Üzeri bir kez daha örtüldü

“Sonuna kadar gidilecek” denmişti. Davanın sonunda verilen karar “Ergenekon diye bir örgüt yok” oldu.

1996’da Susurluk’ta bir trafik kazası sonucu ortaya çıkan devlet içindeki çetelere ‘hayır’ diyen milyonlarca insan, Susurluk çetesinin elbirliğiyle aklandığına, bazı isimler üzerinden polisiye bir hikaye hâline getirildiğine, çetelere karşı mücadelenin darbeciler tarafından çalındığına tanık olmuştu.

2002-2007 yılları arasında AKP hükümetine karşı çeşitli darbe girişimlerine tanık olan ve darbecilerin yargılanmasını isteyen milyonlarca insan ise Fethullahçı devlet görevlileri tarafından içi boşaltılan, baştan çarpıtılan ve çıkmaz sokağa itilen Ergenekon soruşturmalarının kolayca düşürüldüğüne tanık oluyor.

“Ergenekon yok”, “bu bir kumpas” fikrinin doğrudan sonucudur. Kumpas var, örgüt yok; peki Santoro, Hrant Dink, Zirve Yayınevi’ni cinayetlerini kim işledi? Kim Danıştay binasına suikastçı gönderdi? AKP hakkında kim kapatma davası açtı? Yargı darbeleri ve e-muhtıra neydi? Bunlar ve çok daha fazlasını kimler yaptı?

AKP kendisine karşı bir önceki darbe girişimlerinin hesabını sormazken, onlar halkın vicdanında çoktan yargılandı.

(Sosyalist İşçi)

ilginizi çekebilir

GwClNK_WgAEA1oK
İşçilerin hakkını verin!
public
Filistin Eylem Komitesi: İsrail’i silahlandıran şirketler İstanbul’da!
burak_zoom_röp_thumbnail[1]
Silahlara veda ve barış süreci #2 Burak Demir ile özel röportaj