Mahlemiz

29.02.2016 - 14:21
Sennur Baybuğa
Haberi paylaş

Diğer yandan duygusal toplumuz biz. Davranışlarımızı, bilgiler ve deneyimlerimiz değil, her nedense ve nasıl oluyorsa, o an içinde bulunulan mahallemiz yönlendirir. O mahallenin bir parçası olmamak, o mahallenin ev kapılarında çekirdek çitlemeye, çay içmeye davet edilmemek bizim için dünyanın sonudur, o nedenle hiç çıkmayız dışına, kahvedeki delikanlı abilerin çizdiği etek boyu alanlarının. O sokağın dışındaki hayatın ne tehlikeli olduğu komşu teyzeler tarafından anlatıla anlatıla gelmişizdir o yaşa.

Edinimlerimiz de böyle, siyasetimiz de böyle günlük hayatımız da böyle. Kimse kendini kandırmasın, isterse de kandırsın, ödümüz kopuyor büyüdüğümüz sokakta, artık geçerken biz, kimse ayağa kalkmayacak diye o nedenle orada çizilmiş çizginin orada oluşturulan lügatı konuşmanın ve oradaki etek boyu kadar bacak açmanın önemi çok bizim için.

Bizim dışımızda herkesi dedikodu yapmakla suçladığımız o mahallede, elalemin baskı ile büyüyen kadınımız erkeğimiz o sokağın dışına çıkmayı bir gün bir nedenle ve mutlaka onay ile başarmış olsa da girdiği yeni muhitlerde Ayşe teyzelere Ahmet amcaları bitmez. Bundan ki işte birileri ile aynı şeyleri savunuyor olmak durumu anlık ve o şeye bağlı değil, sonsuza kadar savunanlara bağılılıkla eş değerdedir.

Hükümetlerimiz de öyledir, bakanlarımız da başbakanlarımız da. Büyüdükleri mahallede kendilerinden uzun boylu abilerinden aldıkları dersle, iki gün sonra onların tespihini ele geçirir geçirmez eziklendikleri abilerinden daha delikanlı olup bu kez onlar başlar horozlanmaya önüne gelene. İktidarsa en ağırı, baskı ise en bir baskın olanı. Büyüme döneminde her ne kadar kahvehanede yancı bile olamadıkları abilerinin masalarında bir gün okeye dördüncü girdiklerinde, yancılara da kola ısmarlamayı hayal etseler de, oturdukları anda o masanın örtüsüne sinmiş bencillikten muzdarip taş çalmaya başlarlar hemen. Ve birlikte hayal kurdukları masada yancı bile olamayan diğer gençler de kanıksamaya müsaittir yeni oyuncuyu. Zira o masanın, kahvenin ve mahallenin kuralı budur, itiraz eden atılır yaka paça.

Keza ve zaten muhalefetimiz de öyledir. İktidar küfür mü etti yere mi tükürdü, aynısı yapılacak aksi halde gücü, inancı ve doğrusunun arkasında duruş biçimi sorgulanacak Allah muhafaza mahallesinde bir sürü şeyle suçlanacaktır, o topluluğun dışına düşmemek için karşısındakinin sesi ne kadar çıkıyorsa ondan bir oktav daha fazla bağırmak için çabalar durur, sesi kısılsın farketmez. Nasılsa arkasında dağ gibi arkadaşları, doğrusu kalabalıkları vardır, kendisi kadar aslında korkak ve kendisi kadar kendisi olmayan. Ortada bir kavga başlamışsa yan mahallenin gençleriyle diyelim ki, işten gelirken, daha ne olduğunu bile öğrenmeden dalar kavganın orta yerine. Maksat mahallesinden ayrı düşmemek, belki komşu kızına korkak görünmemektir. Kimi bıçakların da karıştığı bu kavgada, kazara faili belli olmayacak şekilde üst mahalleden birisi ağır yara almış ya da ölmüşse, o zaman sadece işte, çoğunlukla, failinin belli olmamasının sebebi aslında kimsenin delikanlılığın sonucuna katlanıp suçu üstlenmemesidir, o da üstlenmeyecektir. Belki de ortada bir kişi heba olduktan sonra kavganın aslında kendi mahallesinden birisinin üst mahalledekine yaptığı ağır bir hareket olduğunu öğrendiği zaman bile arkasında duracaktır yanlışının. Özür dilemek, yahu biz yanlış yaptık demek yoktur bu kültürde, derse dışlanacaktır, dışlanırsa başka mahalle tahayyülü olmadığı için yalnız kalacaktır ki en çok korktuğu şey budur. Neden zira sürüden ayrılanı kurt kapar düsturu ile büyümüştür, kendine koyun dendiğini farketmemiş, sormamıştır bile aynadaki suretine.

Ama ve bir gün, o sokaktan dışarı bakmayı başaran bir göz, doğruluğun yanlışlığın orada örülen ve hayatı boyunca sormazsa kendine öğretilmiş olandan başka bir şey olduğunu da gördüğü zaman, belki dönüp arkasına bakmadan taşınacaktır oradan ve belki de zor olanı seçip o mahallede yaşamakta ısrar ederek, her kör döğüşünde ve her kavgada, bir yerde yanlış yapıyoruz arkadaşlar deme cesaretini gösterecektir. Ve dedikodu yapanın sadece komşu teyzeler değil kimi annesi olduğunu da anlayan her genç kız gibi mesela. Diğer arkadaşlarını annesinden de korumaya başlayacaktır.

Sennur Baybuğa

(BasNews)

Bültene kayıt ol