Almanya işçi sınıfının önderlerinden Karl Liebknecht, militarizme ve savaşa asla ödün vermedi. Hayatı boyunca işçi sınıfının içinde, işçi sınıfının mücadelesini öne çekmek için çalıştı, özellikle genç işçilere yönelik önemli faaliyetleri oldu. 1907 yılında yayınladığı ve yine genç işçilere hitaben yazdığı Militarizm ve Antimilitarizm kitabı büyük ilgi gördü. Kitapta savunduğu görüşler nedeniyle 1,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Karl Liebknecht, kendisi gibi işçi sınıfının önderlerinden olan babası Wilhelm Liebknecht'in etkisiyle, henüz çok küçük yaşlarda devrimci fikirlerle tanıştı. Hukuk öğrenimi gördü ve açtığı avukatlık bürosunda işçilerin davalarını takip ederek sınıf içinde ün saldı. Özellikle savaş karşıtı fikirleriyle tanındı.
Sosyal demokrasinin devrimci fikirleri reddetme ve kendi burjuvazinin yanında savaşa girme eğilimine karşı şiddetle mücadele etti. 1907 yılında Militarizm ve Antimilitarizm adlı kitabını yayınladı. Bu kitapta proletaryanın "anavatan savunmasına" karşı nasıl durması gerektiğini anlatıyordu:
"...Proletarya, uğrunda savaşması istenilen anavatanın kendi anavatanı olmadığını, her ülkenin proleterleri için sadece tek bir gerçek düşmanın bulunduğunu, bunun da proletaryayı ezen ve sömüren kapitalist sınıf olduğunu; her ülkenin proletaryasının çıkarlarının diğer ülkelerin proletaryasına bağlı olduğunu; uluslararası proletaryanın ortak çıkarlarının bütün milli çıkarların karşısına çıkmak zorunda olduğunu; uluslararası sömürü ve kölelik koalisyonunun karşısına sömürülenlerin, köleleştirilenlerin uluslararası koalisyonunun çıkacağını bilir.
Proletarya, proletaryanın bir savaşta kullanılması durumunda kendi kardeşlerine ve sınıf yoldaşlarına, dolayısıyla kendi öz çıkarlarına karşı sürüleceğini bilir. Bu nedenle sınıf bilincine sahip proletarya orduya ve bir bütün olarak kapitalizmin yayılmacılığına karşı çıkmakla kalmaz, ona karşı ciddi ve kararlı bir şekilde mücadele eder. Proletarya, militarizme karşı mücadele etmek gibi soylu bir görev üstlenmiştir..."
Kar Liebknecht bu fikirleri nedeniyle halkı savaşa ve askerliğe karşı kışkırtmak suçlamasıyla 1,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1912 yılında parlamento üyeliğine seçildi. Bu dönemde Alman burjuvazisinin savaş hazırlıklarını sert bir şekilde eleştirdi. 2 Aralık 1914'te Reichstag'da sosyal demokrasinin tarihi ihanetine tanıklık etti ve savaş kredilerini reddeden tek milletvekili oldu.
1918 Kasım Devrimi'ne Rosa Lüksemburg ile katılan Karl Liebknecht, 1919'da burjuvazinin ve sosyal demokratların silahlı kuvvetleri tarafından yoldaşı Rosa'yla birlikte işkenceyle katledildi. Reformizme karşı devrim sloganını yükselten bu iki devrimci, proletaryaya yol göstermeye bugün de devam ediyor.