ABD’de oligarşi iktidarına karşı direniş yükseliyor

Trump’ın yemin ederek, Beyaz Saray’a yerleşmesinden çok önce başlattığı, birçok aktivistin ifade ettiği gibi “modern tarihin en küstah güç gaspı” tüm şiddetiyle devam ediyor.

Trump, Musk ve diğer milyarder yandaşları Amerikan devlet yapısının içini oyarak, ekonomiye ve temel haklara karşı topyekûn bir saldırı başlattı. Üstelik Amerikan Kongresi’nde çoğunluğu elinde tutan Cumhuriyetçi Parti temsilcileri de bu saldırıları sorgusuz sualsiz destekliyor.

Öte yandan, Demokratlar her ne kadar Trump karşıtı bir tutum içinde olsalar da, aslında ‘liberal kapitalist düzeni’ savunuyorlar. Bu tutumun emekçiler ve halkın büyük bir çoğunluğu açısından bir çözüm olmadığına bir önceki Biden yönetimi sırasında yakından tanık olduk.

Demokratlar, milyonlarca insanın hayatını karartan çok sayıda ekonomik ve sosyal krizin sorumlusu olan ‘serbest piyasa ekonomisi’ politikalarına sıkı sıkıya bağlı oldukları ve iktidarları sırasında emekçi düşmanı bu politikaları uyguladıkları için, Trump’ın önünü açtılar; Trump’ın ve aşırı sağın söylemlerini meşrulaştırarak göçmenlerin ırkçı bir şekilde günah keçisi ilan edilmesine zemin hazırladılar.

Trump liderliğinde yükselen Amerikan Oligarşisi, ülke içinde emekçilerin örgütlenme özgürlükleri ve istihdamla ilgili hakları, siyahlar ve diğer etnik azınlıkların eşit vatandaşlık hakları, göçmenlerin yasal ikamet hakları, LGBTİ+’ların cinsiyet kimliği ve kadınların kürtaj hakları başta olmak üzere, toplumun ezilen tüm kesimlerine yönelik şiddetli bir saldırı başlatmış durumda.

Gümrük tarifeleri savaşları

Trump uluslararası arenada ise, II. Dünya Savaşı’nın ardından Amerikan liderliğindeki müttefik sermaye sınıflarının jeopolitik ve ekonomik çıkarları doğrultusunda oluşturulan, zaman içinde diğer sermaye bloklarının da söz sahibi olduğu, “kurallara tabi uluslararası düzeninin” yıkılmasının veya etkisizleşmesinin önünü açacak bir şekilde, diğer ulusal kapitalist bloklara karşı küresel düzeyde bir ekonomik savaş başlatmış durumda.

Bu hedefi pekiştirecek şekilde, 2 Nisan günü yürürlüğe giren ve neredeyse tüm ülkeleri kapsayan, dünya çapında ekonomik şoklara yol açan yeni gümrük tarifelerini açıkladı. Her ne kadar yeni gümrük tarifelerinin uygulanacağı önceden kestiriliyor olsa da açıklanan tarifelerin kapsamı ve birçok ülke için şaşırtıcı düzeydeki yüksek oranı, küresel ekonomide dalgalanmalara yol açtı.

Trump’ın uygulamaya soktuğu yeni tarifeleri meşrulaştırmak üzere öne sürdüğü gerekçe, “ABD’ye karşı uygulanan ticari pratiklerin adil olmadığı” şeklindeydi. Bu gerekçede kısmen haklılık payı olsa da Trump, bu durumu düzeltmek üzere söz konusu ülkelerle ve bu tür sorunların çözümüne ilişkin Dünya Ticaret Örgütü gibi yetkili uluslararası kurumlar nezdinde müzakere yürütmek yerine, bazı yorumcuların ifadesiyle, “nükleer bir kış” yaratacak düzeyde ekonomik bir altüst oluşturmayı tercih etti.

Bu tutum, genel kanının aksine –Trump’ın öngörülemez ‘dengesiz’ ve ‘tutarsız’ politika adımları olmaktan ziyade- Amerikan sermaye sınıfının çıkarlarını gözeten ve uzun vadede ABD’nin gerilemekte olan hegemonik gücünü yeniden kazanmasına yol açması beklenen, planlı ve daha geniş bir stratejinin parçası olarak görülmeli.

Bu stratejinin temelini oluşturan hedef, ‘küresel bir güç olma yönünde hızla yükselmekte olan Çin’in önünü kesmek’ şeklinde özetlenebilir. Bugüne kadar özellikle Clinton, Obama ve Biden gibi Demokratların yürüttükleri, Çin’in küresel bir güç olarak yükselmesini engelleme veya en azından yavaşlatma çabaları, kurulu uluslararası düzenin teamülleri ve kuralları çerçevesinde mümkün olamadı.

Dolayısıyla, Trump’ın ekonomik bir silah olarak kullandığı gümrük tarifeleri, Reagan ve Thatcher’in iktidarlarından bu yana bazı dönemlerde aksaklıklarla karşılaşsa da, günümüze kadar yürütülmekte olan ‘neo-liberal’ politikalar ve bu politikaların stratejik kılıfını oluşturan ‘küreselleşme’ ideolojisinin sonunu ilan etmek anlamını taşıyor. Zira konjonktürel küresel jeopolitik dengeler açısından bu politikalar, artık Amerikan sermaye sınıfının çıkarları söz konusu olduğunda işlevselliğini yitirdiği gibi, küresel düzeyde güçlenerek artan “kutuplaşma” eğilimlerini de güçlendiriyor.

Çözüm birleşik mücadelede

Trump liderliğindeki oligarşi iktidarı tüm gücüyle emekçiler, siyahlar ve azınlık haklarına saldırırken, Amerikan halkının direnişi de gün geçtikçe artıyor.

5 Nisan günü gerçekleşen, Trump ve Musk’ın tüm emekçiler ve azınlıklara karşı yürüttüğü saldırılarına karşı başlatılan “Elinizi Çekin” hareketinin düzenlediği eylemler, organizatörlerin öngörülerinin çok üstünde bir katılımla gerçekleşti.

Elinizi Çekin hareketi, “Move On,” “Indivisible” ve Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği’nin de aralarında bulunduğu çeşitli grupları bir araya getiriyor. Diğer destekçileri arasında ABD Kadın Yürüyüşü, AFT öğretmen sendikası ve tabandan gelen sendikacıların oluşturduğu Federal Sendikal Ağ yer alıyor.

Hareket, geçtiğimiz cumartesi günü ABD’nin 50 eyaletinde 1300 kentte eylem düzenledi. Başkent Washington’da ve New York’taki eylemlere yüz binin üzerinde eylemci katıldı. Birçok eylemde aşırı sağ ve Elon Musk karşıtı dövizler taşındı ve sloganlar atıldı. Eylemlerde “LGBTİ+’tan elinizi çekin,” “Oligarşiye karşı mücadeleye,” “Demokrasiden elinizi çekin” gibi dövizler dikkat çekerken, yine eylemlerin birçoğunda Trump yönetiminin göçmenleri sınır dışı etme girişimlerini protesto sesleri de yükseldi.

Eylemlerde dikkati çeken bir başka şey de sendikaların, Filistin’le Dayanışma hareketi aktivistlerinin ve sivil toplum örgütlerinin güçlü bir şekilde katılımıydı.

Geçen hafta sonu gerçekleşen bu eylemler, ABD’deki sınıf mücadelesinin önümüzdeki dönemde giderek daha sertleşeceğinin bir göstergesi niteliğinde.

Trump’ı, oligarşiyi ve aşırı sağı yenilgiye uğratabilecek çözüm ise emekçiler ve azınlıklar açısından defalarca başarısız olmuş olan bu sisteme alternatif sunabilecek, tüm Trump ve oligarşi karşıtı güçleri bir araya getirecek, daha fazla seferberlikte yatıyor.

son yazıları

Amerika’da yeni oligarşik düzen
(Dosya) ABD seçimleri: 'Trump’ın dünyasına hoş geldiniz!'
George Floyd cinayeti: ABD Adalet Bakanlığı’nın raporu, ülkedeki kurumsallaşmış ırkçılığın teşhiri niteliğinde

ilginizi çekebilir

rm
Şişli’de söyleşi: Roni Margulies’in polisiye edebiyatı
Haber Görsel Şablonu Kopyası (1080 x 1080 piksel) (604 x 340 piksel) - 22
Muhalif maskeli sosyal şovenistler yine Kürtlere karşı
59b205c5-2f07-4ec4-bd4a-01627b093fa7
Marksizm 2025'in programı belli oldu