Sömürgeciliğe ve direnişe kuşbakışı bakmak

“Kuşbakışı Filistin bir sergiden daha fazlasıdır. Sömürgecinin havadan bakışına, kuş bakışına, coğrafi ve kartografik silinmeye, zorla uygulanan bir hafıza kaybına ve mekânsal kontrole rağmen tarihi yazma ve hikayelerimizi anlatma mücadelesinin bir kanıtıdır. Onların yukarıdan kuşbakışı nasıl gördüklerini görmek, belgelemek, arşivlemek, ifşa etmek ve direnmektir. Çünkü silinme karşısında görünürlük direniş, hafıza ise ısrarcılıktır.” Yazid Anan, “Kuşbakışı Filistin” sergisi küratörlerinden

İşgal ve sömürgenin en temel pratiği, yayıldığı topraklar üzerinde pervasızca hak iddia ederken, söz konusu topraklar üzerinde bir geçmiş, bir yaşam, bir hafıza olduğu bilgisini silmek üzerine kuruludur; böylece sıfırdan bir gelecek inşa etme cüreti gösterilebilir. Bitki örtüsünden sokak isimlerine, nüfus kayıt bilgilerinden her türlü kültürel mirasa kadar kolaylıkla silinebilir herhangi bir sayfadır toprak parçası adeta. Fiziksel-somut-yerleşmeye-doymaya-barınmaya referans veren toprağın üzerinde bu kadar çok yağmanın var olması, onu hem maddi olarak savunulması gereken bir fiziksel gerçeklik hem de unutmaya karşı bir direniş alanı olarak görmeyi zorunlu kılıyor.

19 Mart 2025’te Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nin (ANAMED) Beyoğlu Merkez Han’daki salonunda açılan “Kuşbakışı Filistin” sergisi de on yıllardır Filistin toprakları üzerinde devam eden çatışma ve tarih yazımına odaklanıyor.

İlk olarak 11 Eylül 2021–15 Ocak 2022 tarihleri arasında Ramallah’taki A.M. Qattan Vakfı’nda ziyaretçilere açılan sergi, üç yılın ardından, 7 Ekim 2023’ten beri Gazze’de İsrail’in uyguladığı soykırımın eşliğinde, onun gölgesinde ve gerçekliğinde, bu kez İstanbul’a taşındı. 

Yüzyıllar boyunca, savaş ve gözetim teknolojilerindeki gelişmenin, fiziksel imha gücüyle birlikte, toprakları insansızlaştırma amaçlarına nasıl hizmet ettiğini tartışmaya açan sergi, bir taraftan sömürgeciliğin bu “yaşamı yok sayan-havadan bakan” doğasını belgelerken, bir taraftan da serginin bizzat kendisi gibi, bunu ifşa ederek direnmenin, hafızayı canlı tutmanın örneklerini ortaya koyuyor. Küratörlüğünü Yazid Anani, Zeinab Azarbadegan, Zeynep Çelik ve Salim Tamari’nin, yardımcı küratörlüğünü de Asma’ Al-Mozayen’in üstlendiği, arşiv belgeleri, fotoğraf albümleri, kitaplar, mektuplar, videolar ve sanat işlerinden oluşan sergi, toplam altı bölümde kurgulanmış. “Gökyüzü Casusları”, “Mit ve Düzen”, “Kudüs’ün Temsili”, “Hafıza Limanları”, “Seyahatler ve Arzular” ve “Coğrafi Görünüm ve İktidar” başlıklı bu altı bölüm, net bir kronolojik akış takip etmeden, Birinci Dünya Savaşı’ndan günümüze, Osmanlı’dan İsrail’e, dini söylemlerden sanat temsillerine uzanan bir tarihsellik ve çeşitlilikte, Filistin toprakları üzerindeki tahakküm ve yeniden inşayı gözler önüne seriyor. Bu tahakküm ve işgal pratikleri, bir taraftan gökyüzünden bakışla üretilen haritalar, hava fotoğrafları ile boş bir kartografik tarih görselliği yaratırken, bir taraftan da sanat aracılığıyla, olmayan bir tarihin nasıl temsil edilebildiğini ve sanatın tarih yazımına nasıl ortak olabildiğini gösteriyor.

Sömürgecinin silme, yok etme, geçmişten arındırma eylemlerine karşılık, hatırlama ve var olanı gösterme çabasının bir direnişe dönüştüğü Filistin topraklarında, bu direnişin öyküleri de serginin önemli bir parçası. Fotoğraf albümleri, mektuplar ve uzun süredir devam eden yok edişi bilimsel metotlarla belgeleyen hak savunucusu grupların işleri, serginin içeriğini direnişe odaklayan seçkiler olarak karşımıza çıkıyor. Maketten tabloya, fotoğraflardan videolara uzanan farklı medya biçimleri içinde ön plana çıkan işlerden biri de QR kodla bağlandığınız bir arttırılmış gerçeklik arayüzünde, bölgedeki mevcut duruma ait verileri görebildiğiniz bir Gazze haritası.

İsrail’in Gazze’de katliama başladığı Ekim 2023’ten beri, yarısı çocuk olmak üzere on binlerce kaybettiği bu karanlık tablonun ortasında, sömürgeci mantığına, araçlarına ve direnişin imkanlarına dair düşünmek için, “Kuşbakışı Filistin” sergisi güncel bir olanak sunuyor. Yazıyı da yine serginin küratörlerinden Yazid Anan’ın sözleriyle bitirelim:

“7 Eylül 2021’de Ramallah’taki Qattan Vakfında sergilenen sergi Gazze’de televizyonda yayınlanan soykırımın grotesk manzarasının normalleştiği ve emperyalist entrikalarla uzun süredir aşındırılan küresel düzenin insan haklarını, uluslararası anlaşmaları ve bir zamanlar zulmü ve kitlesel katliamları önlemek için tasarlanmış kırılgan siyasi mekanizmaları savunma iddiasından bile vazgeçtiği bir dönemde İstanbul’a gelmekte. (…) Ekim 2023’ten bu yana Filistin’in kültürel ifadesini bastırabilmek için sistematik bir çaba birçok cephede kök saldı. Sergiler kapatıldı. Filistinli sanatçıların davetleri iptal edildi ve Filistinli ya da Filistinlileri savunan kültür çalışanları İsrail’in sömürgeci saldırılarına karşı çıktıkları için kara listeye alındı, işlerinden atıldı ya da isimleri karalandı. Bir zamanlar entelektüel ve sanatsal özgürlüğe bağlılıklarını ilan eden kurumlar, üniversiteler, müzeler ve sanat mekanları gibi mekanlar iktidara boyun eğerek Filistinlilerin anlatılarını, tarihlerini ve kendi kaderini tayin etme, onur ve özgürlük gibi vazgeçilmez haklarını silmek amacıyla ürpertici bir sessizliği dayatmaktadır.”

Not: Sergi, 25 Ocak 2026’ya kadar ziyaret edilebilir. Sergiye paralel olarak, 18 Mayıs 2025’te düzenlenen, sergi küratörlerinin konuşmacı olduğu panelin kaydına şu bağlantıdan ulaşılabilir.

Esra Akbalık

son yazıları

Süveyda: devrimin son kalesi
‘Siyonizm yenilecek ve tüm suçlularından hesap soracağız’
Bu iktidar zenginin dostu

ilginizi çekebilir

1752784937_kurdistan24
Süveyda: devrimin son kalesi
WNZS3X5D7BJJLA5AUDERGFSRQQ
‘Siyonizm yenilecek ve tüm suçlularından hesap soracağız’
destek-kamu-8
Bu iktidar zenginin dostu