Türkiye solu olayı kavrayamamış...

01.02.2015 - 01:08
Mustafa Çolak
Haberi paylaş

Türkiye basınından takip ettiğim kadarıyla, Türkiye’de, sol olsunlar, kendine sol diyen bazı çevreler, SyRizA’yı gündemin değişmez maddesi yapmayı başardılar...

Tabii, abilerin, konuya hâkimiyetleri, Yunanistan’daki kardeş örgütlerinin basın bildirilerinden öteye geçmediğinden; üstelik –Şenol’un da yazdığı gibi– olaya Yunanistan boyutundan değil de, Türkiye boyutundan baktıklarından, kafa karıştırmaktan başka birşey yapmıyorlar...

“Fikir sahibi olmak için, bilgi sahibi olmak gerek” derdi, Uğur Mumcu. Doğru söze ne denir!

“Kemal abi” ve ulusalcılar

Tabii, içlerinde olaya en ‘sığ’ bakan –ne hikmetse!– KP’nin “Kemal abi”si ve “saz arkadaşları”...

Bu arkadaşlar, sosyalizm anlayışları “Salı akşamı saat 17:00’de işçi tulumlarımızı giyip, Sintagma’da toplanıyoruz ve meclisi işgal edip, yönetimi elimize alıyoruz” mantığının ötesine geçemediğinden, SyRizA’ya klâsik bir sistem/burjuva partisi muâmelesi çekmekten geri duramıyorlar.

Kardeş örgütleri de öyle: 5 yıldır emekçiler, yoksullar, sefalete itilenler hep birlikte genel grevde tek yumruk olurken, KKE, “koç başına” Atina’nın ıssız sokaklarında silik eylemler yapıyordu.

Sadece o da değil: 2008’de Aleksis Grigoropulos’un polis tarafından katledilmesi sonucu başlayan öğrenci ayaklanmasına destek ver(e)meyen KKE, öğrencilere kayıtsız-şartsız destek veren SyRizA’yı “anarşistlerin kulaklarını (ruhunu) okşamak”la suçlayarak, sol tarihinin utanç sayfalarına bir yenisini eklemişti.

Ve şimdi, bugün, ülke tarihinde ilk defa bir sol hükûmet kurulması fırsatı geldiğinde, SyRizA’nın tüm işbirliği çağrılarını reddetmenin ötesinde, SyRizA hükûmetine güvenoyu dahi vermeyeceğini bildiren KKE ve Türkiye’deki “ülküdaşları”, SyRizA’yı sağ bir partiyle koalisyon kurmakla eleştiriyorlar...

(O KKE ki, geçmişte, hem PaSoK hem de ND ile koalisyon kurmuştu!)

“Haziran”cılar...

SyRizA merkezli bir sol hükûmetin kurulmasını “devrimci süreci hızlandıran bir adım” olara yorumlayan Alper Taş’a katılıyorum. Ama buraya kadar... Çünkü, o da, bu noktadan sonra “Birleşik Haziran Hareketi”nden bir “SyRizA” çıkarma girişine kapılıp, olayı çarpıtıyor.

Tıpkı, gazetesindeki bir meslektaşımın, Rodop Milletvekili Ayhan Karayusuf’un “Biz AKP’yi örnek almıyoruz, çünkü biz sol bir partiyiz, neoliberal politikalara karşıyız” sözünü, “Biz AKP’nin tam zıddıyız, Türkiye’yle ilişkilerimizin nasıl olacağına Haziran seçimlerinden sonra bakacağız” diye çarpıttığı gibi.

Uzun lâfın kısası: Türkiye solunun bir kısmı, “Orda oldu, burda niye olmasın?” diyerek SyRizA’dan “kopya çekmeye” çalışarak da, SyRizA’yı “küçümseyerek” de müthiş bir gafletle SyRizA’nın bu başarısına ve Yunanistan halklarının mücadelelerine hakaret ediyor.

Toplumsal Kurtuluş Hükûmeti

En son Marksist.org yazımda, Yunanistan’a sosyalizm gelmeyeceğini, sadece ülkede yaşanan “insanî kriz”e “dur” diyecek bir “Toplumsal Kurtuluş Hükûmeti”nin kurulacağını yazmıştım.

Nitekim öyle de oldu...

2 milletvekili için, SyRizA, tek başına iktidar olma fırsatını kaçırdı; KKE güvenoyu vermeyeceğini bildirince, SyRizA’nın 6 aylık “ilk önlemler”ini içeren “Selânik Programı”nı kabûl eden, milliyetçi-sağ AnEl ile koalisyon kuruldu.

Ve daha milletvekilleri yemin etmeden, yemin eden yeni kabine hemen işe koyuldu: Hastanelere girişte alınan 5 €’luk haraç ve ilâç reçeteleri için alınan 1 €’luk haraç iptal edildi; taşınmaz vergisi/haracı ENFİA iptal ediliyor; limanlardaki özelleştirmeler durduruldu; göçmenlere sığınma hakkı ve göçmen çocuklarına vatandaşlık verilecek; işten atılan Ekonomi Bakanlığı’na bağlı temizlikçi kadınlar işlerine dönüyor; ERT emekçileri yeniden işlerine dönecekler; Maliye Bakanı Yanis Varufakis “troyka”yı “kibarca” kovdu vs...

Bu daha başlangıç

Yunanistan halkları, yıllardır süren direnişlerin karşılığını yavaş yavaş almaya başladı...

Sistem tam gaz SyRizA’ya yüklenirken, ülke halklarında müthiş bir iyimserlik, coşku ve umut var. Bunu, sokağa çıktığınızda insanların gözlerinden okuyabiliyorsunuz...

Her ne kadar “felâket tellâlları” bu hükûmetin çok geçmeden düşeceği propagandasını yaymaya uğraşsa da (o taraflarına yatsınlar!) insanlar, sandık öncesi korkmadığı gibi, şimdi de korkmuyorlar.

Diğer yandan İspanya’da Podemos partisinin mitingindeki insan seli, Avrupa’da değişimin gerçek anlamda başladığının göstergesi...

Seçim akşamı, “SyRizA-Podemos-Venceremos” sloganı atılıyordu Yunanistan’da; o slogan şimdi daha da şiddetleniyor...

Sol basınç

Şimdi, SyRizA tabanına ve “diğer” sola düşen, hükûmete birkaç noktada daha basınç uygulamak:

Nazi çetesi Hrisi Avgi’nin üyelerinin mahkemeden geçirilip ömür boyu hapse mahkûm edilmesi; ülkeyi memorandumlara, sefalete sürükleyen, yolsuzluğa karışan politikacıların yargılanması; Batı Trakya’daki Türk ve Florina ve çevresindeki Makedon azınlığın gasp edilmiş haklarının iadesi...

Son olarak, olayı daha iyi kavramaları için, Türkiye solundaki arkadaşlara, yıllardır attığımız bir sloganı anımsatmak isterim:

“Tarih başkaldırarak yazılır: Mücadele, Çatışma, Köklü Değişim!”

Mustafa Çolak

[email protected]

Bültene kayıt ol