıza hem barışa ve özgürlüğe sahip çıkacağız. 

Çağrı Sert

son yazıları

İkinci kemandan çok daha fazlası: Friedrich Engels
Çocuk işçi sömürüsüne, iş cinayetlerine son!
Sayfalar dolusu suçlama var kanıt yok

ilginizi çekebilir

837a41dc-c55d-46d7-acb9-69da5bcba79f
İkinci kemandan çok daha fazlası: Friedrich Engels
9
Çocuk işçi sömürüsüne, iş cinayetlerine son!
maltepe imamo miting
Sayfalar dolusu suçlama var kanıt yok