Siyaset ve hakikat

12.10.2016 - 16:54
Sennur Baybuğa
Haberi paylaş

Bugün biraz haber alma, haberleri insanlara iletme ve haberin ya da aslında gerçeğin siyasi propagandanın aracı kılınmak istenirken gerçeğin yerini alması ve bizi git gide kirleten, kendimiz ve aslında toplumsal hakikatimizden uzaklaşan yüzü üzerine düşünmek istiyorum.

Son birkaç yıldır özellikte toplumun tüm kesimlerinde -bize mi öyle geliyor yoksa- git gide artan bir huzursuzluk, ne yapacağını bilememe, siyaset üretememe sıkıntısı olduğu aşikar. Sokaklarda birbirimize olanlardan bir şey anlayıp anlamadığımızı sorar hale geldik. Hal böyle iken ve kendimize akıl sağlığımızı koruyacak cevaplar ararken bir yandan, tümü aslında siyasallaşmış gibi ama tümü de aslında yaşamın kendisine karşı git gide mesafesi açılan insanların yaşadığı bir ülke haline geldik, nasıl geldik ve neden geldik. Sadece siyasetin aktörleri mi bize bunu yaptı, günlük hayatımızın en mahrem yerlerine kadar giren ve oraya yerleşen bu siyaset teröründen kurtulmanın yolu yok muydu, aslında git gide hakikatin çarpıtıldığı bu ülkede ve aslında git gide apolitikleştiğimiz bu evlerde, sokaklarda. Yaşam alanlarına yönelik saldırılar, toplumsal kutuplaşma, yargının git gide ataletinin artması, siyasallaşması hatta militanlaşması, eğitim sistemimizin olmadı bakanlık ve aslında olmadı yetişmemiş ve çoğu birbirinden kifayetsiz hocalar aracılığı ile başımıza tebelleş ettiği açmazlar. Kürd meselesi, süren savaş, barış kelimesinin de artık militer içerikte kullanılmaya başlanması ile kelimenin kendisinin de savaşın stratejik kavramlarından biri haline geldiği, aslında görünen o ki herkesin sadece kendi doğrusu için ölmeyi kutsal bildiği baskıcı övünçler. Ve daha kötüsü bizleri, çevremizdeki bilgi bombardımanı ve haberler arasında aslında neye göre konumlanıp öfkelendiğimizi, neyin siyasetini yapıp hangi haktan aynasından kendimize ve sokağımıza bakacağımızı bilmez hale sokan 'siyasetin aracı haline getirilmiş' haber kaynaklarımız.

Bu ülkede nefes alan, buraları yurt edinmiş, buralarda çocuk büyüten, çalışan, mezarlığı olan, düğünü burada yapılan tüm sevgili dostlarım, git gide bize ne yapıldığını, doğrusu bizim kendimize neler yaptığımızı gerçekten anlamıyor musunuz, bir benim mi huzurumu kaçırıyor bu durum. Sorunlarımız var, kimse kendini kandırmasın tümü ortak sorunlar, tümü hepimizi etkileyen ve etkileyecek olan sorunlar, bunların çözülmesi lazım, bunların kavga ile değil önce sorunu doğru biçimde tespit ederek ve birbirimize lirik yazılarla değil gerçeğin tam da kendi cümleleri ile anlatarak çözülmesine ihtiyacımız var. İktidarın ya da git gide kendi üzerinde iktidar haline gelen muhalefetin tüm çabalarına ve git gide benzerliğine rağmen birilerinin sadece gerçekler üzerinden, korku yaymadan, umutsuzluk yaymadan, parmağını doğru yere koyarak birbirine ve bize anlatmasına ihtiyacımız var. Bir mahkeme kararının çarpıtılmadan bize aktırılmasına, kirli siyasetinin parçası değil, bilme hakkımızın zorunlu görevi olarak bize aktarılmasına, bizden gizlenmemesine, çekilen fotoğrafların gerçek olup olmadığını bilmeye, fotoşap tuzağına düşmemeye ihtiyacımız var.

Yalan üzerine bina edilmiş iktidar ya da muhalefete bizim ihtiyacımız yok bizim şeffaflığa ihtiyacımız var, bir ölümün bir gözaltının, bir özgürlükten yoksun bırakmanın tüm yasal nedenlerini gerçeğiyle bilmeye ihtiyacımız var, suçlamaya ve sadece kendini yıkamaya dair siyasete değil hakikate ihtiyacımız var. Günlerce peşinde koştuğumuz bir habere dayalı mağduriyetin bize doğru olarak aktarılmış olmasına ihtiyacımız var.

Kişi olmaya, kendi kişisel karar verme süreçlerimizin ve özsaygımızın tüm hepimiz için kolektif olarak sorumluğumuz olduğunu bilmeye ihtiyacımız var. Bize düşmanlık, bize kin, bize savaş, bize ölüm, bize karanlık bir yarın, bize mutsuzluk, bize çözümsüzlük, bize hamaset bize kör kavga, bize geleceksizlik ve belirsizlik öneren tüm siyaset ediş biçimlerine karşı gelmeye mecburuz. Gerçekten beslenmeyen her şeyi çıkaralım atalım hayatımızdan. Buna hakkımız var, vicdanımıza hakikatle seslenilmesine ihtiyacımız var.

Sennur Baybuğa

(Bas Haber)

Bültene kayıt ol