Popülizmin devası gençler mi?

07.03.2017 - 10:55
Sezin Öney
Haberi paylaş

Macaristan’da on yıldır iktidardaki ‘’alternatifsiz’’ partiye karşı gencecik bir avukatın liderliğindeki Momentum hareketi umut oldu.

Macaristan, son dönemlerdeki politikasıyla giderek Türkiye’ye benzeyen bir ülke. Bunun nedeni de, ülke siyasetini teslim alan popülizm dalgası. Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesinden sonra, “popülizm” kavramı iyice popülerleşti. Bu konunun duayen akademisyenlerinden Cas Mudde’ın tanımlaması ile popülizm, “toplumu 'saf/safkan halk' ve 'yozlaşmış seçkinler' olmak üzere iki homojen ve karşıt gruba ayrılmış olarak gören, politikanın halkın iradesinin (volonté general) ifadesi olması gerektiğini savunan zayıf merkezli bir ideolojidir”. Mudde, “zayıf merkezli” derken popülizmin, diğer ideolojiler gibi derinlikli bir fikirsel çerçeve sunmadığına dikkat çekiyor. Daha ziyade, döküldüğü kabın şeklini alan, kimi zaman soldan, kimi zaman sağdan fikirler “ödünç alan”, ekonomik veya politik olarak aslında belli bir önermesi olmayan bir siyasi tarz popülizm...

Uygulamalarında ve söylemlerinde birçok tutarsızlık içeriyor; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirten cinsten... Örneğin Macaristan’da, gelmiş geçmiş en göçmen karşıtı hükümet söz konusu. Buna karşılık, yakın zamana kadar 300 bin Euro’luk devlet bonosu alana, oturum izni verilmesi gibi bir uygulama söz konusuydu. Sonra aşırı sağ parti Jobbik’in karşı çıkması ile bu uygulama kaldırıldı. Ama hem söylemde aşırı derecede göçmen karşıtı olup ve Macar vatandaşlarıyla evlenen yabancılara bile oturum izni vermeyip, hem de hazine bonosu karşılığı oturum izni imkanı sunma, tuhaf bir yaklaşım. Tabii bu arada, bu uygulamada sadece hazine bonosu almak değil bir de 60 bin Euro “hava parası” vermek gerekiyordu. Bu meblağ da, hükümete yakın aracı şirketlere gidiyordu.

Popülizm, özünde “tekçi” (monist) ve “ahlakçı” bir politik strateji... Kendine göre, bir “toplumsal bütün” yaratıyor ve o grup dışında kalanları da dışlıyor. Bunu da, ahlakçı bir çerçeve üzerinden yapıyor: “Bizden olmayan ahlaksızdır” gibi bir anlayışa sahip.

Popülist hareketler, demokrasi karşıtı da değiller: demokrasiyi sadece kendileri için kullanıyorlar. Yarattıkları da, “özgürlükçü olmayan”, sadece oylamaya ve çoğunlukçuluğa dayanan bir “demokrasi”. Çoğulculuk da, popülizmin kendine düşman biçtiği başlıca olgu. “Tekçi” söylem ve anlayış, toplumu kutuplaştırmaya dayalı bir sistem oluşturuyor: popülizmin varlık kaynağı da kutuplaşma zaten.  “Safkan, ari halk”, “yozlaşmış seçkinlere” yani “iç düşmanlara” verilen savaşla, ayakta kalabiliyor, varlığını koruyabiliyor. Tabii aslında, ayakta kalabilen, varlığını koruyabilen “halk” falan değil, popülist hareketin kendisi...

Macaristan’da sağ popülist parti Fidesz, 2007’de iktidara geldi. O gün bugündür de, ülke politikası Fidesz’e endeksli... Yaklaşık yüzde 45-50’lik bir destekle iktidarda 2007’den beri iktidarda; gerçi şimdilerde, Fidesz’e olan destek yüzde 40’ın altına düşmüş durumda-ama muhalefet o kadar parçalanmış, o kadar bölük pörçük durumda ki, gene de iktidarın el değiştirmesi söz konusu olamıyor. 2018’deki seçimlerde de, Fidesz’in gene tek başına iktidara gelmesine “banko” gözüyle bakılıyordu ki; ülkedeki politik statükoyu değiştirecek bir şey oldu.

Daha önce de yazdığım gibi Fidesz, 2007’den beri ilk politik yenilgisini aldı... Macaristan politikasında Fidesz hegemonyasını sarsan ise, bir grup gencin oluşturduğu Momentum Hareketini’nin, 2024 Olimpiyatları’nın Budapeşte’de yapılmasına karşı çıkan imza kampanyasında yakalanan başarı oldu. İlk kez Fidesz’in ve hükümete yakın medyanın bir hareketi “dış güçlerin maşası” gibi yaklaşımlarla karalaması tutmadı. Momentum’un organize ettiği “NOlympia” hareketi, Budapeşte genelinde 266 bin imza toplayarak, hükümetin “milli politika” olarak öne sürdüğü “Olimpiyatlara ev sahipliği yapma” projesini durdurdu.

Momentum Hareketi için, Olimpiyatlar konusu öyle tesadüfen seçilmiş bir mesele değildi. Bir kere, hükümet tarafından, “Macar halkının büyük bir milli ülküsü” olarak lanse edilen Olimpiyatlar konusunu ele almak, doğrudan ülkedeki popülizmin ideolojik dinamosu olan milliyetçiliğin mayınlı alanına adım atmak demekti. Dahası Olimpiyatlar, hükümet açısından taşıdığı “milli gururu okşama” ve “hükümete prestij kazandırma” ötesinde, birçok mega projenin yapılmasını sağlayacak bir ihaleler zinciri anlamına da geliyordu. Ancak Momentum Hareketi, Olimpiyatlar konusunun halkla, var olan partilerin seçmen tabanlarıyla temasa geçmek için ideal bir fırsat olduğunu düşünüyordu. Dahası Momentum, Olimpiyatların “beş halkasını”, Macaristan halkının başlıca sorunları olarak niteledikleri, “sağlık sistemi”, “eğitim”, “barınma/konut”, “yaşam standartı” ve “ulaşım” meseleleri ile özdeşleştiren bir kampanya tasarladı. Macar halkının asıl hayalinin, bu alanlarda iyileşme sağlanması olduğunu vurguladılar. Ve, Fidesz’in temsil etmekle her zaman övündüğü ve meşruiyetinin kaynağını olarak gösterdiği, “halkın iradesini” başka hareketlerin, başka grupların da temsil edebildiğini gösterdi.

Momentum, bu başarısının ardından, 6 Mart 2017’de, siyasi bir partiye dönüşmeye  karar verdiklerini resmen açıkladı. Partinin lideri András Fekete-Győr, 27 yaşında bir avukat; bu meslek, yani avukatlık, Macaristan’ın tarihi açısından çok önemli, kilit bir meslek. Avukatlığa büyük saygı var; Fidesz’in kurucuları ve Fidesz’in karizmatik lideri Viktor Orbán da, siyasete atılmadan önce avukatlardı. Budapeşte’de bir bodrum katında, ufak bir merkezleri olan Momentumcular, 2015’te sekiz gencin bir araya gelmesiyle kurulmuş. Olimpiyatlara yönelik kampanyaya başlarkense, 1800 gönüllüleri ve bağışlarla topladıkları 60,000 Euro kadar bir paraları varmış. Şimdi ise, 2018 seçimlerinde iktidara aday oluyorlar.

Fekete-Győr, 1989 doğumlu: o sene, Macaristan’ın Demir Perde dönemini geride bıraktığı yıldı. Şimdi, “Yeni Neslin” politikasına öncülük ettiklerini öne süren bu gençler, tam “delikanla”, ülkelerinin siyasetini değiştirmek için büyük bir tutku ve kazanacaklarına müthiş bir inançla yola çıkıyorlar. Fekete-Győr, bodrum katındaki eski bir koltukta otururken, son derece kendine güvenli biçimde, “Yeni bir dönemi başlatıyoruz” diyor.

Momentum’u partileştiren ekip, yaklaşık 150 kişi ve hepsi 20’lerinde, 30’larında... Sadece Budapeşte’ye değil, tüm Macaristan’a; özellikle de kırsal kesime odaklı bir kampanya yürüteceklerini, kapı kapı gezeceklerini söylüyorlar.
Momentum’un siyasi şansı ile ilgili fikrini sorduğum Macar siyaset bilimciler hep aynı şeyi söylediler: şimdilerde Fidesz, yüzde 40’a yakın ve aşırı sağ Jobbik ise, yüzde 13 civarında oy potansiyeline sahip bir ana muhalefet partisi konumunda... Kararsızların sayısı da her geçen gün artıyor. “Olimpiyatlara ‘Hayır’ kampanyası” gerçekten de bir dönüm noktasıydı. Evet, Momentum ciddi bir siyasi rüzgarı yakalayabilir, çünkü iktidardaki Fidesz de neredeyse tıpatıp benzeyen bir siyasi başlangıç öyküsüne sahip.

Bakalım, popülizmin devası gençler mi olacak.

[email protected]

(P24 Blog)

Bültene kayıt ol