Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), barış ve demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak Kürt sorununun siyasi çözümüne destek verdi. Eşitlik çağrısı yaparak taleplerini duyurdu.
“Barış, Eşitlik ve Demokrasi İçin Ortak Yaşamı İnşa Ediyoruz!” başlıklı açıklamada şu vurgular öne çıktı:
“Ortadoğu genelinde ve ülkemizde 100 yılı aşkın süredir yürütülen inkâr ve imha politikalarının yarattığı Kürt sorununun son 40 yılında, büyük acılara yol açan çatışmalı bir dönemi yaşadık. Bugün silahların susmasını, çatışmalı sürecin sona ermesini; halklarımızın bir arada, eşit ve özgür biçimde yaşamasının inşası adına kritik tarihsel bir an olarak değerlendiriyoruz.
Bu gelişmeler, Kürt halkının anadilinde kamusal hizmetlere ulaşabilme, anadilinde eğitim gibi en temel haklar kapsamında değerlendirilebilecek talepleri ve yerel yönetimlerde demokrasi talepleri ile çözümün, Türkiye’nin ortak demokratikleşme gündeminin ayrılmaz bir parçası olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.”
“Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu olarak bizler, kurulduğumuz günden bu yana sadece kamu emekçilerinin ekonomik ve sosyal hakları için değil; aynı zamanda savaşa karşı, barışın ve demokrasinin örgütlü sesi olmanın onurunu taşıyoruz. Bugün bu tarihsel kavşakta, yüreğimizde derin acılar bırakan çatışmalı dönemin tekrarlanmaması adına, barışın sesi olmaya devam edeceğimizi ve bu sesi sahipleneceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz.
Önümüzdeki süreçte KESK, barış ve demokrasi mücadelesinin toplumsallaşması için sendikal sorumluluğunu yerine getirerek; emek ve demokrasi güçleriyle birlikte hareket ederek sürece aktif müdahil olacaktır. Biz, kalıcı bir barışın halkların doğrudan katılımı ve emek eksenli bir mücadele hattıyla mümkün olacağı gerçeğiyle hareket eden bir emek örgütü olarak, sürecin sadece parlamentoya sıkıştırılmayan, demokratik kitle ve emek-meslek örgütlerinin de sözünü kurabildiği bir demokratik işleyişle; toplumla birlikte açık ve şeffaf şekilde paylaşılarak ilerlemesini önemsiyoruz.”
“Kalıcı ve onurlu barış için, halkların katılımına dayalı bir süreçle demokratik Türkiye’yi birlikte inşa etmeliyiz. Bu nedenle KESK olarak, şunu da vurgulamak isteriz: Bu barış süreci asla herhangi bir siyasal hesapla, herhangi bir dar siyasal çıkarla tahakküm altına alınmamalıdır. Barış; bir siyasi angajmanın değil, halkların ortak iradesinin ve tarihsel vicdanının ürünü olmalıdır. Aynı zamanda bu sürecin, emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki tüm politikalarının tasfiye edilmesini ve bölge halklarının kendi geleceklerine kendilerinin karar vermesini sağlayacak demokratik bir dayanışmayı zorunlu kıldığına inanıyoruz.
Diğer yandan, ülkemizde halen belediye başkanları, sendikacılar ve siyasetçiler başta olmak üzere, politik saiklerle gerçekleştirilen operasyonlarla tutuklanmaları; gazeteci, aydın, öğrenci ve akademisyenlere dönük gözaltı, tutuklama ve baskılar, barış sürecine giden yola mayın döşemekten başka hiçbir şeye hizmet etmeyecektir. Bu durum derhal sona erdirilmeli ve seçilmiş siyasetçiler özgür bırakılmalıdır.”
Talepler
KESK önümüzdeki dönemde mücadele edeceği talepleri şöyle sıraladı:
- Gerçek ve grevli bir toplu sözleşme düzeninin hayata geçirilmesi,
- Tüm KHK’lı kamu emekçilerinin tazminat ve iade hakkıyla birlikte göreve dönmesinin sağlanması,
- İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden uygulamaya konulması,
- Anadilde kamusal hizmet ve eğitim hakkının anayasal düzeyde tanınması,
- Kayyım rejimlerine son verilerek yerel yönetimlerin halk iradesine bırakılması,
- Çatışmalı dönemde egemen olan istisnai hukukun kaldırılması ve hukuk devletinin yeniden inşası.