Gazze için ayağa kalkalım

İsrail savaş kabinesinin Gazze şehrini işgal planı, hem ülke içinde, hem de dünyada büyük bir yarılma yarattı.

Aşırı sağcı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve koalisyon ortağı faşist partilerin ittifakı Gazze’deki soykırımı bir üst seviyeye sıçratmak istiyor.

7 Ağustos’ta toplanan İsrail savaş kabinesinde oluşan çoğunluk Gazze şehrinin işgal edilmesi kararını aldı.

Bu karar uygulandığı takdirde şehirde yaşayan 1 milyon Filistinli zorla yerinden edilebilir.

Aylarca sürmesi beklenen bu işgal, Gazze’nin tümünü karadan el geçirme hedefinin bir parçası.

Siyonist işgalciler bir yandan gündelik bombardımanlar ve açlıkla Filistinlileri katlederken, karadan işgalle geride kalan Gazzelileri Mısır’ın Sina çölüne sürmek istiyor.

Geride kalan tüm Filistin topraklarını tamamen Filistinlilerden arındırmak isteyen işgal devleti, Gazze Şeridi’nin kontrolünü Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerine devretmekten söz ediyor.

Söz konusu üç devlet ABD’nin bölgedeki müttefikleri. Aşırı sağcı ABD başkanı Trump’ın İbrahim Anlaşması’na uyarak İsrail’le ilişkilerini normalleştirmekten yana olan tutumlarıyla biliniyorlar.

Rehine krizi

Filistin direniş güçlerinin 7 Ekim 2023’te Gazze ablukasını kırmak için başlattığı atak sonrası saldırıya geçen İsrail devletinin en önemli argümanı Hamas’ın rehine olarak alıkoyduğu vatandaşlarını kurtarmaktı.

Toplam 251 kişinin rehine alındığı duyuruldu. Bunların yarısının çalışmak için orada bulunan başka ülke vatandaşları ya da çifte vatandaşlık taşıyanlar olduğu bildirildi.

28 Ağustos 2024 itibarıyla 117 rehine sağ olarak İsrail’e geri döndü. Bu rehinelerin 105’i mahkum takasıyla, dördü Hamas tarafından tek taraflı olarak serbest bırakıldı. Sekizi de İsrail ordusu tarafından geri alındı.


37 rehinenin cenazesi İsrail’e getirildi. Bunlardan 3’nün İsrail ordusu tarafından öldürüldüğü, geri kalan 34’ünün bombardıman sebebiyle yaşamını yitirdiği açıklandı.

Sayıları tam olarak bilinmemekle birlikte Gazze Şeridinde 50 rehinenin halen bulunduğu, bunlardan 20’sinin sağ olduğu söyleniyor.

Buna karşılık İsrail hapishanelerinde aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu binlerce Filistinli tutuluyor.

İsrail savaş kabinesinin son kararı, başından beri Netanyahu ve ortaklarına karşı mücadele eden rehine ailelerinin öfkesiyle karşılaştı. Öfkenin sebebi Gazze kentini işgal planıyla geride kalan rehinelerinin ölüm fermanının imzalanması.

Aylardır büyük protesto eylemleri yapan rehine aileleri, İsrail’deki muhalefet tarafından desteklenmişti. Bu yürüyüşlerde Gazze’de ölen çocukların resimleri de taşınmıştı.

Son karar İsrail içindeki yarılmayı daha da derinleştirdi. Son günlerde birçok siyonist İsrailli Gazze’de yapılanın soykırım olduğunu söylüyor.

İki yıldır süren saldırılar sırasında binlerce İsrail askeri yaralandı ve sakat kaldı. Ölenlerin sayısı bilinmiyor.

Fakat bu durum İsrail ordusu içinde huzursuzluk yaratıyor. Son savaş kabinesi öncesi İsrail genelkurmay başkanı ordu içinde farklı görüşler olduğunu belirterek Gazze şehrine işgal planına karşı olduğunu açıkça söyledi. Buna rağmen işgal kararı kabul edildi.

Aylarca sürecek bu yeni saldırının İsrail içindeki protestoları daha da büyüteceği açık. Hakkındaki yolsuzluk iddialarını bastırıp koltuğunda oturmak için soykırımı bir silah olarak Netanyahu daha da köşeye sıkışabilir.

Uluslararası tepkiler

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin yüzde 75’ini operasyonel açıdan kontrol altında tutuyor. Sadece Gazze şehri ile mülteci kampları İsrail’in kontrolünde değil.

7 Ekim öncesi Gazze’de 2 milyon 200 bin Filistinli yaşarken, ölü sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte, yüz binden fazla insanın katledildiği tahmin ediliyor.

İsrail’e ilk tepki Birleşmiş Milletlerden (BM) geldi. Gazze Şeridi’nin yüzde 78’inin askeri bölge yani güvenliksiz olduğuna dikkat çeken BM, yeni işgal planının bir felaket doğuracağı uyarısında bulundu.

İsrail’in Avrupa’daki en önemli destekçisi olan Almanya ise İsrail’e askeri ihracatını askıya aldığını açıkladı.

Almanya, ABD’den sonra İsrail’e en fazla silah satan ikinci ülke.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı da İsrail’in kararını kınayan bir açıklama yaptı. Açıklamada soykırımda yeni bir aşamaya geçildiğine dikkat çekilse de Türkiyeli şirketlerin yaptığı ihracatın durdurulması ve SOCAR petrollerinin akışının kesilmesi gibi tam ambargo içeren kararlar yer almadı.

İsrail’e karşı uluslararası tepkilerin daha da artması bekleniyor.

Gazze ile dayanışmanın hayatiliği

Herkes tarafından bilinen bir gerçek var: İsrail savaş makinesi dış destek olmadan ayakta kalamaz.

Burada en önemli destek askeri, ekonomik ve siyasi yardımların başını çeken ABD emperyalizmden geliyor.

Trump ve ortağı Netanyahu’nun vahşet planına karşı ABD’deki küresel intifada hareketinin daha da büyümesi beklenebilir.

Almanya’da Filistin’le dayanışma gösterileri polis tarafından şiddetle bastırılıyor. Son karar ülkedeki kalabalık Filistin yanlılarının mücadelesine kapı açabilir.

Ayrıca Avrupa çapında zaten var olan büyük protesto hareketleri daha da artıp, siyonizme destek olan hükümetleri sarsabilir.

Türkiye’deki Filistin’le dayanışma eylemlerini de büyütmemiz gerekir.

Filistin’e Özgürlük Platformu, 6 Eylül’de Ankara, İstanbul ve İzmir’de Gazze ile dayanışma eylemlerine çağrı yapıyor.

Platform, Türkiye’yi yönetenlere, imza attıkları Lahey Grubu’nun kararlarına uymaları ve İsrail’e tam ambargo uygulamaları çağrısında bulunan bir imza kampanyası başlattı.

İmza vermek için:

https://www.change.org/tamambargo

son yazıları

Yunanistan: 10 Ağustos’ta Filistin için yüzden fazla noktada eylem
Halkın tasarrufu değil maden şirketlerin kapatılması lazım
Kırşehirliler maden girişimine karşı: “Yaşam altından değerlidir!”

ilginizi çekebilir

indir (5)
Yunanistan: 10 Ağustos’ta Filistin için yüzden fazla noktada eylem
izmir-su-kesintisi-1
Halkın tasarrufu değil maden şirketlerin kapatılması lazım
kirsehirde-altin-madeni-projesi-bir-kez-daha-ertelendi4
Kırşehirliler maden girişimine karşı: “Yaşam altından değerlidir!”