Sayfalar dolusu suçlama var kanıt yok

Türkiye tarihi baskılar ve haksızlıklarla doludur. Son zamanlardaki en büyük haksızlık, Ekrem İmamoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkındaki iddianamede somutlaştı.

Yaklaşık 4 bin sayfalık iddianamede 402 şüpheli yer alıyor. “Çıkar amaçlı suç örgütü” kurmak ve yönetmekle suçlanan Ekrem İmamoğlu hakkında 828 yıldan 2.352 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Yolsuzluk ve irtikap suçlamalarının yanına casusluk ithamı da eklenmiş.

İddianame henüz mahkeme tarafından kabul edilmediği halde basına özel tanıtım yapılarak ve tam metni yaygın dağıtıma sokularak duyuruldu. İmamoğlu, henüz yargılama süreci bitmeden Türkiye’nin en kriminal kişisi ilan edildi. Mahkemede günler sonra kabul etti.

8 aydır Silivri hapishanesinde tutulan İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı, iddianameyi “kumpas” olarak niteleyerek hukuki değil siyasi olduğunu söyledi. 

İktidarın hedefindeki CHP, iddianamedeki suçlamaları çürütmeye girişti.

Hukukçular ne diyor?

Yüzlerce sayfalık iddianame, İmamoğlu’nun kağıt üstünde ağır suçlu ilan edilmesi kadar yargılama sürecinin olabildiğince uzatılması girişimidir.

Üniversite diploması iptal edilen, böylece Cumhurbaşkanlığı adaylığı fiilen ortadan kaldırılmış olan tutuklu belediye başkanı belli ki uzun süre hapiste tutulmak isteniyor.

İddianameyi okuyan birçok hukukçu usulsüzlükler ve gayri hukuki ithamlarla dolu olmasıyla ve uzunluğu ile adil yargılama imkanını ortadan kaldırdığını belirtiyor.

Ayrıca hazırlanış biçimiyle net ve anlaşılır olmadığı, medyaya servis şeklinin hukuki olmadığı, masumiyet karinesinin tanınmadığı da sık sık belirtiliyor.

Fakat en önemli eleştiri, iddianamede ağır suçlamalar yapılırken delillerin tam olarak açıklanmamış olması. Bu metni kutuplaştırma hedefiyle kaleme alınan intikamcı bir belge olarak nitelendiriyorlar.

Ekrem İmamoğlu ve CHP, duruşmaların TRT’de canlı yayınlanmasını talep etmişti. İktidar ortağı Devlet Bahçeli, bu talebe yeşil ışık yakmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise olabileceğini söylemişti. Bu duruma dönük bir adım henüz atılmış değil.

CHP’ye yönelen hamle

Başsavcılık, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iddianamesindeki suçlamalar kapsamında CHP hakkında Yargıtay’a bildirimde bulundu.

“İstanbul Senin” adlı mobil uygulama ile ilgili bölümünde, kentte seçmen verilerinin Büyükşehir Belediyesi ve iştirakleri tarafından usulsüz bir şekilde toplandığı ve paylaşıldığı iddia ediliyor.

Bulguların Anayasa 68. ve 69. maddeleri ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu kapsamında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderileceği belirtiliyor.

Bu iki madde siyasi partilerin kuruluşunu, yükümlülüklerini ve kapatılmalarını düzenliyor.

Fakat bir diğer tuhaflık İmamoğlu’nun CHP’yi ele geçirmek istediği yönündeki suçlama.

Başsavcılık iddianamenin mahkemeye sunulmasının ardından yaptığı açıklamada, CHP’nin seçimlerin güvenilirliğine, seçmenin iradesine ve demokratik düzeni etkilemeye yönelik “sistematik ve süreklilik arz edecek şekilde müdahalede bulunduğunu” öne sürdü. Fakat kapatma talebinde bulunmadığını da belirtti.

Siyasi partiler özellikle CHP gibi kitle partileri için rakip kişi ve hiziplerin kendi aralarındaki rekabet siyasi mücadeledir. CHP bir devlet kurumu ya da bir işletme değildir.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise iddianameyi “muhtıra” olarak niteleyerek CHP’nin kapatılması yönünde atılmış ciddi bir adım olduğunu söyledi.

31 Mart 2024 seçimlerinden Türkiye’nin birinci partisi olarak çıkan CHP, demokrasiyi gasp eden özel bir baskıya maruz kalırken, içten içe felç edilmek, mümkünse bölünmek isteniyordu. Şimdi, hemen herkes tarafından antidemokratik olduğu kabul edilen parti kapatma seçeneği de ortaya atıldı.

Halkın ruh hali 

19 Mart’ta İstanbul’da düzenlenen ev baskınlarıyla İmamoğlu, Murat Çalık (Beylikdüzü Belediye Başkanı) ve Resul Emrah Şahan (Şişli Belediye Başkanı) dahil olmak üzere yaklaşık 84 kişi şafak operasyonlarıyla gözaltına alınmıştı. Aynı günün gecesi Özgür Özel’in çağrısıyla CHP, İBB’nin önünde Saraçhane mitinglerini başlatmıştı.

Valiliğin İstanbul’da toplantı ve gösterileri yasaklamasına rağmen, 20 Mart günü İstanbul Üniversitesi’nde toplanan üniversite öğrencileri polis barikatını aşarak belediye binası önüne yürüyüp mücadeleyi ateşlemişti.

Saraçhane’de bir hafta süren gece mitinglerine bir milyondan fazla İstanbullu katıldı.

Mitingler baskı altında gerçekleşirken, sonunda polis şiddeti meydana geldi. 

Aynı anda birçok şehirde fiili olarak kitlesel yürüyüşler yapıldı.

Ardından CHP liderliği biri İstanbul’da hafta içi gece biri başka şehirlerde olmak üzere haftada iki miting yapma kararı aldı.

Ve şimdiye kadar 70 miting yapmış durumda. Bu mitinglere on binlerce insan katılıyor. Katılmayanlar çevreden ya da canlı yayından konuşmaları izliyor. Konuşmalarda CHP’ye yapılan büyük haksızlık dile getirilirken aynı zamanda yoksulluk, eşitsizlik, geleceksizlik de konuşuluyor.

Bu mitinglere sadece CHP üyeleri katılmıyor. Solun çeşitli kesimleri, bazı sendikalar, dışlanmış emekliler, işçiler, işsiz ve öğrenci gençler de katılıyor. 

Sosyalist İşçi gazetesi 19 Mart’tan bu yana iktidarın CHP’ye uyguladığı özel baskıya karşı çıkıyor. Devrimci sosyalistler CHP’nin birçok politikasına karşıdır. Biz Kemalist değiliz. Ulusalcı ya da nasyonal sosyalistlerle zıt kutuplarız. Neofaşist örgütlenmelere kökten karşıyız. Ancak devlet baskısını, yargı yoluyla siyasete müdahaleyi, yasakları, siyasi davaları kabul etmiyoruz.

İmamoğlu ve İBB davası hukuki değil siyasidir. Sadece CHP zarar görmüyor bu dava sürecinden. Otoriter yönetim zaten zayıf olan Türkiye burjuva demokrasisinden kalan son kırıntıları yok etmek istiyor. 

Buna birleşik mücadeleyle dur demeliyiz.

Volkan Akyıldırım

son yazıları

Çocuk işçi sömürüsüne, iş cinayetlerine son!
Yolsuzluk skandalı sonrası Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky zor durumda
Hayvanları aç bırakmanıza izin vermeyeceğiz!

ilginizi çekebilir

9
Çocuk işçi sömürüsüne, iş cinayetlerine son!
shutterstock_2340524513
Yolsuzluk skandalı sonrası Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky zor durumda
124543
Hayvanları aç bırakmanıza izin vermeyeceğiz!