Trump’ın yandaşları bu fotoğrafı “müdür okuldan kaçanları toplamış” diye yorumlandı. Fotoğraf, Fransız akademisyen Gilles Gressani’nin Avrupa’nın “mutlu tebaa kompleksi” olarak adlandırdığı durumu dramatize ediyor. Gressani, Avrupa Birliği’nin temmuz ayında Trump’ın gümrük vergisi taleplerine fiilen boyun eğmesinin “bu ekonomik devin siyasi bir cüce olduğunu, AB’nin kendi çıkarlarını korumak için bir güç mücadelesine girmekteki veya tutarlı bir dizi stratejik öncelik belirlemekteki acizliğini ve isteksizliğini açığa serdiğini” öne sürdü.
Elbette gücün temel gerçeklikleri, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri gerçekte çok da değişmedi. NATO, Batı Avrupa kapitalizmin, ABD’nin askeri gücünün Sovyetler Birliği’ni uzakta tutmasına duyduğu çaresizce ihtiyaçtan doğdu. Ama, birkaç karşı karşıya gelme anı dışında, önceki ABD yönetimleri müttefiklerinin ulusal gururlarına saygı gösteriyormuş gibi yapıyorlardı. Trump’ın ise umurunda bile değil; gerçekten de Trump, Oval Ofis’te birilerini zorbalamasını televizyonda yayınlanan bir gösteri haline getirmekten mest oluyor.
Ama mutlu tebaanın başı İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın da dahil olduğu Avrupalılar, hala ABD’ye muhtaçlar. Brüksel’in gümrük vergileri konusunda boyun eğmesinin nedenlerinden biri, eğer Çin’in yaptığı gibi karşı koyarsa Trump’ın ABD’nin Avrupa’ya sağladığı güvenlik garantisini fiilen kaldırabileceği korkusuydu. Gerçekten de bu sadık Avrupalı liderlerin ABD’ye gitmesinin nedeni Trump’ın Vladimir Putin ile Ukrayna’yı Rusya’ya terk edecek bir anlaşmaya varmasını engellemekti.
Toplantı, Trump’ın Putin’e derhal bir ateşkes yapılması yönünde baskı yapacağına dair sözünü tutmadığı Alaska zirvesinden sonra yapıldı. Trump’ın sözünden dönmesi, Batılı savaş yanlılarının Trump’ı, Putin’ın Rusya’nın Doğu Ukrayna’yı ilhak etmesi talebini kabul etmekle ve ülkenin geri kalan parçasını Rusya’nın bir sömürgesine indirgemekle suçlamasına neden oldu. Avrupalı liderler -eğer Trump gerçekten daha önce bu yolu seçmişse- onu bundan vazgeçirdiklerini iddia ediyorlar.
Sorunları şu ki, hızlandırılmış yeniden silahlanma programlarına rağmen, Starmer’ın “gönüllüler koalisyonu” ne savaşı sürdürecek ne de bir barış anlaşması dayatabilecek askeri kabiliyetlere sahip. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin yaranmaya çalışarak söylediği gibi onların hala “babalarına” yani Trump’a ve ABD devletinin askeri gücüne ihtiyaçları var. Liberaller pek çok kez Trump’ın Putin’e olan sözde bağımlılığını psikoanalizle açıklamaya çalıştılar. Bir kez daha, gücün gerçeklikleri çok daha aydınlatıcı.
İlk olarak Rusya, aşamalı ve kanlı bir biçimde Ukrayna silahlı kuvvetleri üzerinde giderek daha fazla baskı kuruyor. Putin savaş alanında ne kadar kazanırsa, müzakere masasında o kadar az taviz vermek zorunda kalacak. Bu yüzden işleri uzatmakta çıkarı var. İkincisi emperyalistler arası küresel rekabette Trump yönetimi açıkça Rusya’yı Çin’den uzaklaştırmaya çalışıyor. Savunma analisti Patricia Marins twitterda bunu şöyle ifade ediyor: “Rusya, bugün ABD hegemonyasını bir zamanlar Sovyetler Birliği’nin yaptığı gibi tehdit etmiyor. Ama 1,3 milyarlık nüfusu ve güçlü ekonomisiyle, dünyanın en büyük sanayi üssüne sahip olmakla övünen Çin, ABD’yi tehdit ediyor.”
“Washington gerçek rakibinin Çin olduğunu biliyor, özellikle de askeri olarak. Çinliler Amerikalılardan bir nesil ileride savaş uçağı prototipleri uçuruyorlar, bir nesil ileri füzeler fırlatıyorlar. Donanma alanında Çin’in üretim kapasitesi devasa ve Rusya’nın kapasitesi de eklendiğinde, küresel askeri gemi yapımının yüzde 60’ından fazlasına ulaşabilir.”
“ABD’nin eşsiz bir endüstriyel dönüşüm kapasitesi var ama -kendisiyle rakipleri arasındaki- teknolojik açığı kontrol etmek zorunda. Bunu kısmen Rusya’yı Çin’den ayırarak yapmaya çalışıyor. Pekin silahlı kuvvetleri için hala bazı alanlarda Rus teknolojilerine ve tedariğine bağımlı halde. Rusya ve Çin arasındaki ortaklık, Batı’nın yaptırımlarının güçlendirdiği, hassas bir karşılıklı bağımlılık.”
Yani Trump’ın kabadayılığının ardında, bu ortaklığı yok etmeye çalışan ABD emperyalizminin soğuk, jeopolitik mantığı yatıyor. Putin’in Çin’i terk etmeyi kabul edeceği son derece kuşkulu. Çin sermayesi Rusya’nın nüfus yoğunluğu az olan Sibirya’daki devasa doğu bölümüne nüfuz ediyor olabilir. Ama Batılıların Rus ekonomisini bozmaya yönelik çabalarının deneyimi, Pekin’le birlikte hareket etmek yönünde güçlü bir motivasyon sağlıyor. Büyük güçlerin manevralarının arasında, Ukrayna halkı en önemsiz piyonlar olarak kalıyor.
Alex Callinicos