Güney Suriye’deki Süveyda’da bu hafta yoğun çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalar yeni Suriye rejiminin güçleriyle, Dürzi azınlığın silahlı grupları ve diğer milisler arasında yaşandı. Terör devleti İsrail de, Süveyda’da çoğunluğu oluşturan Dürzi halkını koruma bahanesiyle Suriye’ye hava saldırıları düzenledi. 17 Temmuz’da, Suriye devlet başkanı Ahmed eş-Şara ile Dürzi liderler ateşkese gidilmesinde uzlaştı.
Eş Şara’nın silahlı İslamcı grubu Hey’etu Tahrîri’ş-Şâm (HTŞ) Aralık ayında kanlı Beşar Esad diktatörlüğünü devirdi. Ancak yeni Suriye rejimi, eski rejimin halkı bölüp yönetmek için kullandığı aynı mezhepçi taktiklere bel bağlıyor. Yeni rejim, on yıldan fazla süren iç savaşın ardından Suriye’nin farklı bölgelerini kendi egemenliği altına almaya çalışıyor. Aynı zamanda kitlesel işten atmalar ve özelleştirmeler gibi destek görmeyen ve işçilerin tepkilerine yol açan, neoliberal reformları dayatıyor.
Yeni rejim Mayıs ayında güneydeki Dürzilere saldırmaya başladı, Alevileri zaten hedef almıştı. Suriyeli sosyalist Ghayath Naisse’nin sözleriyle; “HTŞ rejimi sahil bölgesindeki Alevilerin silahsızlanmasını talep etti. Bunun iki amacı vardı, birincisi Alevilerden intikam almaya yönelik bir hamleydi, çünkü HTŞ azınlıkları düşman olarak görüyor. İkincisi, HTŞ kendisine direnebilecek herkesi silmek istiyor ve Alevileri rejimin kalıntısı olarak görüyor.”
Mart ve Nisan aylarında HTŞ güçlerinin 1600’den fazla kişiyi öldürdüğü acımasız Alevi katliamları gerçekleşti. Ghayath şöyle diyor: “HTŞ şimdi Süveyda’daki Dürzilere saldırmak istiyor çünkü bu bölgenin kontrolü rejimde değil. HTŞ bir yandan mezhepçi ayrılık tohumları ekerken diğer yandan emperyalistlerin tüm taleplerine teslim oluyor.”
Geçtiğimiz aylarda İsrail devrik Esad rejiminin askeri kapasitesini yok etmek için Suriye’ye saldırdı ve ülkeyi bombaladı. Ancak HTŞ bu eylemleri asla kınamadı ve yakın zaman önce HTŞ, İsrail yetkileri ile müzakereye oturdu.
“Eş Şara, İsrail ile o ara iyi ilişkiler içinde olduğu için, emperyalist ve bölgesel güçlerden herhangi bir müdahale olmadan Süveyda’ya saldırabileceğini, İsrail’e pek çok taviz verdiği için İsrail’in Dürzileri korumak adına müdahale etmeyeceğini düşündü. Ama İsrail, Dürzileri terörize eden HTŞ güçlerine saldırdı. İsrail, Suriye’deki en güçlü bölgesel emperyal güç haline geliyor. HTŞ ile anlaşma yapıyor ama askeri gücünü tekrar gösterebilir.”
“İsrail’de, İsrail ordusunda yer alma hakkı olan bir Arap-Dürzi toplumu var. Bu azınlık, İsrail’in azınlıkların – özellikle de Dürzilerin – kurtarıcısı olarak öne çıkması yönünde bir miktar basınç uyguladı. Böylece İsrail’in Suriye’deki üstünlüğünü tekrar göstermekteki çıkarı ve İsrail’deki ve işgal altındaki Golan Tepeleri’ndeki Dürzilerin basıncı sonucu İsrail müdahale etti.”
Ghayath, Esad’ın devrilmesini memnuniyetle karşıladı ama yeni rejime ve İsrail’in savaş çığırtkanlığına da karşı çıkıyor ve “İsrail kurtarıcımız değil” diyor.
“Bunu bizim hayrımıza yapmıyor. Bunu Suriye’deki kendi çıkarları için yapıyor ve bu çıkarlar bizimkilerle aynı değil.”
Ghayath perşembe günü (17 Temmuz) rejim güçlerini geri çekilemeye zorlayan şeyin “Süveyda halkının kahramanca direnişi” olduğunu söylüyor.
“Suriye halkının bu direniş eylemi önemli. HTŞ’nin, azınlıkları ezme, Suriye’deki siyasal ve demokratik özgürlükleri tahakküm altına alma gücünün bir sınırı olduğunu bilmesi gerekiyor. Bu, Suriye halkının HTŞ rejimine karşı ilk zaferidir, bu yüzden önemli.”
“Şimdi, yeni rejimin Suriye halkına, daha iyi bir gelecek yolunda rehberlik edemeyeceğini görmeliyiz. Tüm güçlerimizi -sendikalar, kadın hareketi, azınlık grupları – örgütleyip, koordine ederek bu mezhepçi rejim karşısında tüm bu mücadeleleri birleştirmeliyiz. Süveyda halkının mücadelesini Suriye’nin farklı yerlerindeki ve ülkenin kuzeydoğusundaki özerk bölgedeki halkla birleştirmemiz gerekiyor. Suriye’de özgürlük ve eşitlik için HTŞ’ye direnebilecek olmamız bize umut vermeli.”
Çeviri: Onur Devrim
