Çocuk işçi sömürüsüne, iş cinayetlerine son!

Aralıksız devam ediyor. Hem çocuk emeğinin sömürüsü hem de iş cinayetleri. Bunlar arasında bazen çok korkunç olanlarına tanık oluyoruz. Her iş cinayeti korkunç, çocukların emeğinin sömürülmesi zaten korkunç ama Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde çırak olarak çalışan 15 yaşındaki işçinin başına gelenlere tahammül edemiyoruz.

Kalfa çocuğun ellerini bağlayıp yüksek basınçlı havayı kompresörle sıkarak iç organlarını parçaladı.

15 yaşında yapabileceği, yapması gereken sayısız şey varken, olabileceği, olması gereken sayısız yer varken çalıştığı işyerinde öldürüldü.

İş cinayetlerinin hiçbirisi münferit, işçi hatasından kaynaklanan olaylar değil. İş cinayetlerinin üç sorumlusu vardır: Kapitalistler, işyerlerini denetlemeyen iktidarlar ve bu ikisinin ürünü olan derin yoksulluk.

Türkiye kapitalizmi en başından beri doymaz bilmek bir iştahla saldırıyor işçi sınıfına. Binlerce işçi kardan başka gözü hiçbir şeyi görmeyen rekabet içindeki sermaye sahipleri daha azgın, daha denetimsiz, daha sınırsız bir şekilde zenginleşsinler diye ölüyor.

2024 yılında son 12 yılın en yüksek çocuk işçi ölüm oranına tanık olduk. ISİG raporlarına göre son 10 yılda en az 742 çocuk işçi öldü. 2024-2025 arasında ise en az 72 çocuk işçi öldü.

Mesleki Eğitim Merkezleri projesine son

Çocukların yaşam hakkı sadece iş cinayetlerinde değil Mesleki Eğitim Merkezleri projesi gibi uygulamalarla tehlikeye atılıyor. MESEM, eğitim sendikalarının da net bir şekilde ifade ettiği gibi çocuk işçiliğini devlet eliyle meşrulaştırıyor. 2024-2025 eğitim yılında yaklaşık 505 bin öğrenci MESEM kapsamında haftanın 4 günü işyerlerinde çalıştırılıyor, sadece bir gün okulda teorik eğitim görüyor.

505 bin çocuk.

505 bin ucuz emek.

505 bin çocuk emeği.

MESEM projesi çocuklara stajyer ya da çırak statüsü tanımlıyor ve ne iş sağlığı, iş güvenliği denetimlerinin olduğu, ağır ve tehlikeli işlerin yapıldığı sanayi sitelerinde kapitalizmin kanlı çarklarına, tek tek patronların vicdansızlığına teslim ediliyor.

ISİG Meclisi haklı olarak bu sistemi “eğitim değil, çocuk emeği sömürüsü” olarak adlandırıyor.

Yine ISİG Meclisi MESEM kapsamında çalıştırılan en az 15 çocuğun iş cinayetlerinde öldüğünü açıkladı. 2013’ten bugüne 713 çocuk işçi öldü. Çocuk işçiler ezilerek, yüksekten düşerek, elektrik çarpması sonucu, yanma nedeniyle hayatlarını kaybediyorlar.  

Yoksulluk çocukları eğitimden kopartıyor

Çocukların okulları terk etmesinin ana nedeni, yoksulluktur. Hayat pahalılığı nedeniyle işçi aileleri çocukların servis, yemek, kırtasiye masraflarını karşılamaktan çok uzak değil sadece. Yoksul haneler çocukların eve getireceği gelire de ihtiyaç duyuyor. 

Üstelik Derin Yoksulluk Ağı’nın “hijyen yoksulluğu” olarak adlandırdığı koşullar, pis, sağlıksız ve güvensiz yerlere dönüşen okullara çocukların gitmek istememesine neden oluyor. Bunun nedeni iktidarın tasarruf tedbirlerine okulların temizliğinden başlamayı tercih etmesi.

İş cinayetleri en yoksul illerde ya da en büyük sanayi merkezlerinde daha yoğun yaşanıyor. 

Savaşa değil eğitime sağlığa çocuklara bütçe

Çocukların iş gücüne katılım oranı 2023’te yüzde 22.1’den, 2024’te yüzde 24.9’a çıkmış durumda. Bu çocukların 49 bin 251’i sokakta çalışmak zorunda kalıyor. Eğitim dışı kalan çocuk sayısı ise MEB verilerine göre 611 bin.

Bunlar korkunç rakamlar ve Türkiye kapitalizminin de tarihini kandan ve ateşten harflerle yazdığını gösteriyor. Hem de çocukların kanıyla yazılan bir tarih aynı zamanda.

Çocukları sermayeden kurtarmak zorundayız.

Bu, kelimenin tam anlamıyla güçlü bir mücadelenin merkezi konusu olmak zorunda.

Bunun için bütçe tartışmalarının yaşandığı bugünlerde, iktidarın halk için bütçe konusunda aralıksız uyarılması bir zorunluluk.

Halk için bütçe, asgari ücretin en 50 bin lira olacağı, eğitimin her düzeyde parasız hale getirildiği, çocukların okullarda temiz ortamlara ulaşabileceği, rahatça beslenebileceği bir ekonomik program uygulanmadan vahşi çocuk emeği sömürüsü ortadan kaldırılamaz.

Sadece eğitim değil, sağlık da parasız ve hızla erişilebilir hale getirilmelidir.

Silahlanmaya, bölgesel güç olma ihtiraslarına değil çocukların güvenliğine, eğitimine, sağlığına, geleceğine yatırım yapılmalıdır.

Cumhuriyet kurulduğundan beri halkların, işçilerin ve yoksulların alınterini sömüren sermayeyi, tıpkı aşırı sağa karşı yaptığı kampanyada New York’ta dolar milyonerlerini vergilendireceği talebini dile getiren Zohran Mamdani’nin savunduğu gibi, sermaye gruplarını, TÜSİAD’a üye şirketleri, MÜSİAD üyesi firmaları vergilendirmek ilk adımdır.

İktidarı sermayeden alıp yoksullara aktarmak konusunda “ikna etmek”, bir örgütlenme ve mücadele konusudur. Bu örgütlenme ve mücadele eksik olduğu için çocuklar sermayenin çarkları arasında hayatını kaybediyor.

Antikapitalist Çalışanlar herkesi iş cinayetlerini ve çocuk ölümlerini durdurmak için sendikalarda örgütlenmeye, ısrarlı bir birleşik mücadelede tüm ezilenlerin yan yana gelmesini savunan bir işçiler ağını inşa etmeye davet ediyor.

son yazıları

Sayfalar dolusu suçlama var kanıt yok
Yolsuzluk skandalı sonrası Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky zor durumda
Hayvanları aç bırakmanıza izin vermeyeceğiz!

ilginizi çekebilir

maltepe imamo miting
Sayfalar dolusu suçlama var kanıt yok
shutterstock_2340524513
Yolsuzluk skandalı sonrası Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky zor durumda
124543
Hayvanları aç bırakmanıza izin vermeyeceğiz!