Terör devleti İsrail, Gazze şeridini ağır bombardıman altında tutuyor.
İsrail, Gazze’nin güneyindeki Nasır Hastanesi’ne iki kez bombardıman düzenledi. Bu saldırılarda aralarında sağlık çalışanları ve gazetecilerin de bulunduğu en az 20 kişi hayatını kaybetti.
Ayrıca Han Yunus’ta bulunan bir mülteci kampı ile Gazze’nin çeşitli yerlerinde sivillerin barındığı binalar da siyonist katillerin hedefi oldu.
Bu sırada tüm dünya kuşatma altındaki Gazze’de İsrail devletinin gıda girişini engellemesi sonucu meydana gelen açlıktan ölümleri ve Birleşmiş Milletler’in resmen duyurduğu kıtlığı konuşuyordu.
7 Ekim 2023’te Gazze’de kuşatmasını aşmak için Filistin direniş gruplarının ortak kararıyla yapılan Aksa Tufanı atağı sırasında rehine alınanlarının İsrail vatandaşlarının aileleri Gazze şehrini işgal planını protesto etti. Lastik yakan protestocular derhal ateşkes istedi.
Buna karşılık aşırı sağcılar ve faşistlerden oluşan İsrail savaş kabinesi Hamas’a karşı geniş kapsamlı saldırı hazırlığını duyurdu.
Yaşananlar İsrail’in soykırımı derinleştirmek için yarattığı vahşetin büyüdüğü kadar siyonist rejimin kendi yurttaşları tarafından soykırımcılıkla suçlanmasını doğuruyor.
Filistinli çocuklar aç bırakılarak öldürülürken, zorla yerinden edilenlerin sayısı artıyor. Gazze’de hiçbir yer güvenli değil.
İsrail’i kınamak yetmez. Soykırımı durdurmak için işgal devletine tam ambargo uygulanması gerekir.
Türkiye’yi yönetenler siyonizmi kınamakla yetiniyor. İnsanlar katledilirken Azerbaycan’ın petrolü Türkiye üzerinden İsrail’e akıtılmaya devam ediyor.
Gazze’de soykırımın bir üst seviyeye çıkarıldığı bu günlerde her yerde küresel intifada ve dayanışma eylemlerinin büyütülmesi kritik önem taşıyor.