Devlet tarafından yıllar önce gasbedilen ve yıkımına karşı direnişin 52. gününde hâlâ Ermeni halkına iade edilmeyen Tuzla'daki yetimhane Kamp Armen için bugün İstanbul'da bir yürüyüş düzenlendi.
Saat 19:30'da Taksim'deki Tünel Meydanı'nda Hrant Dink'in "Şikâyetim var ey insanlık? Bizi yarattığımız uygarlığımızdan attılar" sözünün yazılı olduğu pankartın arkasında buluşan yüzlerce kişi, buradan Galatasaray Meydanı'na yürüdü.
Eylem boyunca "Kamp Armen'i alacağız!", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Yaşasın halkların kardeşliği", "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam", "Hepimiz Hrant'ız hepimiz Ermeniyiz", "Soykırım Kamp Armen'le sürüyor", "Soykırımın belgesi Hrant'ın yetimhanesi" gibi pek çok sloganın yanı sıra, Kürtçe "Bijî biratiya gelan" ve Ermenice "Polorıs Hrant yenk, polorıs hayenk", "Poghots, baykar, azadutyun" ve "Baykar, baykar, minçev artar aşhar" sloganları atıldı.
"Oylamaya son!" ve "Kamp Armen Ermeni halkına iade edilsin" dövizlerinin yanı sıra, Kamp Armen'i yıkarak villalar yapmak isteyen ve basına iadenin gerçekleşmemesiyle ilgili demeç verirken "Ne zaferi? Ben bağışlıyorum" diyen açgözlü kapitalist Fatih Ulusoy'a ithafen "Ne bağışı ayol?" yazılı dövizler taşındı.
Kamp Armen için yürüyenler, IŞİD'in Kobanê'de gerçekleştirdiği katliamda ölenleri de andı, bütün mücadelelerin birbirine bağlı olduğunun hatırlatılmasıyla "Kobanê'de düşene, dövüşene bin selam" sloganları haykırıldı.
Galatasaray'a varıldığında Kamp Armen Dayanışması adına basın açıklamasını Diren Cevahir Şen okudu. Açıklama şöyleydi:
"Tuzla’daki Ermeni yetimhanesi Kamp Armen, tam 32 sene önce bilinçli bir devlet politikası ile gasp edilmiş, hiçbir yasal dayanağı olmadan elimizden alınmıştır. 52 gün önce 6 Mayıs'ta başlayan yıkımı durdurarak başlattığımız direnişimiz tüm kararlılığıyla sürmektedir. Bizler, 52 gündür Kamp Armen'in devlet tarafından el konulma halinin sona erdirilmesi ve gerçek sahibi olan Ermeni halkına geri verilmesi için mücadele ediyoruz.
Direnişimizin 45. gününde, 19 Haziran’da düzenlediğimiz basın toplantısında, konunun muhataplarına ve basında kampın tapu devrine ilişkin kasıtlı biçimde bilgi kirliliği yaratan kişilere bazı sorular yöneltmiştik. “Kamp Armen tapusu Vakfa iade edildi” şeklindeki haberlerin aksine, tapu devrinin hala gerçekleşmediğini gündeme getirmiştik.
Basın toplantımızın üzerinden bir hafta geçmesine rağmen, kendilerine açık çağrıda bulunduğumuz hiçbir kişinin veya kurumun doğrudan bize ya da kamuoyuna yönelik bir açıklaması olmadı. Verilen tüm sözlere rağmen, aralarında Hrant Dink’in de olduğu 1500 Ermeni çocuğu yetiştiren yetimhanemizin, Kamp Armen’in tapusunun devri, hala gerçekleştirilmemiştir.
Taleplerimiz ve konunun muhataplarına yönelttiğimiz sorular açık ve nettir. Bir kez daha söylüyoruz ki; Kamp Armen Dayanışması' nın muhatabı; kampın mülk sahibi olduğu iddia edilen kişi değil, Kamp Armen’in mülkiyet hakkını Ermeni toplumundan gasp eden devlettir, başbakanlıktır, Vakıflar Genel Müdürlüğü'dür. Bir süre önce, hiçbir resmi dayanağı olmaksızın dillendirilen Kamp Armen’in iade edildiği iddiası ve tapu devrinin sürüncemede bırakılması, iade süreciyle ilgili kafalarda oluşan soru işaretlerini ve gasp edilen yetimhane etrafında devlet eliyle geliştirilmiş kirli çıkar ilişkileri olduğu kanısını güçlendirir niteliktedir. Israrlı sorularımızın yanıtsız bırakılması konunun üzerinin kapatılmak istendiğini göstermektedir. Soruların ve sorunların görmezden gelinmeye çalışmasına cevabımız kuşkusuz mücadelenin yükseltilmesi olacaktır.
Ailesi soykırım kurbanı olan çocukların el emeğiyle inşa edilmiş Kamp Armen’in gasbı, bu coğrafyada siyasi iktidar tarafından “azınlık” diye tanımlanan, devletin yasaları ve yüksek yargı organı eliyle “yabancı” statüsüne hapsedilmiş bütün halklara yönelik hak ihlallerinin en can alıcı örneklerinden biridir. 1915’ten bu yana yerimize, yurdumuza, evimize, mülklerimize, ibadethanelerimize, mezarlıklarımıza, vakıflarımızın her türlü varlığına ve hatta kültürümüze el koyan, toplumsal belleği yerle bir eden devlet politikası yani soykırım, Kamp Armen’in iade edilmemesinde olduğu gibi, bugün tüm şiddetiyle devam etmektedir.
Kamp Armen, koşulsuz bir biçimde ve ivedilikle Ermeni halkına iade edilmelidir!
Devletin, dört bir yandan yürüttüğü gasp ve inkar politikalarına, kapalı kapılar ardında süren, yönelttiğimiz tüm sorulara rağmen detayları kamuoyuyla paylaşılmayan çözüm arayışlarına karşı Kamp Armen’in tapusu iade edilene kadar mücadelemizin süreceğini duyuruyor, halklarımızı Kamp Armen’e gelmeye ve direnişimizi desteklemeye çağırıyoruz."