İsrail savaş uçaklarının İran’daki nükleer tesisleri ve füze üslerini vurmasının ardından iki devlet bir tür hava savaşı yürütüyor. İran’dan atılan füzeler, İsrail’de bazı noktalara isabet etti. Bunun üzerine İsrail güçleri, İran’da petrol depolarını ve doğalgaz sahalarını vurdu.
Aralarında komutanlar ve nükleer tesis yöneticilerinin bulunduğu 200’den fazla kişi hayatını kaybetti. Çocukların ve kadınların içinde olduğu çok sayıda kişi yaralandı.
İran’da misilleme yaparak balistik füzeleri İsrail gönderiyor. Tel Aviv ve Hayfa’ya isabet eden füzeler sonucu 24 kişinin hayatını kaybettiği, yüzlerce kişinin yaralandığı belirtiliyor.
Aşırı sağcı İsrail yönetimi hava saldırılarına devam edeceğini söylüyor. Saldırı dalgasına bakıldığında, bunların askeri hedeflerle sınırlı kalmayacağı, İran altyapısının hedef alındığı görülüyor. Bu sivil ölümlerin artacağının da işaretidir.
Ayrıca İran ekonomisi yaptırımlarla zaten felç edilmiş durumda. Yüksek enflasyon ve kitlesel işsizlikle birlikte şimdi halk daha yoksullaşacak
Tahran’ın doğrudan hedef alınması ise insani yıkımı artıracağı gibi iki bölgesel gücün çatışmasını derinleştirecek.
Netanyahu yönetimi bu saldırganlıkta en büyük desteği her zamanki gibi ABD’den alıyor.
Donald Trump, İran yönetimini zorla masaya oturtmak ve nükleer programdan vazgeçirtmek için baskısını yoğunlaştırdı. İran misillemeleri karşısında ABD ordusunun İsrail İle birlikte davranacağını da söyledi.
Orta Doğu’da bunlar olurken, ABD’de göçmenlerin ve antifaşistlerin Los Angeles’ta başlattığı, günler içinde birçok şehre yayılan kitlesel protestolar devam ediyor.
Trump’ın doğum günü olan 14 Haziran’da 2 binden fazla noktada “Krala Hayır Günü” başlıklı protestolar gerçekleşti. Yüz binlerce Amerikalı, despot Trump’a hayır dedi.
İsrail’de barış yanlıları Gazze’de katledilen çocukların resimlerini taşıyarak gösteriler yaparken, İran’a açılan savaşla birlikte ülkede OHAL ilan edildi.
İran’daki mollalar rejimi ise içerideki baskısını bu vesileyle artırırken, çatışmayı sürdüreceğini ilan ediyor.
Aynı anda Gazze’de İsrail saldırıları devam ediyor. Mısır’da buluşup, Refah sınır kapısına yürümek isteyen Filistin dostları Sisi rejimi tarafından gözaltına alınıp, darp ediliyor.
ABD’nin bölgedeki bir diğer dostu Suudi Arabistan zaten İran’la hasım durumunda. İran’dan fırlatılan İHA’ların S. Arabistan ordusu tarafından etkisiz hale getirildiği söyleniyor.
Bir de İsrail’in Asya’daki en önemli müttefiki Azerbaycan var. İran’ın Tebriz bölgesinin defalarca vurulmasında Azerbaycan topraklarının kullanıldığı yönünde işaretlere dikkat çekiliyor.
Trump, başkanlık koltuğuna ikinci kez oturduğunda, savaşları bitirip barış getireceğini iddia etmişti. Bunun ne kadar büyük bir yalan olduğu her geçen gün daha da açığa çıkıyor.
Türkiye’de ise İsrail’in İran’a saldırısını protesto etmek, Filistin’le dayanışma eylemlerinin bir parçası haline geldi. 14 Haziran’da İstanbul’da Filistin’e Özgürlük Platformu’nun düzenlediği yürüyüşte aktivistler “Katil İsrail İran’a dokunma” yazılı dövizler de taşıdı. 15 Haziran’da Filistin dostları küresel eylem çağrısına Ankara ve İzmir’de de katıldı.
Gazze ile dayanışma eylemlerinde “Katil İsrail, İran’a dokunma” sloganları atıldı. Bununla da kalmadı: Türkiye limanlarının siyonizme hammade ve silah taşıyan gemilere kapatılması, İsrail’e petrol satıp ayakta tutan Azerbaycan devlet tekeli SOCAR’ın vanalarının kapatılmadı, İncirlik ve Kürecik üslerinin kapatılması çağrıları da yapıldı.
İsrail’in yayılmacı saldırganlığının doruğa çıktığı son dört günde baskı, katliam, savaş yaratıcı dinamikler bölgeye yayıldı.
Orta Doğu’da kalıcı barış siyonist İsrail devletinin yıkılması, ABD ve müttefiklerinin kovulması ile mümkün olabilir. Ve elbette aşırı sağcılar yenilmelidir. Şimdi her yerde bunu mümkün kılacak mücadeleler büyütülmeli.
Volkan Akyıldırım