Kadınlar için çalışma hayatı içinde yer alabilmek bir başarı, fırsat olarak görünse de bu alanda da kurallar sorunsuz ve adil şekilde işlemiyor. En baştan, cinsiyetçiliğin bir kar aracına dönüştürüldüğünü söyleyebiliriz.
Kadınlar ev içi emeğinin görünmediği durumun üstüne bir de iş hayatında aynı işi yapıyor olsalar dahi daha düşük ücret almaya devam ediyorlar. Sadece bununla da kalmıyor. Kadınlar çalışma hayatının çeşitli aşamalarında birçok sorunla mücadele ediyorlar. Bu yazıda, bu yıl gördüğümüz bir deneyim olan bir mücadele örneğinden bahsetmek istiyorum.
Teksif’in (Türkiye Tekstil, Örme, Giyim ve Deri Sanayii İşçileri Sendikası) basına ve kamuoyuna diye duyurduğu dosyada belirtildiği haliyle:
17 Ocak 2025 tarihinde Ege Serbest Bölge’de faaliyet gösteren Dígel Tekstil işçilerinin büyük çoğunluğu, düşük ücret, insan ve kadın onuruna yakışmayan çalışma koşullarını protesto ederek şirket yönetimine karşı ses yükseltti ve aynı gün Teksif Sendikası’na üye olma kararı aldı. Sendika yasal çoğunluğu sağlayarak çalışma bakanlığından aynı gün yetki belgesi aldı. Sonuç olarak, sendikalaşma süreci boyunca öncülük eden, işveren aleyhine şahitlik yapan ve anayasal hakkını kullanan toplam 15 Teksif üyesi işçi, Dígel Tekstil işvereni tarafından haksız, hukuksuz ve tazminatsız şekilde işten çıkartıldı. Bununla ilgili mücadele sürmektedir. Bu mücadelenin en önemli ayaklarından biri, kadın işçilerin Dígel Tekstil yöneticileri tarafından uygulanan sistematik ayrımcılık, baskı, mobbing ve tacize karşı verdiği mücadeledir.
Dígel Tekstil çalışanların yüzde 85’ini kadın emekçiler oluşturmaktadır. Teksif Sendikası’na iletilen; kadın işçilere Dígel Tekstil yönetimince uygulanan baskı, mobbing ve taciz ile ilgili kadın çalışanların bazı beyanları şöyledir:
- A kadın çalışanın beyanına göre; 2018 yılında bölüm müdürü ara ara fabrikada tüm çalışanları toplayıp kadın işçilerin hamile kalmamaları, iş akışını engellemeleri için uyarılarda bulunmuştur.
- B kadın işçi riskli bir hamilelik süreci geçirmesine ve hastaneden buna dair heyet raporu almasına rağmen yönetim tarafından ısrarla işyerine çağrılmıştır. Bir yönetici tarafından heyet raporunun yeterli olmadığı, bebeğin keseye düşüp düşmediğini gösteren rahim ultrason görüntüsü görmeden kadın işçiyi hamile çalışan saymayacağını, sisteme hamile diye işlemeyeceğini ve hamilelik haklarının kullandırılmayacağını belirtmiştir
- C kadın işçi üç senedir çalışmakta olduğu Dígel Tekstil’de paydos molalarının ilk yarım saat ve son yarım saatinde tuvalete gitmenin yasak olduğunu, giderse herkesin içinde aşağılanacağını bildiği için menstrüasyon gününde olmasına ve şiddetli karın ağrısı çekmesine rağmen azar işitmemek için dayatılan saatlerde tuvalete gitmeyi beklemiştir. Tuvalet sonrası makina başına geri döndüğünde arkadaşları kendisine “sen tuvaletteyken üretim müdürü geldi ve seni sordu. Tuvalette olduğunu söylediğimizde de “daha yeni işbaşı oldu ne tuvaleti bu saatte diyerek avazı çıktığı kadar bağırdı” demişlerdir. Bunun üzerine takım liderinin yanına giderek sorunu konuşmak isteyen kadın işçiyi takım lideri önemsememiş, tuvalete gittiği için suçlamaya devam etmiştir.
- D kadın işçi işe ihtiyacı olan kadın bir arkadaşına Dígel Tekstil’e iş başvurusu yapması için tavsiye vermiştir. İşe başvuran kadın, ekip lideri ve metot eğitmeni tarafından çok beğenilmiş ve işe kesinlikle alınacağı konusunda bilgilendirilmiştir. Ancak sonrasında üretim müdürü tarafından D kadın işçiye arkadaşının güzel çalıştığı ve yetenekli olduğu ancak yaşı genç olduğundan ve yeni evlendiği için hamile kalabilir ve çocuk doğurabilir gerekçesiyle işe alınmadığı söylenmiştir.
Teksif Sendikasının hazırladığı dosyalarda bu örnekler uzayıp gitmektedir. Örneğin, 423 işçinin çalıştığı fabrikada, yedi kabini olan tuvalette yalnızca üç kabin kullanıma açık. Yine aynı fabrikada, işçilerin kullanımı için yalnızca iki adet su sebili mevcut.
Tüm zorluğuna rağmen örgütlenmeyi başarıp bir sendikaya üye olma yetki alma şansı yakalamış Teksif üyesi Dígel Tekstil çalışanlarının mücadelelerinin yanında durmaya devam edeceğiz. Bu mücadele, henüz bu fırsata ulaşamamış olan hizmet sektörü çalışanları, perakende ve diğer sektörlerdeki işçilere umut ve örnek olmaktadırlar. Emek dünyasında, cinsiyete dayalı ayrımcılığın her türüne karşı kadınlar mücadeleye devam edecek.
Helin Alp