Search
Close this search box.

Suriyeli sosyalistler: Suriye, özgürlükle tiranlık arasında bir yol ayrımında

Suriye’de bulunan Devrimci Sol Akım Suriye’deki son durumla ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamada HTŞ yönetiminin otoriter bir düzen kurduğuna dikkat çekilerek, demokrasi mücadelesinin talepleri savunuldu.

Bir Yol Ayrımında: Özgürlüğe mi, Yoksa Tiranlığa mı?

Eski rejimin çöküşüyle birlikte, Esad ailesinin oligarşisi altında zulüm ve adaletsizlik çeken Suriye halkı, sevinç, rahatlama ve özgürlük umuduyla sarsıldı. Mart 2011’in ortalarında patlak veren büyük halk devriminde Suriye halkı, hedeflerine ulaşmak için on binlerce şehit verdi. Bu süreç, büyük bir iyimserlik duygusu yarattı. Ancak bugün, şüphe ve hayal kırıklığı toplumun geniş kesimlerini etkisi altına aldı. Yaşam koşulları daha da kötüleşti ve Suriyeliler arasındaki bölünmeler derinleşti. Yeni otoritenin giderek artan etnik ve mezhepsel ayrımcılığı körüklemesi, bu parçalanmayı daha da şiddetlendirdi.

Yeni yönetim, tüm kesimlerin katılımıyla yeni bir Suriye inşa etme vaadini terk ederek, toplumun geniş kesimlerini dışlayan yukarıdan aşağıya bir yönetim anlayışını benimsedi. Sözde “Zafer Bildirgesi Konferansı” ile askeri gruplar tarafından atanan bir başkan göreve getirildi. Ardından, sadece bir gün süren “Ulusal Diyalog Konferansı” düzenlendi. Daha sonra sahil bölgelerinde mezhep temelli katliamlar yaşandı ve nihayetinde hiçbir gerçek demokratik katılım içermeyen bir anayasal bildiri yayımlandı.

Yeni otoritenin yayımladığı geçici anayasal bildiri hem biçim hem de içerik açısından halkın umutlarını boşa çıkardı. Bu bildiri, Suriye devriminin temel ilkeleri olan özgürlük, adalet ve eşitliğe tamamen zıt bir yapı oluşturdu. Tüm yetkilerin tek bir kişinin, yani başkanın elinde toplanmasını meşrulaştırdı. Bu, Esad’sız ancak eski oligarşik düzenin yeni bir anayasal örtüyle yeniden üretilmesinden başka bir şey değildir.

Daha da önemlisi, bu anayasal bildirinin hiçbir halk meşruiyeti yoktur. Gerçek meşruiyetin tek kaynağı özgür halkın iradesidir. Ancak bu bildiri, halkın iradesini yansıtmaktan çok, yeni rejimin silahlı aygıtına dayanmaktadır. Kendi kendini başkan ilan eden Ahmed Şara, mutlak yetkilerle donatılmış durumda. Bu durum, bizi mutlak monarşiye geri götürmüş gibi görünüyor.

Bu bildirinin yayımlanması, çöküş sürecine girmiş olan siyasi sistemde radikal bir demokratik ve toplumsal değişimin gerçekleşmesini imkânsız hale getirmektedir. Tek fark, bir yönetici elitin yerine başka bir elitin geçmiş olmasıdır. Üstelik, önceki rejimin güvenlik ve medya baskı araçlarının yeniden üretilmesinin de önünü açmaktadır.

Bu nedenle, yeni yönetimin izlediği muhafazakâr politikaların tehlikelerine karşı uyarıyoruz. Yönetimin giderek daha gerici uygulamalara yönelmesi, verdikleri sözlerle çelişmektedir. Bu bağlamda anayasal bildiri, bu gerici yönelimi açıkça doğrulamaktadır.

Sonuç olarak, anayasal bildiri, Suriye krizinin temel nedenlerini ele almak yerine, devrimin patlak vermesine yol açan aynı koşulları yeniden üretmektedir. Gerçek demokrasinin yokluğu, mezhepçi ayrımcılığın devam etmesi, iktidarın bir kişinin ya da küçük bir grubun elinde toplanması ve neoliberal ekonomik politikaların sürdürülmesi, ülkedeki siyasi ve toplumsal çatışmaları ve istikrarsızlığı artırmaktadır.

Gerçek Çözüm Nedir?

Suriye’de krizin gerçek çözümü, baskıcı ve yozlaşmış sistemin temellerini değiştirmeyen anayasal deklarasyonlarla sağlanamaz. Bunun yerine, aşağıdaki adımlar atılmalıdır:

  • Özgürlüklerin genişletilmesi: Siyasi ve sendikal faaliyetlerin önünün açılması, bağımsız medya kuruluşlarının özgürce faaliyet göstermesi ve mezhepçiliğe dayalı olmayan gerçek bir demokratik sistemin inşa edilmesi.
  • Halkın iradesine dayalı bir yönetim: Tüm siyasi ve toplumsal kesimlerin katılımıyla, orantılı temsile dayalı özgür ve adil seçimlerin gerçekleştirilmesi.
  • Halkın çıkarlarını savunan politikalar: Neoliberal politikaların reddedilmesi, geniş halk kesimlerini ekonomik, sosyal ve siyasi açıdan olumsuz etkileyen uygulamalara karşı çıkılması.
  • Tam vatandaşlık ilkesine dayalı demokratik bir devletin inşası: Kimlik siyasetini reddeden, tüm Suriyeliler arasında eşitliği esas alan bir sistem kurulması.
  • Yetki ayrılığına dayalı demokratik bir anayasanın kabul edilmesi: Çoğulcu bir siyasi sistem oluşturulması, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması.
  • Geçiş dönemin adaletinin sağlanması: Suriye halkına karşı suç işleyen herkesin adalet önüne çıkarılması, mağdurların ve şehit ailelerinin tazmin edilmesi.
  • Suriye devletinin yeniden inşası: Toplumsal ve ekonomik adaleti garanti altına alan, Suriye halkının kendi kaderini tayin hakkını güvence altına alan, ülkenin ulusal, dini ve kültürel çeşitliliğini gözeten bir sistem kurulması.

Tüm bunlar, halkın geleceğini kendi ellerine almasını ve ülkenin tüm işgalcilerden bağımsız olmasını sağlamalıdır.

Biz, Suriye Devrimci Sol Akımı olarak, halk sınıflarının çıkarlarını savunmaktan vazgeçmeyeceğimizi ve devrimin özgürlük, onur ve toplumsal adalet hedeflerini gerçekleştirmek için bizimle aynı taahhütleri paylaşan siyasi ve toplumsal güçlerle birlikte çalışmaya devam edeceğimizi ilan ediyoruz.

Tüm iktidar ve zenginlik halka aittir!

Suriye Devrimci Sol Akımı
17 Mart 2025

son yazıları

Öğrenci ve kitle hareketi içerisindeki faşizmin önlenebilir yükselişi
Demokrasi Gaspına Karşı Kitlesel Muhalefet | Perspektifler #2
Devlet, asker, polis: Bunlar kimin için var?

ilginizi çekebilir

istanbul-da-boykot-yuruyus-miting-gunu
Öğrenci ve kitle hareketi içerisindeki faşizmin önlenebilir yükselişi
senol pers 2 thumb
Demokrasi Gaspına Karşı Kitlesel Muhalefet | Perspektifler #2
JDJadjlj
Devlet, asker, polis: Bunlar kimin için var?